Ray Bradbury
Uzay yolculuklarına, panayır gösterilerine ve gorillere dair zevklerimi eleştiren birini asla dinlemedim. Buna kalkıştıkları zaman dinozorlarımı toplayıp odayı terk ettim.
Aşk. Âşık olun ve âşık kalın. Sadece âşık olduğunuz şeyi yazın ve yazdığınız şeye âşık olun. Doğru kelime aşk. Sabahları uyanıp sevdiğiniz bir şeyler, yaşamaya değecek bir şeyler yazmalısınız.
Eğer yazmak ve üretmek istiyorsanız Tanrı’nın yaratıp başıboş bıraktığı en görkemli budala olmalısınız. Hayatınızın her gününü yazarak geçirmelisiniz. Korkunç derecede aptalca kitaplar ve görkemli kitaplar okumalısınız, sonra da kafanızın içinde güreşe tutuşup güzelce dövüşmelerine müsaade etmelisiniz. Kimi zaman hoyratça kimi zaman da harika kavgalar… Kütüphanelerde pusuya yatmalı, kitapları parfüm gibi koklayabilmek için kitap yığınlarına bir merdiven misali tırmanmalı ve o çılgın kafanıza şapka niyetine kitap takmalısınız. Size ilham perinizle bir ömür boyu sürecek bir güreş maçı dilerim. Size çılgınlık, ahmaklık ve de delilik dilerim. Umarım histeri içinde yaşar ve bundan güzel hikâyeler çıkarırsınız. Bilimkurgu olsun ya da olmasın… Bu da, en nihayetinde, önümüzdeki 20,000 gün boyunca her gün âşık olacağınız anlamına geliyor. Ve bu aşktan yeni bir dünya yaratacağınıza.
Eh, kafanızı bir güzel karıştırdığıma göre attığınız korku dolu çığlıkları duymak için bu noktada kısa bir ara vermeme müsaade edin.
Çok iyi bir çalışma olmuş. Ellerinize sağlık…
Ed Greenwood’da yazma tavsiyesi vermiş … Güler misin ağlar mısın