Beyza Taşdelen
Kadın bedeninin özgürlüğü, kadının toplumdaki yeri ve görevleri, estetik yargılar gibi konular, feminist anlayış tarafından sıkça ele alınan ve eleştirilen odak noktaları. Günümüz toplumlarında hala kadın bireylere empoze edilen kalıplaşmış bir güzellik anlayışı olduğu gerçeği ve bu anlayışın doğurduğu ve ileride doğurabileceği karanlık sonuçlar edebiyatçıların da gözünden kaçmıyor elbette. Modern çağın estetik dayatmalarına savaş bayrağı açan yazar Louise O’Neill, feminist distopya romanı Kusursuzlar‘da işte bu kemikleşmiş soruna parmak basıyor.
2014 yılında Birleşik Krallık’ta yayımlanmasından bu yana “rahatsız edici olması” sebebiyle pek çok eleştiriye maruz kalan Kusursuzlar, Margaret Atwood’un Damızlık Kız‘ına ve Orwell’ın 1984‘üne göz kırpan distopik konusuyla hepimizi şu anda gözlerimizi kaçırdığımız bir sorunun geleceğiyle yüzleşmeye zorluyor. Dahası, kapağında Vişnenin Cinsiyeti gibi devrimsel bir karşı masalı kaleme almış, çağımızın önemli feminist yazarlarında Jeanette Winterson‘dan bir övgü taşıyor oluşu da dikkate değer.
Kitabın bir başka dikkat çekici yönüyse kadın isimlerinin hep “küçük” harfle başlaması.
Yabancı Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alan kitabın tanıtım bülteni şu şekilde:
Irish Book Awards, 2014 En İyi Çıkış Romanı * Sunday Independent, 2014 En İyi Çıkış Romanı * Bookseller YA Awards, 2015 En İyi Kitap *
CBI Ellis Dillon Awards, En İyi Kitap * Buzzfeed, 2014 En İyi Kitap Seçkisi
“Bizim gibi kızlar için eş olmak özgürlüktür.”
Stepford Kadınları, 1984, Damızlık Kızın Öyküsü romanlarının ve Kötü Kızlar dizisinin öğelerini bulabileceğiniz beklenmedik, rahatsız edici ve merak uyandırıcı KUSURSUZLAR kadınların, erkeklere hizmet etmeleri için yaratıldığı bir dünyada geçiyor, bütün kızların ilk görevi güzel olmaktır. Artık doğal yollarla dünyaya gelmiyor, özel olarak tasarlanıyorlar sonra da reşit olana kadar Okullarda, gelecekteki eşlerini tatmin etmek için yetiştiriliyorlar.
Eş olarak seçilemeyenler için ise geriye kalan seçenekler cariye veya Okul’da öğretmen olmak.
Okul’daki son senelerinin stresi artarken, Freida’nın en yakın arkadaşı hiç yapmaması gereken bir şey yapar: Kilo alır. Hemen sonrasında kızların izole ortamına eş seçmeye hevesli erkekler gelir.
Freida geleceği için savaş vermek durumundadır. En yakın arkadaşı, en sevdiği kişiye ihanet etmek zorunda kalacak olsa bile…
***
“Çavdar Tarlası Çocukları’nın umutsuzluğunu, Stepford Kadınları’nın eleştirisini ve 1984’ü andıran bir roman…
Yazar, yeni ve özgün bir yetenek.” –Irish Independent
“Düşündüren tarzı ve acımasız sonuyla bu fazlasıyla gerçekçi distopya, baştan sonra insanı kendine çekiyor.” –SFX Dergisi
“Karanlık bir rüya. Canlı bir kâbus. O’Neill’ın kurguladığı dünya korkutucu çünkü gerçekleşebilir.
Bıçak gibi keskin bir dili var.” –Jeanette Winterson
“Derin, karanlık ve korkutucu şekilde gerçekçi, bu kitap sizi uzun süre bırakmayacak.” –Marie Claire
“Son derece çarpıcı… Sürükleyici, başarılı ve karanlık.” –Marian Keyes
Sadece erkeğin değil kadının da dünyayı kendi hemcinsine dar ettiği günümüzde rahatsız ediciliğini gerçekçiliğinden alan ve Öznur Özkaya tarafından çevrilen Kusursuzlar, kusursuz(!) kadına ulaşma çabasının çarpık bir portresini çizerken bizlere, bildiği gerçekliği sorgulayan yeni bir karakteri, Freida‘yı hediye ediyor.
