in

“Sevgili Salak” Yeniden Bizlerle

Aşkın Güngör’ün baskısı bir süredir bulunmayan kısa romanı “Sevgili Salak” uzun bir aranın ardından tekrar raflarda.

sevgili salak ust
- Reklam -
- Reklam -

Yazar, şair, editör ve yayın danışmanı kimliğiyle neredeyse 30 yıldır yayıncılık dünyasının hemen her alanında aktif olarak görev alan Aşkın Güngör‘ün ilk kez 2007 yılında kaleme aldığı “Sevgili Salak” adlı kısa romanı uzun bir aranın ardından hem eski hayranlarına hem de kendisiyle ilk kez tanışacak okurlara merhaba dedi.

Taksim’in arka sokaklarında geçen bir aşk ve cinayet öyküsünü anlatan kitap, yarı akıllı Mahsun’un Nilay adlı bir konsomatriste duyduğu tutkulu aşkı konu alıyor. Olaylara Mahsun’un gözünden şahit oluyoruz ve kendisi hafif (!) kaçık bir karakter olduğundan bir delinin günlüğünü okumaya benzer bir tecrübe ediniyoruz. Normalde nefes kesici fantastik eserleri ve şiirsel bir dille kaleme alınmış bilimkurgu romanları ve öyküleriyle tanıdığımız yazar bu kez çok farklı bir üslupla çıkıyor karşımıza. Sevgili Salak‘ın arka kapak yazısına bakınca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız:

sevgili salakUlan, yemin ediyorum, ben okusam bırak şairi, yazar olurdum kızım! Boru değil, yazar! Hem benim şu düşündüklerim var ya, eğer üşenmeyip yazsam şimdi meşhurdum anasını satayım! Vallahi bak, roman olurdu kızım aklımdan geçenler. Ha, millet, “Bu ne be? Böyle roman mı olur?” derdi belki. Ama ben her şeyi düşündüm Nilay. “Ne ulan, hayat sadece sizin aklınızdan geçenler mi?” derdim onlara. “Ne şaştınız o’lum? Bizimki gibi hayatlarda böyle cümleler debeleniyo anasını satayım” derdim. Ha, hatta, “Biz sizin yok saydıklarınızız” derdim abi.

- Reklam -

Aşkın Güngör ise bu sıra dışı kitabını kendi sözleriyle şu şekilde özetlemiş:

Yazarken farkındaydım, kitap ciltlenip elime geldiğinde de iyice emin oldum, Sevgili Salak benim tarzımın epeyce uzağındaydı. İçinde bolca argo vardı bir kere. Kitaplarımda başat olan umut, sevgi, aşk gibi olumlu kavramlar Sevgili Salak’ta olabilecek en aykırı şekillerde kendine yer bulabilmişti. Kitaptaki ana konu Mahsun’un Nilay’a beslediği saplantılı aşktı, tamam, ama o aşk da giysilerinden soyunmuş, geriye pek de makbul olmayan bir çıplaklık kalmıştı.

- Reklam -

“Yarım akıllı Mahsun’la konsomatrist Nilay’ın öyküsünün ilgi çekeceğine neden inandın?” derseniz, bilmiyorum. Doğru bir karar olduğunu da iddia etmiyorum zaten — tamamı yazar dostlarımdan gelen aşağıdaki yorumları okuduğunuzda muhtemelen buna siz de ikna olacaksınız. Ama işte, yazı böyle bir şeydir. Bir ya da birkaç karakter zihninizde dolaşmaya ve yazılmak için baskı yapmaya başlarsa karşı koymak pek de mümkün olmaz. Öyleyse, bu “iğrenç” öykünün yazılmasına aracı olduğum için beni suçlamadan önce Mahsun’la Nilay’a kızmalısınız, başka zihinlere akmayı isteyerek beni zorlayan onlar çünkü, ben sadece yazıyı art arda dizen çaresiz kişiyim.

Bilgi Yayınevi aracılığıyla yeniden satışa sürülen kitap şu anda satışta. Darısı Aşkın Bey’in diğer kitaplarının başına diyelim. Keyifli okumalar…

M. İhsan Tatari

Yirmi yılı aşkın bir zamandır fantastik edebiyat, bilimkurgu, çizgi roman ve bilgisayar oyunlarıyla haşır neşir oluyor.

Fantastik edebiyat alanında dört basılı kitabı bulunan yazar, Kayıp Rıhtım'ın yanı sıra Oyungezer dergisinde de serbest yazar olarak çalışmakta, çeşitli yayınevlerinde çevirmen ve editör olarak görev almaktadır.

Bir Yorum

Yorum Yap
  1. Her neyse? Burdan eski kız arkadaşlarıma yazıyorum belki birisi bir gün iletir adresine…Bunların dudağını ısırsanda bunlar aşk tan falan anlamaz sözüm meclisten dışarı yav bilader ağzımızla kuş mu tutacağız…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

dune tanri imparatoru ust

“Dune Tanrı İmparatoru” Ön Siparişe Açıldı!

cigdem erkal ipek ceviri atolyesi

Çiğdem Erkal İpek ile Çeviri Atölyesi Başlıyor!