in ,

One Punch Man: Tek Yumrukla Bol Eğlence

Animesiyle kendisine hatrı sayılır bir hayran kitlesi edinen One Punch Man’in mangasını sizler için inceledik!

One Punch Man manga inceleme
- Reklam -
- Reklam -

Hayatına bir internet çizgi romanı (webcomic) olarak başlayan One Punch Man (ki kendisinden yazıda OPM olarak bahsedeceğiz), aslında 2009 yılından beri ortalıkta geziniyor. “One” rumuzunu kullanan manga çizeri (mangaka) tarafından bir internet sitesinde başlayan OPM o kadar meşhur oldu ki, manganın yayınlandığı site üç yıl içinde 8 milyondan fazla tık aldı. Tabii bu kadar popüler olunca seri bununla sınırlı kalmadı ve 2012 yılından itibaren Yusuke Murata tarafından tekrar çizilmeye başlandı. Şimdiye kadar on iki cildi yayınlanan manganın anime serisi ise 2015 yılında Madhouse tarafından yapıldı ve şu sıralar ikinci sezon için çalışmalar devam ediyor.

saitama manga

One Punch Man Manga İncelemesi: Vurdu mu Oturtan Kahraman Saitama

OPM, hobi olarak süper kahramanlık yapan Saitama‘nın hikayesini anlatıyor. Şehirlerin A, B, C şeklinde harflerle adlandırıldığı bir dünyada, süper kahramanlar ve haliyle süper kötüler de pıtrak gibi ortalıkta geziniyor. Tabii bunların çoğu tam zamanlı süper kahraman, bizim kahramanımız ise, dediğim gibi, hobi olarak süper kahramanlık yapıyor.

- Reklam -

Hobi olarak kahramanlık yapmak size garip gelmiş olabilir, ancak bu Saitama’nın kendi tanımı ve bunu sık sık vurgulamaktan da çekinmiyor. Okulunu bitirdikten sonra iş bulamadığı için süper kahramanlığa soyunan Saitama, o kadar sıkı çalışıyor ki saçları dökülüyor. Öyle normal bir dökülme de değil, bayağı ayna gibi parlıyor karakterimizin kafası, ama siz bunu yüzüne söylemeyin, bu konuda biraz hassas kendisi.

Saitama dışarıdan bakıldığında çok tırt bir kahramanmış gibi duruyor. Dümdüz ve hatta zevksiz kostümü, çelimsiz duran vücudu ve ifadesiz suratıyla ne kötüler tarafından dikkate alınıyor ne de ara sıra denk geldiği diğer kahramanlar. Ancak Saitama o kadar güçlü ki, en kuvvetli rakibine “tek yumruk” atması yetiyor. Hatta yetmekle kalmıyor, “Bir vursam yarısı boşa gider,” tabirini tam anlamıyla karşılayacak şekilde tek darbeyle düşmanlarının kafalarını patlatıyor, ayaklarını yerden kesiyor.

Genel olarak böyle sıradan görünürken, bazı anlarda o ifadesiz ve sıradan yüzü o kadar karizmatik oluyor, o çelimsiz vücudu öyle bir Roma heykeli gibi duruyor ki, sırf bu değişimler ve geçişler bile tebessüm etmenize, hatta kahkaha atmanıza sebep olabiliyor.

saitama

Manga da, tıpkı animede olduğu gibi, Saitama’nın farklı düşmanlarla yüzleşmesini anlatıyor. Saitama’nın tüm rakiplerini tek yumrukta hacamat ettiği bilinen bir durum, o yüzden bunu söylemekte sakınca yok. Ama bu durum kendisinin canını epey bir sıkıyor, çünkü bundan çok sıkılmış. Yani artık dövüşmekten zevk almıyor, heyecan duymuyor; çünkü biliyor ki tüm düşmanlarını tek yumrukla harcayabilecek. Ama buna rağmen komik durumlar yaratmaktan geri kalmıyor, düz adamlığını bozmuyor ve kendisi için normal olan laflarla epey bir güldürmeyi başarıyor.

OPM ustaca kaleme alınmış bir eser; süper kahraman kültürüyle ince ve tatlı bir şekilde dalga geçiyor ama bunu sıradanlaşmadan ve çiğleşmeden yapmayı başarıyor. Görülen karakterler genelin harmanı olsa da bir şekilde kendine özgü olmayı başarıyor. Saitama ise bu kendine özgülüğün en güzel örneği.

- Reklam -

Mangaların ilk cildi, Saitama ile Genos‘un yeni tanıştığı zamanlara kadarki kısımları içeriyor. Bilmeyenler için söyleyeyim, Genos kendini Saitama’nın yardımcısı zanneden bir cyborg, yani yarı insan yarı makine. Saitama ne kadar bıkkın, sessiz ve sakinse Genos da o kadar enerjik, geveze ve atik.

Çeviri, Baskı ve Diğer Detaylar

OPM dilimize Akılçelen Kitaplar tarafından kazandırıldı. Kendilerinin güzel bir manga geçmişi var; klasik diyebileceğimiz Death Note, Fullmetal Alchemist gibi serileri de dilimize onlar çeviriyor. Ancak ilginç bir şekilde kitabın künyesinde çevirmen adı yer almıyor. Neden böyle bir şey tercih etmişler bilmiyorum ama çevirinin gayet güzel olduğunu söyleyebilirim. Bir iki balonu ortalayamayan konuşma dışında grafik uygulamasında da hiçbir sorun yok, ki bunlar da göze batmayacak şeyler ve sayısı gerçekten az.tek yumruk kapak

Balonların dışında kalan efekt gibi şeylerin ise bir kısmı olduğu gibi bırakılmış ve zaten ne oldukları belli olduğu için dokunulmasına gerek yok. Dokunulduğunu düşündüğüm kısımlar ise o kadar ustaca uygulanmış ki, orijinali de mi öyle yoksa çevirilip mi oraya yerleştirilmiş gerçekten emin olamadım. Ancak karakterin okuduğu kitabın üzerindeki ufacık başlığın bile çevirilip gayet güzel yerleştirilmiş olması dikkatimden kaçmadı ve açıkçası epey de hoşuma gitti.

Bu ciltle ilgili hoşuma gitmeyen tek şey kapak seçimi oldu diyebilirim. Yanlış anlaşılmasın, kapak görseli olarak Japonya’da ilk baskıda kullanılan görsel seçilmiş. Ancak OPM serisinin sonraki yıllarda yapılan baskılarında kullanılan kapakları harika, hatta arka kapaklarla birleşince üç boyutlu birer görsel haline geliyorlar (İlk cildin internette bulduğum bir fotoğrafını aşağıda görebilirsiniz). Bu kapakların ön ve arka kapakları tek bir görsel şekilde arka kapağa yerleştirilmiş olsa da, şahsen doğrudan o hallerinin kullanılmasını tercih ederdim.

opm kapak

Akılçelen Kitaplar bütün mangaları geleneksel biçimde bastığı için manga severlere bunu söylemeye gerek var mı bilmiyorum, ancak OPM de tabii ki sağdan sola okunacak şekilde basılmış. Bundan hoşlanmayan kişiler olsa da, bu tercih benim hoşuma gidiyor ve ABD ile Avrupa gibi yerlerdeki çevirilerde de bunun tercih edildiğini bildiğim için garipsemiyorum.

Eğer OPM’in anime serisini seyrettiyseniz, mangasından da keyif alacağınız kesin. Animede dövüşler daha keyifli olsa da, mangada da son derece eğlenceli karşılaşmalar var. Ayrıca şimdiden serinin üçüncü cildi piyasaya çıkmış durumda, dolayısıyla bu hızla animenin ikinci sezonunu beklemeden seriye devam etmek mümkün gibi duruyor.

Türker Beşe

Müzmin arkeolog adayı. 4 yaşında atari oynamakla başlayan oyunculuk macerası şiddetle devam etmektedir. Okuma zevki günden güne değişmekle birlikte, tuhaf kurgu, büyülü gerçeklik ve tekinsiz korkudan aldığı keyfi hiçbir türden alamaz.

17 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for Bay_Karamsar Bay_Karamsar dedi ki:

    Bir türün, hem gereklerini yerine getiren hem de kafa kurcalayabilen klişelerini tiye alabilen çalışmalar, ayrı güzel :+1:

  2. Avatar for Pardus Pardus dedi ki:

    İlk cildini okudum. Hoş ve eğlenceli. Fakat sonra Bleach’ e başladım 5 cilt okudum. Şimdi de Gantz’ a başladım. Denk gelirse alır okurum türünden bi manga benim için, okumam demem. :smiley: :smiley:

  3. Avatar for LordKratos LordKratos dedi ki:

    Eğlence ve parodi amaçlı çıkmış ilk ortaya. Sanırım Süperman parodisiydi. Yaratıcılarının da beklemediği bir talep oluşturmuş hatta. Adamlar tek sezonluk planlamışlar zaten evrenin en güçlü karakterini öldürdü Saitama. Şimdi 2. sezon için durduk yere konu bulmak zorunda kaldılar. Keza Saitama inanılmaz derecede güçlü. Sanırım şu S sınıfı kahraman kötü çıkacak ona karşı mücadele edecek. Ayrıca Genos düşmanını yeni buldu. Bir de Saitama çalışarak bu kadar güçlü olmadı. Bir ilaç almıştı orijinde vardı. Ondan sonra sabah uyanınca saçları dökülüyor ve kozmik bir güç kazanıyor.

  4. Avatar for Pardus Pardus dedi ki:
    1. cildini dün bitirmiştim ve aklıma - alıntıladığım - bu cevabın sorusu gelmişti: Saitama gerçekten her gün 100 şinav, 100 mekik ve koşuyla mı bu kadar güçlü oldu? :smiley:
  5. Avatar for galeme galeme dedi ki:

    Evet. Kesinlikle bu şekilde güçlü oldu. İnanmayan her gün 100 şınav, 100 mekik ve 10 km koşu yapsın bakalım sonra sonucunu buraya atsın.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

12 cevap daha var.

ducktales ust

Varyemez Amca, Eski Doctor Who David Tennant’la Geri Dönüyor!

penguin

Penguin’den Bilimkurgu Klasiklerine Harika Kapaklar