İsmini Gulliver’in Maceraları‘ndaki uçan adaya veya Castle in the Sky’daki adaya borçlu olduğunu düşündüğümüz taptaze yayınevi Laputa Kitap, yakın zamanda fantastik ve bilimkurgu edebiyat dünyasına kendinden emin ama sessiz sedasız bir şekilde giriş yaptı. İlk yayımladığı kitap, H.P. Lovecraft’tan “Edebiyatta Doğaüstü Korku” olunca, okuyucuda yayınevinin eğilim göstereceği türler hakkında bir ön izlenim oluşturan yayınevi, sıradaki kitabını da Wells’ten Aydaki İlk İnsanlar olarak belirleyince, bu izlenim daha sağlam temeller üzerine oturmuş oldu.
Aydaki İlk İnsanlar – H.G. Wells | Arka Kapak Tanıtımı
Artık bir boşluğun içinde değildik. Dibimizde bir atmosfer yükselmişti. Cisimlerin ana hatları nitelik kazanmaya başlamıştı, güçlenmişti ve çeşitlenmişti; tek tük görülen beyaz maddenin gölgeleri hariç, madde artık hava değil kardı, kutupsal görünüm tümden kayboldu. Çıplak ve yığılmış toprağın, geniş paslı bir kahverengiye dönen yerleri, Güneş’in alevlerini uzanmıştı. Kar yığınlarının kenarları, o geniş çoraklıkta coşkuyla var olan tek şey yer yer ufak geçici havuzlar ve su girdaplarıydı. Günışığı, küremizin üstteki iki perdesini bastı ve ortamdaki havamızı yaz ortasına çevirdi, ama ayaklarımız hâlâ gölgedeydi, küre bir kar yığınının içinde duruyordu.
İlk kez Varlık Yayınları tarafından 1950’lerde Ayda İlk İnsanlar olarak çevrilen ve orijinal ismi The First Men in the Moon olan H.G. Wells kitabı, Laputa Kitap bünyesinde Özlem Poyrazoğlu çevirisiyle tekrar Türkçeye kazandırıldı.
Varlık Yayınları’nın çocuk klasikleri bünyesinde yayımladığı çevirinin aksine hem koleksiyonerlerin hem de yetişkinlerin zevklerine hitap edebilecek türden bu Wells klasiğinden sonra, bilimkurguseverler olarak Laputa Kitap’tan bu standartta eserler beklemek en doğal hakkımız gibi duruyor!