in ,

Güz Film Festivallerine Detaylı Bir Bakış: 2019 Yılı Nasıl Geçti?

2019’un güz festivalleri nasıl geçti? Venedik, Telluride, Toronto ve New York gibi önemli durakları kapsayan dosyamızda hem yılın filmlerine hem de film festivallerine detaylı bir bakış atıyoruz.

Güz Film Festivallerine Detaylı Bir Bakış: 2019 Yılı Nasıl Geçti?
- Reklam -
- Reklam -

Sinema yılı için sonbahar, ödül sezonunun başlangıcı olarak kabul edilir. Her yıl ağustos ayının son haftasında Venedik Film Festivali’yle başlayan bu dönem; hemen ardından yapılan Telluride, Toronto ve New York film festivalleriyle de beraber sinema yılının ve ödül sezonunun merakla beklenen önemli filmleri ilk kez görücüye çıkar. Birçok ödül sezonu filminin yanı sıra keşif yapma açısından da geniş, alternatif ve zengin seçkilere sahip olan bu festivaller sinemaseverler için büyük önem taşır.

Bu yazımda güz festivallerinin niteliğini, sinema yılı içerisindeki yerini, ödül sezonu için ne anlama geldiklerini ve bu sene bu festivallerin seçkisinde yer alan önemli filmlere yer vereceğim.

Güz Festivalleri: Venedik, Telluride, Toronto ve New York

Her yıl birçok filmin galasını yaptığı ve geçmişte beğenilen işlere imza atan yönetmenlerin yeni filmlerinin ilk kez görücüye çıktığı güz festivallerinde bu sene de önümüzdeki günlerde adından söz ettirecek birçok film gösterimini yer aldı.

- Reklam -

Venedik Film Festivali

Üç büyük Avrupa film festivali diye nitelendirilen serinin Berlin ve Cannes’dan sonraki son durağı konumunda olan Venedik Film Festivali; hem son yıllarda Birdman, Spotlight, The Shape of Water, Roma gibi Oscar ödüllü filmlere hem de geçmiş senelerde Il deserto rosso, L’année dernière à Marienbad ve La strada gibi önemli klasiklere ev sahipliği yaptığı için sinemaseverler tarafından merakla beklenen festivallerden biri konumundadır.

Misyonu ve tarihçesiyle uzun yıllardır sinemaya hizmet eden bu köklü organizasyon; iddialı ödül sezonu yarışçılarının yanı sıra keşfetmeye değer filmlerin de yer aldığı çok yönlü bir seçkiye sahiptir. Jüri tarafından en beğenilen filme Altın Aslan (Leone d’Oro) ödülünün verildiği; dünyanın en eski film festivali unvanını taşıyan Venedik Film Festivali bu sene 76. defa düzenlendi.

Joker
Joker

Festival, filmler için önemli bir vitrin olmasının yanı sıra fonlarıyla ve film yapım destek atölyeleriyle de beraber uzun yıllardır sinemacılara destek olmaktadır. Son yıllarda Sanal Gerçeklik (VR) filmlerine de yer verilen Venedik Film Festivali seçkisi her geçen sene daha da çeşitlenmektedir.

Bu sene jüri başkanlığını Arjantinli yönetmen Lucrecia Martel’in üstlendiği Venedik Film Festivali’nde; büyük ödül Altın Aslan’ı yapılacağı günden beri merakla beklenen Joker kazandı. En prestijli ikinci ödülü konumunda olan Jüri Büyük ödülü ise Polonyalı usta yönetmen Roman Polanski’nin politik dram filmi J’accuse verildi. Festivalin diğer büyük ödüllerinden biri olan En İyi Yönetmen Ödülü’ne ise About Endlessness filmiyle İsveçli yönetmen Roy Andersson kazandı.

About Endlessness
About Endlessness

Festivalde dikkat çeken kararlardan biri de Martin Eden filmindeki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazanan Pietro Marcello oldu. Joaquin Phoenix, Brad Pitt ve Adam Driver gibi isimlerin çok iyi eleştiriler alan performanslarını geride bırakarak bu ödüle ulaşan Marcello’nun bu ödülü kazanması festivalin en merak uyandıran gelişmelerinden biriydi.

Marriage Story, Ad Astra ve Joker gibi büyük yankı uyandıran yapımların yanı sıra ana yarışma seçkisinde bu sene, başrollerinde Robert Pattinson ve Johnny Depp’in yer aldığı kitap uyarlaması Waiting for the Barbarians; geçtiğimiz sene Cannes’da Shoplifters ile Altın Palmiye kazanan Hirokazu Kore-eda’nın Juliette Binoche, Ethan Hawke ve Catherine Deneuve’un gibi isimleri bir araya getiren, iddialı bir kadroya sahip olan The Truth isimli draması; Olivier Assayas’ın çok iyi eleştiriler alamayan gerilim filmi Wasp Network; Pablo Larrain’in Ema isimli dram filmi ve Amerikalı bağımsız sinemacı Steven Soderbergh’in Netflix ile bu seneki ikinci ortaklığı olan,  Meryl Streep, Gary Oldman ve Antonio Banderas gibi önemli isimlerin yer aldığı oyuncu kadrosuyla dikkat çeken The Laundromat yer aldı. Festivalde dikkat çekici filmlerden biri de Jerzy Kosinski’nin aynı isimli romanından uyarlanan savaş draması The Painted Bird oldu. Film beğenilmekle birlikte, şiddet unsurlarından dolayı izleyicilere oldukça zor bir sinema deneyimi yaşattığı söyleniyor.

Telluride Film Festivali

Güz festivallerinin ikinci durağı konumunda olan Telluride Film Festivali; her yıl Venedik Film Festivali devam ederken başlayıp, Toronto Film Festivali başlamadan önce biter. ABD’nin Colorado eyaletinde yer alan küçük bir kentte gerçekleştirilen Telluride Film Festivali diğer prestijli film festivallerine göre daha farklı geleneklere sahiptir. Kırmızı halı töreni ve büyük galalar yapmaması, sadece dört gün sürmesi ve seçkisinde yaklaşık 40 filme yer vermesiyle festival kendine özgü bu geleneğini uzun yıllardır sürdürmektedir.

Telluride Film Festivali’ni önemli yapan noktalardan biri de yolu Oscar ödüllerinden geçen birçok filme seçkisinde yer veriyor olmasıdır. Son 10 senede En İyi Film ödülünü kazanan yapımların 7’si burada görücüye çıkmıştır. Aynı zamanda yarışta favori konumda bulunan filmlerin büyük bir bölümü de burada gösterilmiştir.

Motherless Brooklyn film
Motherless Brooklyn

Festivalde bu sene Edward Norton’un ikinci yönetmenlik deneyimi Motherless Brooklyn; Amazon’un ödül sezonunda öncelik vereceği söylenen, Eddie Redmayne ve Felicity Jones’u The Theory of Everthing sonrasında yeniden bir araya getiren The Aeronauts; Renée Zellweger’in performansıyla ön plana çıktığı biyografi filmi Judy ve Christian Bale ve Matt Damon’ın başrolde yer aldığı James Mangold’un yönetmenliğini üstlendiği Ford vs. Ferrari isimli biyografi filmi dikkat çeken diğer yapımlardı. Ayrıca Amerikalı bağımsız sinemacı Kelly Reichardt’ın yeni draması First Cow; 2017’de It Comes at Night isimli korku filmi ile adını geniş kitlelere ulaştıran Trey Edward Shults’un filmi Waves ve City of God filmiyle tanınan Brezilyalı yönetmen Fernando Meirelles’in yeni Netflix filmi The Two Popes da festivalden iyi eleştirilerle ayrılmıştı.

Toronto Film Festivali

Eylül ayının ikinci haftasına kadar devam eden Toronto Film Festivali ise ödül sezonunun bir diğer önemli durağıdır. En İyi Film kategorisinde yer alan filmlerin büyük bölümünün seçkisinde yer veren bu festivalde; geçtiğimiz yılın kazananı Green Book da galasını yapmıştı. Festivalin en prestijli ödülü konumundaki Grolsch Halkın Seçimi ödülünü de kazanan Green Book ödül sezonu yarışında favori konuma yükselmişti. Geçtiğimiz senelerde ise bu ödülü yarıştan iyi sonuçlarla ayrılan The King’s Speech, 12 Years a Slave, La La Land ve Three Billboards Outside Ebbing, Missouri gibi filmler kazanmıştı. Yolu Oscar’dan geçen filmlerin Telluride ve Toronto ikilisinde veya ikilisinden birinde gösterilmesi bu festivalleri odak noktası haline getiren niteliklerden biridir.

Toronto Film Festivali’nin bir diğer önemli niteliği de yaklaşık 300 filmden oluşan çok geniş bir film seçkisine sahip olmasıdır. O yıl içerisinde yapılan Berlin, Cannes, Locarno ve Venedik film festivallerinde beğenilen filmlerin Kuzey Amerika galalarının yapıldığı Toronto Film Festivali, sinemaseverler için adeta bir şölen havasında geçmektedir.

Bu sene Toronto’da Oscar’ın habercisi olarak nitelendirebileceğimiz, festivalin en prestijli ödülü konumunda olan Grolsch Halkın Seçimi ödülünü Hitler parodisi Jojo Rabbit kazandı. İkinci sırada galasını Venedik’te gerçekleştiren Marrige Story, üçüncü sırada ise galasını Cannes’da yapan Bong Joon-ho’nun Altın Palmiyeli Parasite filmi yer aldı.

Jojo Rabbit film
Jojo Rabbit

Her yıl birçok Oscar yarışçısı çıkaran Toronto Film Festivali’nin diğer dikkat çeken yapımları ise şöyle:

– Rian Johnson’ın olumlu eleştiriler toplayan komedi filmi Knives Out

– Geçtiğimiz günlerde yayın haklarını Amazon’un satın aldığı Sound of Metal

- Reklam -

– Gece Yarısı Çılgınlığı bölümünde gösterilen ve ödülü kazanan bilimkurgu filmi The Platform

– Nicolas Cage‘li H.P. Lovecraft uyarlaması Color Out of Space

– Russell Crowe ve George MacKay’ın başrolde yer aldığı kitap uyarlaması True History of the Kelly Gang

– Jennifer Lopez’in başrolünü üstlendiği Hustlers

– Fargo ve Legion dizileriyle tanıdığımız Amerikalı yönetmen Noah Hawley’in Natalie Portman’lı bilimkurgu filmi Lucy in the Sky

– Makoto Shinkai’nin merakla beklenen yeni animasyonu Weathering with You

– Ödül sezonunda vizyona girecek Just Mercy

– Hugh Jackman’ın başrolde yer aldığı komedi filmi Bad Education

– Cynthia Erivo’nun performansıyla dikkatleri üzerine çektiği dram filmi Harriet

– Tom Hanks’in başrolde yer aldığı biyografi filmi A Beautiful Day in the Neighbourhood.

Toronto seçkisinde bu sene Orçun Behram’ın Bina, Burak Çevik’in galasını Locarno Film Festivali’nde yapan kısa filmi Belleğin Topoğrafyası ve Rojda Şekeröz’ün En komikers uppväxt filmleri de yer aldı. Ayrıca galasını Locarno Film Festivali’nde gerçekleştiren Yorgos Lanthimos’un kısa filmi Nimic ve Locarno’dan büyük ödül Altın Leopar ile ayrılan Pedro Costa’nın Vitalina Varela isimli dram filmi Toronto Film Festivali seçkisinde yer alarak Kuzey Amerika galalarını gerçekleştirdiler.

New York Film Festivali

Festival sezonunun adeta son durağı konumunda olan New York Film Festivali ise eleştirmen birlikleri ve bağımsız sinema toplulukları ödülleri vermeye başlamasından hemen öncesinde her sene ekim ayında yapılır.

The Irishman
The Irishman

Geçtiğimiz senelerde The Social Network, Gone Girl, Life of Pi, The Favourite, Lincoln ve Her gibi iddialı filmlerin galalarını yaptığı New York Film Festivali’nin bu sene seçkisindeki en merak uyandıran film hiç şüphesiz Robert De Niro, Al Pacino, Joe Pesci, Harvey Keitel gibi usta aktörleri bir araya getiren, sinemaseverlerin uzun süredir beklediği, Martin Scorsese’nin The Irishman isimli Netflix filmiydi.

Eleştirmenlerden tam not alarak festivalden ayrılan filmin adını ödül sezonunda bolca duyacağız gibi görünüyor.

Sizler de film festivalleriyle ilgili görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum üzerinden bizlerle paylaşabilirsiniz.

Mert Kokılıg

1995 yılında Adana’da doğdu. Çukurova Üniversitesi’nde Ekonometri bölümünde okuyor. Back to the Future üçlemesi ve Jules Verne kitaplarıyla başlayan sinema ve edebiyat tutkusu hâlâ ilk günkü tazeliğiyle devam ediyor. Dünya sinemasını, film festivallerini ve anaakım sinemayı yakından takip ediyor.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Sümeyye Kesgin

Sümeyye Kesgin: “Ursula K. Le Guin’in Bir Kitabını Çizgi Romana Uyarlamak İsterdim”

Martin Scorsese

Martin Scorsese, The Irishman’in Telefondan İzlenmesini İstemiyor