George R.R. Martin’in devasa serisi Buz ve Ateşin Şarkısı tarihi ve mitolojik birçok referansı olduğunu biliyorduk. Gelin bunlardan bazılarına hep birlikte göz atalım. Kuzey’in soğuk duvarından Işığın Tanrıları’na, Üç Gözlü Kuzgun’dan İsa Mesih’e… Yeni kitap ve yeni sezon gelmeden özlemimizi biraz dindirelim.
1. Duvar ve Hadrian
George R. R. Martin’in Westeros’u Büyük Britanya ve İrlanda’dan esinlenerek yarattığı bir gerçek. Hatta Birleşik Krallık’ın haritasını ters çevirirseniz, gördüğünüz şey Westeros’un haritası olacaktır. Westeros’un en kuzeyinde ise bütün ihtişamıyla “Duvar” duruyor. Neredeyse 500 kilometre genişliğinde ve 200 metre uzunluğunda olan Duvar için, Westeros’u yabanilerden ve Ak Gezenlerden koruyan son kale diyebiliriz.
Westeros’a ait bu büyük yapının kökenleri, Hadrian tarafından inşa edildiği için “Hadrian’ın Duvarı” olarak anılan Büyük Roma Duvarı’na dayanıyor. Elbette bu tarihi yapı, 110 kilometre uzunluğu ve 6 metre genişliği ile Westeros’un Duvar’ından çok daha küçük. Buna rağmen, Hadrian’ın duvarı İngiltere’nin kuzeyindeki iki kıyıya da ulaşıyor. Hadrian bu duvarı, kuzeydeki barbarların ülkenin güneyine geçmesini ve Roma’nın istilasını engellemek için yapmış. Ve tıpkı Westeros’taki Duvar gibi, Hadrian’ın Duvar’ında da duvarı korumak için küçük kuleler ve bu kulelerde yaşayan askerler varmış.
2. Ak Gezenler ve Aeis Sidhe
Aos Si ya da Aes Sidhe, İrlanda ve İskoç mitolojisinde görülen, elflere ve perilere benzeyen doğaüstü bir ırk. Sidhe’lerin, denizin ötesinde bilinmeyen topraklarda ya da insanların dünyasına çeşitli şekillerde bağlı alternatif bir dünyada yaşadığı söylenir. George R.R. Martin’in yarattığı Ak Gezenler, her iki ırkın da kökeninin kuzeyin derinliklerinde olmasından benzerlik taşıyor. Martin’in kendisi de Ak Gezenleri, Sidhe ırkına benzetiyor. “Ak Gezenler, buzdan yapılmış bir Sidhe gibi: zarif, güzel ve tehlikeli…”
3. Işığın Tanrısı ve Zerdüştlük
Melisandre, Stannis Baratheon, Beric Dondarrion ve Myr’li Thoros, Westeros’ta R’hllor, yani Işığın Tanrısı’na inanan karakter olarak karşımıza çıkıyor. Kızıl Rahibe Melisandre için ışık ve ateş inancının kilit noktası çünkü: “Gece karanlık ve dehşet dolu.”
George R. R. Martin’in Işığın Tanrısı için temeli en eski Fars dinlerinden biri olan Zerdüştlük. İlk tek tanrılı inançlardan biri olan Zerdüştlük Bilge Tanrı Ahura Mazda etrafında dönüyor. Bir ışık kaynağı olarak Ahura, düşmanı Ahriman’ın (“Yalan”) ile karşı karşıya duruyor. Zerdüştlükte Işığın Tanrısı aynı zamanda Thoros’un Beric’i diriltmesinde ve son olarak da Jon Snow’da gördüğümüz ölümden dönme temalarında da benzerlik gösteriyor.
4. Jon Snow ve İsa Mesih
Jon Snow hayatının son zamanlarını dışlanmışlar ve suçlularla geçirmesi, Gece Nöbeti’nde liderliğe yükselmesi ve daha sonra kendi adamları tarafından ihanete uğrayıp öldürülmesi, George R. R. Martin’in bu karakteri yaratırken İncil’deki İsa Mesih’ten yararlanmış olabileceğini düşündürtüyor.
İkisi de mucizevi şekilde hayatlar kurtardı, soylu olmayan insanlarla arkadaşlık kurdu ve ölümleri kendi arkadaşlarının elinden oldu. Ve en sonunda son bir görev için hayata döndürüldüler. Tabii Jon Snow’un son görevinin ne olduğunu ancak gelecek sezonda görebileceğiz.
5. Kelt Mitolojisi’nde Bran
Yaşayan en küçük Stark’ın, Kelt Mitolojisi’ndeki “Kutsanmış Bran” ile isim benzerliğinden fazlası olabilir. Örneğin Galce dilinde Bran kuzgun anlamına geliyor ve Bran Stark artık kendisinin de sıkça dile getirdiği gibi “Üç Gözlü Kuzgun”. Ve tıpkı Bran Stark’ın öngörü yeteneğine sahip olması gibi, Kutsanmış Bran’in de özel yetenekleri vardı. George R. R. Martin karakterlerinin isimlerine çok önem verdiğini söylüyor, bu yüzden Bran Stark’ın kökeni Kelt mitolojisine dayanıyor diyebiliriz.
6. Bir Kadın Uğruna Savaş
Ned Stark’ın kız kardeşi Lyanna Stark tüm krallığı savaşa sürükleyen olayların kilit noktasıydı. Daenerys’in büyük kardeşi ve veliaht prens olan Rhaegar Targaryen, turnuvadan kazandığı ödülü karısına değil de, Robert Baratheon ile nişanlı Lyanna’ya verince olan olmuştu. Rhaegar ve Lyanna’nın aşık olup birlikte kaçmasının ardından Robert Baratheon onun kaçırıldığını düşünerek Targaryen’lerin neredeyse sonunu getiren ve onların hükmünü bitiren savaşı başlatmıştı.
Bu olay Truvalı Helen’in hikayesi ile büyük benzerlikler taşıyor. Helen’ın Truva prensi Paris ile kaçması ya da onun tarafından kaçırılması, Yunanlar ve Truvalılar arasında on yıllık bir savaşa yol açmıştı. Helen’ın kocası Sparta Kralı Menelaus’un onun peşinden gitmesi ile iki taraftan da birçok kişi ölmüş ve şehirler düşmüştü.
Not: Bu yazı ilk olarak CosmicZion Zine‘in Anubis temalı 5. sayısında yayınlanmıştır.
Kaynak: ThoughtCo.
Bütün dinler ve bütün mitolojiler birbirinden esinlenmiş zaten. Neredeyse her mitte Nuh Tufanı mevcut. Farklı isimleri var. Hatta Mesih kavramı Yunan Mitinde Theseus olarak geçiyor. Kısaca bu diziyi çok dikkatli izlemek lazım.