Kitabı fiziki yapısıyla tanımlayabilir misiniz, diye sorulduğunda herkesin aklına temele yakın cevaplar gelecektir: Yazı aracılığıyla aktarılan fikirlerin kaydedildiği sayfaları içeren, onları bir arada tutan, kolayca okunmasını sağlayan ve muhafaza edilmesine yarayan cilt tasarımına sahip nesne.
“Çalışıyorsa sakın dokunma!” uyarısından mütevellit, kitabın kendisinden beklenileni veren tasarımında yıllar boyunca çok büyük değişikliklere gidilmemiştir. Amacını yerine getiren yüzde yüzlük performansı sağ olsun, yıllar geçse de çok fonksiyonlu çakıya eklenen makasınki gibi işleviyle bağdaşık -aksi düşünülemez- yapısını kaybetmedi. Evet, evet, elektronik kitabın fiziksele karşı üstünlükleri mevcut ama konumuz dijital-fiziksel karşılaştırması değil. Konumuz fiziksel kitabın işlevselliğini zorlayan, sıra dışı bir tasarım.
Ortaçağ kitapları tarihçisi Erik Kwakkel‘in kendi sitesinde tanıttığı ve 16. yüzyıla ait olduğunu belirttiği bu cilt, bünyesinde tam altı farklı kitap içeriyor. Üstelik her birine kapağı farklı şekillerde açılarak ulaşılıyor. Yani arka arkaya altı farklı kitabın dizilmesi gibi bir şey söz konusu değil burada. Kwakkel’in bulduğu kitabın içinde 1550-1570 yılları arasında Almanya’da basılan, altı farklı eser bulunuyor. Bunlardan biri de Martin Luther’in Kısa İlmihali. Ek olarak her kitabın kapağı kendine ait bir klipsle kapanıyor.
Bu sıra dışı tasarım, özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda uygulanan “dos-à-dos” (sırt sırta/arka arkaya) tekniğinin daha karmaşık bir versiyonu. Alışılagelen dos-à-dos tekniğinde iki veya daha fazla kitap siyam ikizleri gibi birleştirilir. Kitaplar ortak kapak vasıtasıyla ardarda sıralandığından bu tasarıma göre metinlere ulaşılır. Bu tasarımın amacıysa süssel değil, işlevseldir. Aynı kategoride kaleme alınmış farklı metinlere tek cilt altında ulaşabilme imkânı sağlar.
Bu tasarımdaysa cilt kalınlığı arttırılarak kitaba işlevsellik kazandırmak yerine, alan genişletilerek metinleri enlem ve boylama yayma yöntemi seçilmiş. Tahta levhalar kullanarak ayrılan metinler arasında geçiş ve karşılaştırma yapmak, klasik dos-à-dos tasarımında birleştirilmiş altılık cilttekine kıyasla daha kolay.
Ne yazık ki kitabın yaratım süreci bilinmiyor. Kitabı tasarlayan zanaatkâr hakkında kesin olan tek şey, dos-à-dos tekniğinin işlevsel amaç ve avantajları ile tasarım kaynaklı dezavantajları hakkında belli birikime sahip olduğu. Zamanı için oldukça lüks ve teknolojik sayılan kitabı sipariş eden kişi veya kişiler içinse, akademik çalışmalara önem veren ve araştırmaları performanslı hale getiren teknikler arayışında olabilecekleri yorumunda bulunulabilir.
Tahminde zorlanmadığımız şeyse, gündelik hayatımıza giren üstün teknolojilerin bizi etkilediği gibi, bu kitabın da dört veya beş asır öncesinin insanını da aynı biçimde etkilediği; bundan hiç şüphemiz yok.
İsveç Kraliyet Kütüphanesi arşivlerinde muhafaza edilmekteki kitabın görsellerine İsveç Milli Kütüphanesi’nin Flickr hesabından ulaşılabilir.
Peki bu tuhaf tasarım hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Günümüzde benzer işler yapılsa kullanmayı düşünür müydünüz?
Kaynakça
Open Culture
Erikk Wakkel 1
Errik Wakkel 2
Bu şekilde tasarlanmasının amacı ne acaba ?
Eeee… Haberde belirtilmiş Ortak kategorideki metinlere topluca ulaşmak ve bölümler arasında da seri biçimde karşılaştırma yapmak. 1500’lü yılların şatları dikkate alınınca faydası fazlasıyla görmüşlerdir.
Hayır onu demiyorum, birden fazla farklı külliyatı neden bir araya getirmişler ?
Haberde tasarımın amacı açıklanmaya çalışılmış. Size verdiğim cevapta da amacı tekrar açıklamaya çalıştım.
Tamam, sinirlenmeyin sormadım farzedin