in ,

Ursula K. Le Guin’in Oğlundan Onun Anısına

Ursula K. Le Guin’in aramızdan ayrılmasından sonra, yazarın en küçük oğlu Theo’nun onun anısına yazdığı yazıyı sizler için çevirdik.

ursula le guin
- Reklam -
- Reklam -

Ocak ayından beri annem birkaç kez rüyamda beni ziyaret etti. Hayattayken rüyalara çok dikkat ederdi, bu yüzden ona benimkilerde rastlamak doğru hissettiriyor. Hatırladığım en berrak rüyamda, büyüdüğüm ve onun da ölene kadar yaşadığı evde geldi bana. Tam olarak kendisi gibiydi; yokluğu için özür dileyen ama bir hayalet olmayı da mesele yapmayan tavırları vardı. Uyanık hayatımda da yaptığım gibi onu takip ettim. Olayların aldığı tuhaf hâli tartışmak için çok fazla zamanımız yok, diye açıkladı, çünkü Çin’de gerçekleştirmeye söz verdiği bir okumayı yerine getirmek için geri dönmüştü ve seyahati için gerekli ayarlamaları yapmamı istiyordu.

Birçok kez annemin seyahatlerini ayarlamış ve ona yol arkadaşı olmuştum ama Çin’e yapacağı bu yolculuk tamamen benim hayal ürünümdü. Ursula hayatı boyunca zamanını Avrupa ve Amerika’da geçirdi. 70’lerinin ortalarına geldiğinde, Asya’yı görmek isteyip istemediğini sordum. Nihayetinde evimizin yakınındaki muhteşem Japon bahçesini düzenli olarak ziyaret ediyordu ve dalgaların kıyıya attığı dal parçalarıyla yosunları kullanarak küçük Zen bahçeleri inşa etmek için sahilde bir hayli saat harcamıştık (ki keyifli bir duyarsızlıkla shakee-butsu bahçeleri diye adlandırmıştık bunları). Onlarca yıl Tao Te Ching’i çalıştı ve Lao Tzu’yu tercüme etti [1]. Ama bana gitmek istemediğini söyledi. Üstelediğimde, yaşlandıkça bazen görmediklerini hayal etmeyi tercih ettiğini açıkladı.

Bunu söyleyen bir başkası olsaydı bu kulağa kibirli veya sığ bir açıklama gibi gelebilirdi ama ben o şekilde algılamadım. Yazıları ve sohbetleri diğer kültürlere ve yerlere duyulan derin bir merakla ve bilgiyle doluydu; çalışmalarında tarihi ya da bilimsel gerçeklere yer verdiğinde bunların doğru olduğundan emin oldu. Ancak 80 yılın ardından Ursula’nın hayal gücü, kendi başına bir varış yeri oluşturabilecek kadar engin ve karmaşık bir yer hâlini almıştı; öyle ki orayı hava yolculuğunun alçaltıcı deneyimini yaşamadan, istediği zaman ziyaret edebiliyordu. Yani o hayattayken Çin’e hiç gitmedik ve rüyam da beni annemi tekrar görmüş olmanın uçsuz bucaksız huzuruyla bırakarak, rüyaların hep yaptığı gibi, eninde sonunda başka tuhaf olaylara yöneldi.

- Reklam -

Ursula’yla beraber yaptığım son yolculuklardan biri New York’aydı, 2014 yılında Ulusal Edebiyat Ödüllerinde Onur Madalyası aldığı zaman. Yolculuk için hevesli değildi ama ödülü ancak orada olursa alabilecekti. Bu zorunluluk hakkında birkaç hafta söylendi, sonra da uçuşları ayırtmama izin verdi. Ödül töreninden önceki birkaç günü onunla geçirdim, sevgili görümcesini ziyaret ettik ve “eski dostları” Metropolitan Müzesi ile Frick Collection’u gördük. Büyük bir şehrin umursamaz ve sert ışığında, ilk kez ne kadar küçük ve kırılgan bir hâle geldiğini görebiliyordum. Zihninin ve ruhunun diriliği fiziksel durumunu benden saklamıştı. Bu kavrayışla sarsıldım.

Yolculuğun üçüncü gününde, onun yüksek standartlarına göre dahi korkusuz olan bir konuşma yaptığı sahneye yürürken ona eşlik ettim [2]. Kısıtlı zamanda, her anlamıyla, çalışmaları boyunca seyreden özgürlüğün açıkça bir savunmasını yapmaya karar vermişti: sanatsal ve düşünsel ifade özgürlüğünün, ikicilikten ve baskıcılardan özgürlüğün. Önceden bir taslağını okumuştum ve hayatının konuşmasını yaptığını biliyordum. Seyirci de bunu hissetti ve konuşmayı bitirdikten sonra oda bir süre sevgiyle, destekle, heyecanla ve (bazıları için öyle olduğunu düşünmek istiyorum) utançla çatırdadı.

Konuşma beni ve diğerlerini galvanizlemişti, Ursula on yıllardır yazdığı şeyleri adeta birkaç dakikaya damıtmıştı. Beni en çok etkileyense daha en başta özgürlük konusunu seçmiş olmasıydı. Özgürlüğün tutkulu savunucuları genellikle ondan mahrum bırakılanlardan çıkar. Fakat annem hayatı boyunca özgürlüğünün tadını herhangi bir çağdaki veya yerdeki çoğu kadından daha fazla çıkarmıştı. Ender görülen bir özgürlükle yetiştirilmişti; entelektüel olarak en verimli ortamlarda, güzel bahçelerinde ve Napa Vadisi’ndeki sevgili çiftliklerinde istediği şekilde dolaşması için anne babası tarafından cesaretlendirilerek. Çoğunlukla kitaplarda ve kendi hayal gücünde dolaşmak istedi. Sahip olduğu ayrıcalıklardan zevk almaktansa, hayatını ve yeteneğini daha iyi var olma yolları düşünmemize yardım etmek için harcadı.

- Reklam -

– Theo Downes-Le Guin


[1] Ursula K. Le Guin’in bu çevirisi, geçen sene Metis Yayınları tarafından dilimize kazandırılmıştı.

[2] Bu konuşmayı M. İhsan Tatari’nin çevirisiyle buradan okuyabilirsiniz.


Kaynak: The Guardian
Çeviri: Burak Mermer

Burak Mermer

1993’te Sivas'ta doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu, ODTÜ Bilim ve Teknoloji Politikası Çalışmaları'nda yüksek lisans öğrencisi. Edebiyatı, sinemayı ve bilgisayar oyunlarını çok sever. Hayatın anlamının Radiohead şarkılarında gizli olduğuna inanmakta, başka dünyalara duyduğu tutku sayesinde yaşamayı sürdürmektedir.

4 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for sebnemsoral sebnemsoral dedi ki:

    Muhteşem yazı, muhteşem çeviri! Emeğinize sağlık, okumak çok keyifliydi!

  2. Avatar for zehir zehir dedi ki:

    Teşekkürler Şebnem Hanım, sevindim beğenmenize :slight_smile:

    Bu arada, benim gibi, Le Guin’in oğlu ne iş yapar diye merak edenler varsa, kendisi sosyoloji ve sanat tarihi okumuş. Uzun süre yüksek teknoloji pazarlama, sosyal politikalar, görsel sanatlar gibi sektörlerde çalışmış. Şimde de kendi açtığı bir sanat galerisinin yöneticiliğini yapmaktaymış.

  3. Avatar for merveriii merveriii dedi ki:

    Bu yazı için çok teşekkür ederim. Ursula’ya inanılmaz hayran biri olarak rüyadaki hali dahi gözümde canlandı. Birkaç noktada da gözlerim dolmuş olabilir… Yeniden çoook teşekkürler…

  4. Avatar for subrose subrose dedi ki:

    Ne bileyim bir oğulun annesini böyle hayranlık verici anlatması, böyle bir annesi olması, japon bahçesi, ursula :heart_eyes::heart_eyes::heart_eyes:
    Kıskanıyoruuuuummmmm :slight_smile:

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

suresi dolanlar ust

Ödüllü Yazar Tim Powers’tan “Süresi Dolanlar” Raflarda

black panther

Black Panther, 7 Dalda Birden Oscar’a Aday Oldu