Aşkın Güngör’den Yeni Öykü Kitabı: Baba, Savaş Ne Demek?

1990’dan beri fantastik ve bilimkurgu edebiyatımızın içinde olan, yazarlığıyla olduğu kadar editörlüğüyle de ön plana çıkan Aşkın Güngör yeni bir öykü derlemesiyle bizlerle: Baba, Savaş Ne Demek?

İçerisinde toplamda beş öykü bulunduran kitap özellikle Gohor okurlarını sevindirecek güzel bir sürprize de sahip: Aznamıc. Ya da diğer adıyla “Uçurumun Efendisi” olarak bilinen yapay zekâ.

Her biri birbirinden bağımsız olan öykülerin ana teması savaş karşıtlığı. İlk öykümüz Sevgi Adında Kanatlı Bir Kedi’de sadece insanları yeryüzünden silen, eşyalara ve tüm diğer canlılara dokunmayan bir bomba anlatılıyor. Basacak Yer Yok’ta bir ağacın gölgesi dile geliyor ve insanların savaş tutkusunu eleştiriyor. Bir Dilek Tut, insanlardan arınmış dünyada geride kalan eşyaların konuşmasını konu alıyor. Uçurumun Efendisi adlı öyküde (adından anlayacağınız üzere) yaz kampındaki çocukların ormandaki bir gezi sırasında Aznamıc’la karşılaşması anlatılıyor. Sonuncu öykü olan Baba, Savaş Ne Demek? ise, yazarın minik kızıyla birlikte yaşadığı kısa sohbetin öyküleştirilmiş hâlinden oluşuyor..

Kitabın arka kapak yazısı şöyle:
Barışa koşmak için savaşın yıkıcılığını görmek gerekebilir.

Aşkın Güngör, Baba Savaş Ne Demek adlı kitabında bunu başarmaya çalışıyor.

Babasının gözlerinde hem sevgi denen kanatlı arıyı hem de savaş denen çok dişli yaratığı gören küçük bir kızın masumiyetine tanık olmak için…

İnsansız dünyada can bulan eşyaların hayatı sorgulamasını gözlemek için…

Sadece ağaçlarla gölgelerinin değil, güvercinlerin ve doğanın kendisinin de barışa duyduğu özlemi izlemek için…

Eski zamanlardan bugüne barışın mesajını getiren bir yapay zekânın yakarışlarını dinlemek için…

Barışı tüm dünyada mümkün kılmak için…

Savaşı tanıyın.
Editörlüğünü Mavisel Yener‘in üstlendiği, görselleriniyse Abdullah Sarışen‘in çizdiği eser, Bilgi Yayınevi aracılığıyla raflardaki yerini aldı. Kitaptan bir bölüm okumak isterseniz kendisine yazarın sayfasındaki ilgili bölümden ulaşabilirsiniz.

Aznamıc’ı ve Aşkın Güngör’ün öykülerini özleyenlere mutlulukla duyurulur.