Yunanistan’ın Girit’ten sonraki en büyük adası olan Eğriboz’da inşaat işçileri bir su hattı çalışması sırasında beklenmedik bir mozaik yapıyla karşılaştılar.
Yunan mitolojisinde efsanevi melez insan-hayvan doğa ruhları olarak anılan bir çift satiri tasvir eden bu mozaik, beyaz çakıllı bir zemine döşenmişti ve Milattan Önce 4. yüzyılın ortalarına tarihlenen bir evi süslüyordu.
Yunanistan Kültür Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada mozaik zemin, eski Yunanların yerleştiği Eğriboz adasındaki Eretria kasabasında bulundu. Araştırmacılar, yeni bulunan yapının yakınlarında bulunan ve M.Ö. 4. yüzyıldan kalma bir bina olan “Mozaikler Evi”nin zeminine benzerliğinden yola çıkarak, zeminin zenginlik ve sanatsal ilerleme dönemi olan geç klasik döneme ait olduğu sonucuna vardı.
Live Science’ın haberine göre Yunan Kültür Bakanlığı gün yüzüne çıkartılan mozaiğin “mükemmel şekilde korunduğunu” ifade ediyor.
Dans Eden Satir Tasviri Klasik Yunan Sanatının Bir Örneği
Üç metreden biraz daha geniş olan sanat eserinde, dairesel bir mavi arka plana yerleştirilmiş beyaz ve renkli taşlardan yapılmış iki çıplak erkek figürü yer alıyor. Her ikisinin de ata benzer kuyrukları, sivri kulakları ve sarı saçları bulunuyor. Bir çift alın boynuzu çıkaran soldaki karakter çift flüt çalarken, sağdaki sakallı figür müzik eşliğinde dans ediyor gibi görünüyor.
Antik Yunan’da satirler vahşi yaratıklar olarak kabul edilirdi ve genellikle “bereket, şarap, bitki örtüsü, zevk, coşku ve çılgınlık” tanrısı Dionisos ile ilişkilendirilirlerdi.
Bu mozaikteki figürler Klasik Yunan sanatındaki kuyruklu ve boynuzlu çıplak erkek şeklinde ele alınan diğer satir tasvirlerine benziyor. Ancak M.Ö. 323’te başlayan Helenistik çağa gelindiğinde, Yunanlar satirleri yarı insan, yarı keçi, oğlak bacaklı, toynaklı ve boynuzlu olarak tasvir etmeye başladılar. Bundan sonra satir imgeleri gelişmeye devam etti ve yüzyıllar boyunca yaygın bir sanatsal konu olarak kaldılar.
Kare şeklindeki çakıl taşlı zemin, araştırmacıların binanın nasıl kullanıldığına dair sonuçlar çıkarmasını sağlayan yükseltilmiş bir harç zeminle sınırlandırılmıştı. Açıklamaya göre insanlar muhtemelen bu yükseltilmiş zemine yatak veya uzanma koltukları yerleştirmiş ve mekânda toplantılar ve ziyafetler düzenlemişti. Greek Reporter’daki değerlendirmede ise “neşeli bir ruh hâli” içinde olan satirlerin de “mecazi olarak, evde gerçekleşen kutlamalar için tasarlanan alanın kullanımıyla ilişkilendirildiğini” yazıyor.
Eğriboz’un M.Ö. 5. ve 6. yüzyıllarda terk edilmesinden sonra bölge mezarlık olarak kullanılmıştı. Araştırmacılar odanın içine kazılmış beş mezar bulurken diğer beş mezarın da yakınlara gömüldüğünü tespit etti.
Yetkililer mozaiğin daha fazla zarar görmesini önlemek için inşaatın yönünü değiştirmeye karar verdi. Bu sırada sanat eserinin üzerine koruyucu bir örtü yerleştirildi.
Siz gün yüzüne çıkartılan bu yeni mozaiği nasıl değerlendiriyorsunuz? Görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google News’ten takip edebilirsiniz.
Kaynak: Smithsonian Mag
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!