Dünya üzerindeki yedi kıtada milyonlarca hayvan türü yaşıyor. Ancak bilim insanları hâlâ keşfedilmemiş türlerin varlığından eminler. Peki bu muazzam çeşitliliğin merkezi hangi kıta?
Yüzyıllardır süren bilimsel çalışmalar ve son yıllarda gelişen vatandaş bilimi projeleri sayesinde dünya genelindeki türlerin dağılımı hakkında giderek daha fazla bilgi ediniyoruz. Federal University of Mato Grosso’dan ornitolog Vítor Piacentini, bu konuda yaşanan gelişmeleri “devrim” olarak nitelendiriyor.
1980’lerin sonlarında bilim insanı Norman Myers tarafından ortaya atılan “biyoçeşitlilik sıcak noktası” kavramı, yüzölçümüne oranla olağanüstü yüksek sayıda türe ev sahipliği yapan bölgeleri tanımlıyor. Dünya genelinde belirlenen 36 sıcak noktanın çoğu, sıcak ve nemli iklime sahip ekvatoru kesen kıtalarda bulunuyor.
Stanford Üniversitesi’nden uygulamalı ekolog Barnabas Daru, bitkilerin tür çeşitliliğindeki önemini vurguluyor:
“Bitkiler, türlerin temelidir. Bir yerde daha yüksek bitki çeşitliliği varsa, bu bitkilere bağımlı olan diğer organizmaların daha bol hale gelmesi kolaylaşır.”
Sıcak ve nemli ortamlar, bitkilerin yanı sıra mikroorganizmalar ve böcekler için de ideal koşullar sağlıyor. Bu da besin zincirinin üst basamaklarındaki canlılar için daha fazla besin kaynağı anlamına geliyor.
Ancak tür çeşitliliği sadece iklime bağlı değil. Piacentini, habitat çeşitliliğinin de önemli bir faktör olduğunu belirtiyor. Yüksek ağaçlar ve dağlar gibi coğrafi özellikler, farklı türlerin aynı kaynaklar için rekabet etmeden bir arada yaşamasına olanak tanıyor.
Peki Tüm Bu Bulgular Eşliğinde En Çok Hayvan Türüne Ev Sahipliği Yapan Kıta Hangisi?
Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, bilim insanları Güney Amerika’nın en fazla hayvan türüne ev sahipliği yaptığı konusunda hemfikir. Amazon yağmur ormanlarından And Dağları’na uzanan çeşitli ekosistemleriyle Güney Amerika, sıcaklık ve coğrafyanın mükemmel bir karışımını sunuyor.
Ancak bu zengin biyoçeşitlilik ciddi tehditlerle karşı karşıya. Ormansızlaşma, cıva madenciliği ve iklim değişikliği Güney Amerika’nın hayvan türlerini tehdit ediyor. Brezilya’daki Amazon ormanlarının son 50 yılda yaklaşık %20’sinin yok olduğu tahmin ediliyor. Bu durum sadece yerel türleri değil, aynı zamanda küresel iklimi de etkiliyor.
Yine de umut var. Koruma çalışmaları ve sürdürülebilir kalkınma projeleri bu benzersiz ekosistemleri korumayı amaçlıyor. Örneğin Brezilya hükûmeti tarafından başlatılan “Yeşil Brezilya 2030” projesi, yasadışı ormansızlaşmayı önlemeyi ve biyoçeşitliliği korumayı hedefliyor.
Vítor Piacentini’nin de belirttiği gibi, “Pek çok türü kaybedeceğiz, ancak etkilerimizi azaltmak için atacağımız her adım, kurtarabileceğimiz türler için büyük bir fark yaratacak.” Güney Amerika’nın biyolojik çeşitliliğini korumak sadece kıtanın değil, tüm dünyanın geleceği için kritik önem taşıyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Dünyanın En Eski Hayvan Figürü Bulunmuş Olabilir: Güney Afrika’da 130.000 Yıllık Vatoz Heykeli Ortaya Çıkarıldı
Bu araştırmaya rağmen sizce başa hangi kıta en çok hayvan türüne ev sahipliği yapıyor olabilir? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google News’ten takibe alabilirsiniz.
Kaynak: Live Science
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!