Astrobiyologlar, Güneş Sistemi’nde yaşam barındırma potansiyeli taşıyan dünyaları giderek daha net tanımlıyor. Son veriler, bazı gezegenler ve uyduların yaşam için gerekli biyokimyasal işaretleri taşıyor olabileceğine işaret ediyor. Peki, en güçlü aday hangisi?
Londra Doğa Tarihi Müzesi’nin yeni sergisi Space: Could Life Exist Beyond Earth? kapsamında uzman görüşlerine başvuruldu. Sergi yöneticisi Sinead Moran, “Jüpiter ve Satürn’ün etrafındaki buzlu aylar beni en çok heyecanlandıran yerler. Bu dünyaların buz kabukları var ve derinlerinde sıvı okyanuslar bulunuyor. Buralarda yaşam potansiyeli mevcut,” açıklamasında bulundu.
Müzenin Koleksiyon Başkanı ve Baş Meteorit Küratörü Prof. Caroline Smith de bu görüşü destekleyerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Koruyucu buz kabuğunun altında sıvı su bulunma olasılığı yüksek. Yaşam için sıvı su gerekli. Dünya’nın en derin okyanuslarında, güneş ışığından uzakta keşfedilen yaşam çeşitliliğini düşünün. İnsanlar orada hiç yaşam olmayacağını düşünüyordu. Oysa bu alanlar yaşamla dolup taşıyor. Buzlu dünyalarda da benzer şeyler olabilir.”
Söz konusu buzlu aylar arasında Jüpiter’in çevresindeki Europa, Ganymede ve muhtemelen Callisto ile Satürn’ün uydusu Enceladus yer alıyor. Cassini görevi sırasında, Enceladus’tan karmaşık kimyasallar içeren gayzerler püskürdüğü gözlemlendi.
İlginizi Çekebilir: Yeni Gözlemler Satürn’ün Uydusu Enceladus’ta Yaşamın Bileşenlerine Dair Erişilebilir İzler Sunabilir
Güneş Sistemi’nde Yaşam Arayışında Yeni Hedefler
Satürn’ün uydusu Titan’da yağmur, nehirler ve denizler bulunuyor. Ki bu Dünya dışında bu özelliklere sahip tek gök cismi. Ancak buradaki sıvılar hidrokarbon, çoğunlukla metan içeriyor. Bu döngü bildiğimizden farklı türde yaşam formlarını destekleyebilir.
Mars’ta ise halen iki NASA gezgini faaliyet gösteriyor. Prof. Smith, “Bu gezginler özellikle Mars’taki olası yaşamın kimyasal ve fiziksel biyobelirteçlerini aramak için tasarlandı,” açıklamasında bulundu. Perseverance gezgini şimdiye kadar Cheyava Falls adı verilen ve yaşam tarafından değiştirilmiş olabilecek en güçlü kanıtı sunan bir kaya keşfetti.
Avrupa Uzay Ajansı’nın Rosalind Franklin gezgini 2028’de Mars’a gönderilecek. İlk kez bir robot, Mars’ta 2 metre derinliğe kadar kazı yapabilecek. Mars’ın yüzeyi yoğun ultraviyole radyasyonuna maruz kaldığından, olası yaşam formları yeraltında bulunabilir.
Venüs’ün bulutları veya Plüton’un kalbinin altındaki muhtemel tuzlu okyanus da yaşam araştırmaları için potansiyel alanlar arasında. James Webb Uzay Teleskobu ve diğer gözlem araçları, şimdiye kadar keşfedilen 6.000’den fazla ötegezegende yaşam belirtilerini araştırıyor.
SETI Enstitüsü tarafından geliştirilen yeni bir cihaz olan LaserSETI, uzay araçlarıyla iletişimde kullanılan lazer ışığını ve ileri uygarlıkların olası tekno-imzalarını tespit etmeyi amaçlıyor.
Sizce haberde söz edilen Güneş Sistemi gökcisimlerinden hangisi ya da hangileri en çok yaşam barındırma potansiyeline sahip? Fikirlerinizi yorumlarda veya Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google News ve WhatsApp kanalımızdan takip edebilirsiniz.
Kaynak: IFL Science
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!