Holosendeki İnsan ile Max Frisch’in Türkçedeki yolculuğu devam ediyor. Yapı Kredi Yayınları etiketiyle yayımlanan eser, bir dağ köyünde yalnız yaşayan yaşlı bir adamın, hafıza kaybıyla mücadele ederken insanlık, doğa ve kendi varoluşu üzerine yaptığı içsel sorgulamaları anlatıyor.
Dilimize son olarak geçen eylül ayında Can Yayınları etiketiyle Homo Faber kitabı kazandırılan Max Frisch, 15 Mayıs 1911’de Zürih’te doğdu. Zürih Üniversitesi’nde başladığı Alman Filolojisi eğitimini yarıda bırakıp gazetecilik yaptı ve sonrasında mimarlığa yöneldi. 1942 yılında kazandığı bir mimari ödül sayesinde kendi mimarlık bürosunu açtı. Ancak 1955’te mimarlığı bırakıp tamamen yazarlığa odaklandı. Eserlerinde birey kimliği, insanın kendi biyografisini oluşturması ve toplumdaki kimlik sorunları gibi temaları ele aldı. Özellikle savaş sonrası Alman edebiyatında etkili bir isim olarak tanındı.
Yazar Bidermann ile Kundakçılar, Mavi Sakal ve Andorra gibi önemli eserler kaleme aldı. Yazınında kimlik sorunlarını, bireyin kendini bulma çabalarını ve çağının toplumsal meselelerini ironiyle işledi. İsviçre’nin kimliğini ve bireyin toplumsal rolünü sorguladığı eserleriyle uluslararası bir üne kavuştu. 4 Nisan 1991’de Zürih’te kanser nedeniyle hayatını kaybetti.
Orijinal adı Der Mensch erscheint im Holozän – Eine Erzählung olan ve ilk defa 1979 yılında yayımlanan Holosendeki İnsan, insanın varoluş mücadelesini ve doğayla ilişkisini derin bir incelikle ele alıyor.
Holosendeki İnsan: Bir Anlatı – Max Frisch | Arka Kapak Tanıtımı
Yaşlı bir adam olan Geiser, İsviçre Alpleri’nde izole bir köyde yaşamaktadır. Köy süreğen yağışlar yüzünden toprak kayması tehdidi altındadır.
Geiser doğanın kaotik ve amansız yapısıyla başa çıkmaya çalışırken, ansiklopedilerden ve kitaplardan bilgileri kesip odasının duvarına asar, böylece yitirmeye başladığı belleğinin yanı sıra insanlığın bilgi birikimini de kayıt altına almaya çabalar. Ancak doğa, insanın sınırlı bilgisiyle kavrayışından çok daha engindir ve sonunda kaçınılmaz yüzleşme gerçekleşecektir.
Max Frisch’in bu küçük ölçekli başyapıtı, insanın doğa karşısındaki kırılganlığı ve varoluşsal mücadelesi üzerine derin bir tefekkür. 1992 yılında filme çekilen, sayısız kere sahnelenen bu eser, yıllar geçtikçe ve dünyamız yazarın öngördüğü yolda ilerledikçe klasikleşen bir kehanete dönüşüyor.
Holosendeki İnsan Hakkında Ne Dediler?
“Başyapıt düzeyinde bir mesel.”
– George Stade, The New York Times Book Review
“Dünyanın sonu hakkında, dünyanın sonuna inanmayan biri tarafından yazılmış bir klasik.”
– Hans Mayer
“Uygarlığın ve ilerlemenin erozyonuyla kuşatılmış doğaya ve insana dair son uyarılar… Frisch’in felsefi başyapıtı.”
– Michael Magras
Toplamda 88 sayfadan oluşan kitabın çevirisini, daha önce Türkçeye Paul Auster, J.M. Coetzee, Virginia Woolf, Franz Kafka, Stefan Zweig ve Philip Roth gibi dünyaca ünlü birçok yazarın eserini kazandırmış olan İlknur Özdemir yapıyor.
Son olarak Kasım 2024 itibarıyla Türkçe raflarındaki yerini almaya başlayan Holosendeki İnsan’ın ilk sayfalarını içeren tadımlık ön okumasına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Max Frisch eserleri hakkındaki fikirlerinizi yorumlarda veya Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, yeni çıkan kitaplardan haberdar omak için bizleri Google News ve WhatsApp kanalımızdan takip edebilirsiniz.
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!