Bilim insanları evrenin genişlemesinden sorumlu olduğu düşünülen karanlık enerjiyi anlamaya yönelik bir formül geliştirdi. Yeni yaklaşımın aynı zamanda uzayda yaşamın olasılığını keşfetme yöntemlerini de kökten değiştirebileceği söyleniyor.
Durham Üniversitesi’nden fizikçi Dr. Daniele Sorini ve ekibi, yaklaşık 60 yıl önce geliştirilen Drake Denklemi’ne yeni bir değişken ekledi. Söz konusu değişken, karanlık enerjinin evrendeki yıldız oluşum oranı üzerindeki şekilleri hesaplıyordu. Araştırmacılar bu yeni formülün uzaylı yaşam arayışında çığır açabileceğini düşünüyor.
Evrenin madde-enerji içeriğinin yaklaşık %71.4’ünü oluşturan karanlık enerji, henüz tam olarak tanımlanamayan ancak evrenini hızlandıran gizemli bir güç olarak biliniyor. Evrenin geri kalanının %24’ü karanlık maddeden, sadece %4.6’sı ise yıldızlar, gezegenler, kara delikler ve canlılar gibi gözlemleyebildiğimiz normal madde türlerinden oluşuyor.
Araştırma ekibi yıldızların oluşabileceği en verimli hızı belirlemek için bir model evrende farklı karanlık enerji yoğunlukları için madde dönüşüm oranını hesapladı. Sonuçta en verimli oranın, evrendeki maddenin %27’sinin yıldızlara dönüştüğü zaman olduğunu buldular.
Sonucu ilginç kılan şey ise içinde yaşadığımız evrenin dönüşüm oranı yüzde 23. İnsanlığın yaşam için en uygun koşullarda ortaya çıkmadığına dair kanıtları ilk kez bulmuyoruz, bu da potansiyel olarak akıllı yaşamın evrenin başka bir yerinde ortaya çıkma şansını artırıyor.
Karanlık Enerji ve Uzaylı Yaşam Bağlantısı
Yeni bulgu bilim insanları için yaşam için en uygun parçalara sahip bir evrende var olmadığını gösteriyor. İsviçre Cenevre Üniversitesi’nden teorik fizikçi Dr. Lucas Lombriser şunları söylüyor:
“Bu model farklı evrenlerde yaşamın ortaya çıkışının çıkışını ve kendi evrenimizin gerçeğinin bazı temel bilgilerini yeniden yorumlamak için heyecan verici fırsatlar sunuyor.”
Yaşamın ortaya çıkması için yıldız oluşumu tek başına yeterli değil. Gezegenlere sahip yıldızların sayıları, bu gezegenlerin yaşanabilir parçalara sahip olması ve yaşayan yapı taşlarının nasıl bir araya getirilmesi gibi birçok faktör rol oynuyor. Ancak araştırmacılar yeni formülün Samanyolu Galaksisi’ndeki olası medeniyetleri aramak için daha verimli stratejiler geliştirmemize yardımcı olabileceğini düşünüyor.
The Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisinde yayımlanan araştırma, Dr. Sorini’nin “Şaşırtıcı bir şekilde, çok daha yüksek karanlık enerji kaybın bile yaşamla uyumlu olabileceğine ulaşabildiği,” sözleriyle özetleniyor. Bu durumda dünyanın diğer bölgelerinde akıllı yaşamın ortaya çıkma olasılığı artırılıyor.
Araştırmacılar gelecekte Drake Denklemi’nin diğer değişkenleriyle birleştirilerek, uzaylı yaşam arayışında daha kapsamlı bir çerçeve sunılabileceğini belirtiyor. Bu sayede galaksimizde olası medeniyetleri nerede ve nasıl aramamız gerektiği konusunda daha net bir yol haritası çizilebilecek.
İlginizi Çekebilir: Evrenin Şimdiye Kadarki En Detaylı Haritası Çıkarıldı: Karanlık Enerji, Evrim Geçiriyor Olabilir
Sizler de yeni çalışma hakkındaki düşüncelerinizi ve teorilerinizi yorumlarda veya Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google News ve WhatsApp kanalımızdan takip edebilirsiniz.
Kaynak: Science Alert
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!