Mars yıllardır bilim insanlarının en çok merak ettiği gezegenlerden biri oldu. Özellikle kuzeyi ve güneyi arasında görülen belirgin yüzey farklılığı, yani “Mars Dikotomisi”, Kızıl Gezegen’in en büyük sırlarından biri olarak kabul ediliyordu. Yapılan son araştırmalar bu bilmeceyi çözmeyi başardı.
1970’li yıllarda Viking uzay aracının gönderdiği görüntülerle keşfedilen bu sıradışı yüzey farklılığı, Mars’ın güney yarımküresinin kuzeyine göre yaklaşık 6 kilometre daha yüksekte olduğunu ortaya koymuştu. Bu dramatik yükseklik farkı, Güneş Sistemi’ndeki diğer hiçbir gezegende bu ölçekte gözlemlenmemişti.
Kızıl Gezegen’in güney dağlık bölgeleri olarak adlandırılan bölge, gezegenin yüzeyinin yaklaşık üçte ikisini kaplıyor. Bölge kraterlerle dolu ve volkanik lav akıntılarının izlerini taşıyor. Buna karşın kuzey bölgesi düz ve pürüzsüz bir yapıya sahip, neredeyse hiç krater izi bulunmuyor.
NASA’nın InSight uzay aracı tarafından toplanan deprem verileri, bu gizemli yüzey farklılığının nedenini sonunda açıklığa kavuşturdu. Avustralya Ulusal Üniversitesi ve Çin Bilimler Akademisi’nden bilim insanları, 2018-2022 yılları arasında kaydedilen Mars depremlerini inceleyerek önemli bulgulara ulaştı.
Mars’ın İç Yapısı ile İlgili Sırlar Açığa Çıkarıyor
Araştırmacılar, güney bölgesinin altındaki kayanın kuzey bölgesine göre çok daha sıcak olduğunu tespit etti. Sıcaklık farkı, yüzey farklılığının gezegen dışı bir etki yerine gezegenin iç dinamiklerinden kaynaklandığını gösteriyor.
Zamanında Dünya gibi tektonik plakalara sahip olan Mars’ın, bu plakaların hareketi ve altındaki erimiş kayaların dinamiği sayesinde dikotomiyi oluşturduğu düşünülüyor. Plaka hareketleri durduğunda ise söz konusu yapı “durağan kabuk” olarak donup kaldı.
İlginç bir şekilde kuzey bölgesinin altındaki kabuk daha ince ve manyetik özellik göstermiyor. Güney bölgesi ise kalın bir kabuğa sahip ve manyetize olmuş durumda. Bu da güney bölgesinin, Kızıl Gezegen’in küresel manyetik alana sahip olduğu kadim dönemden kaldığını gösteriyor.
Bilim insanları ayrıca kuzey bölgesinde bir zamanlar devasa bir okyanus bulunduğuna dair kanıtlar olduğunu belirtiyor. Bu da Mars’ta yaşam olasılığı açısından büyük önem taşıyor. Çünkü sıvı su, yaşamın temel gereksinimlerinden biri.
Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden Prof. Hrvoje Tkalčić, “Dünya’nın derin iç yapısını anlamada ilerlerken, diğer gezegenlerin iç yapısı hakkında hala kapsamlı bir anlayışa sahip değiliz,” diyor.
Yeni bulgular Mars’ın iç yapısını ve evrimini anlamada büyük bir adım olsa da, bilim insanları tüm soruların yanıtlanması için daha fazla deprem verisine ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Ayrıca Kızıl Gezegen’in oluşum sürecini detaylı modellemek ve diğer gezegenlerle karşılaştırmak da gelecekteki araştırmaların odak noktası olacak.
Gezegenin kuzey ve güney yarımküresi arasındaki farklılık hakkında yapılan açıklamayla ilgili fikirlerinizi yorumlarda veya Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google News ve WhatsApp kanalımızdan takip edebilirsiniz.
Kaynak: The Conversation
Eskiden Mars’ın kuzey yarım küresinin bu özelliği, geçmişte yaşanmış büyük bir çarpışmayla açıklanıyordu. Bu sırrın çözülmesiyle çarpışma teorisi de rafa kalkmış oldu.