Elon Musk’tan popüler kültüre kadar uzanan simülasyon teorisi tartışmalarına Alman bir fizikçinin çarpıcı açıklamaları yeni bir boyut kazandırıyor. Gerçekliğimizin bir yanılgı olabileceğini savunan teori, evrenin aslında üstün bir yapay zekâ tarafından işletilen bir simülasyon olduğunu öne sürüyor.
Portsmouth Üniversitesi’nde fizik doçenti olan Dr. Melvin Vopson, önceki yıl “İkinci İnfodinamik Yasası” olarak adlandırdığı yeni bir fizik yasası keşfettiğini ve bunun yaşadığımız evrenin simüle edilmiş olabileceğine dair kanıtlar sunduğunu açıkladı. Vopson’un çarpıcı iddiası SARS-CoV-2 virüsünün mutasyonlarını incelerken ortaya çıktı.
Fizikçi, evrendeki simetri ve virüs evrimindeki süreçlerin, evrende bilgiyi en aza indirmeye yönelik bir eğilim gösterdiğini belirtiyor. Vopson’a göre bizimki gibi süper karmaşık bir evren eğer bir simülasyonsa, simülasyonu çalıştırmak için gereken hesaplama gücünü ve veri depolama gereksinimlerini azaltmak amacıyla yerleşik bir veri optimizasyonuna ve sıkıştırmasına ihtiyaç duyar.
Simülasyon İçinde Yaşamanın Üç Olası Nedeni
Vopson’un ortaya koyduğu teorilerden ilki “Eğlence Teorisi” olarak adlandırılıyor. Bu teoriye göre gerçek dünyadan sıkılan insanlar, doğum anında bilinçli olarak bu simülasyona girmeyi tercih ediyor. Tıpkı Matrix filmindeki gibi içinde bulunduğumuz dünya aslında son derece gelişmiş bir sanal gerçeklik oyunundan ibaret olabilir.
İkinci teori olan “Deney Teorisi“, insanlığın karşılaştığı karmaşık sorunlara çözüm bulmak için kullanılan bir simülasyon senaryosunu öne sürüyor. Çevre sorunları, ekonomik krizler veya savaşlar gibi zorlu meselelerin çözümü için paralel simülasyonlar çalıştırılıyor olabilir.
“Yarı-Ölümsüzlük” veya “Narnia Teorisi” olarak adlandırılan üçüncü teori ise gerçek dünyadaki zamanın simülasyona göre çok daha hızlı aktığını öne sürüyor. Bu teoriye göre gerçek dünyadaki bir dakika, simülasyon içinde 100 yıla karşılık gelebilir. Bu da insanların art arda birçok hayat yaşayarak bir tür ölümsüzlük deneyimi kazanmasını sağlayabilir.
Fizikçi Vopson, teorilerini desteklemek için günlük hayattan bazı kanıtlar da sunuyor. Örneğin ışık ve ses hızının belirli limitlerle sınırlı olması, bunların bir bilgisayar işlemcisinin hızı tarafından yönetildiğinin göstergesi olabilir. Ayrıca evreni yöneten fizik yasalarının bilgisayar kodlarına benzerliği de dikkat çekici bir nokta olarak öne çıkıyor.
Yaşam Bir Simülasyon mu? Yapay Zekâ Teorisi Tartışma Yaratıyor
Bu teoriler şu anda bilimsel olarak kanıtlanmış değil ve birçok bilim insanı tarafından eleştiriliyor. Özellikle bir simülasyon içinde yaşadığımızı simülasyonun içinden kanıtlamanın mümkün olmayabileceği belirtiliyor. Ancak The Matrix, Inception ve Black Mirror gibi popüler yapımların da etkisiyle simülasyon teorisi toplumda giderek daha fazla ilgi görüyor.
Vopson’un araştırması sadece fizik dünyasında değil, felsefe ve teknoloji alanlarında da geniş yankı uyandırıyor. Elon Musk gibi önemli figürler de “gerçek” evrende yaşama olasılığımızın “milyarda bir” olduğunu söyleyerek bu teorilere destek veriyor.
İlginizi Çekebilir: Simülakrlar ve Simülasyon Çerçevesinde Günümüz Youtube Camiası
Peki sizce bir simülasyonun içinde miyiz? Cevaplarınızı yorumlarda veya Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google News ve WhatsApp kanalımızdan takip edebilirsiniz.
Kaynak: IFL Science
Kendi kendimizin sebebi olmadığımıza göre her türlü bir simülasyonda oluyoruz zaten. Bir şeyin içindeyiz, bu bir sistem. Dışı olup olmadığını bilmiyoruz, bilseydik de çıkamazdık, çıksaydık da gerçekliğinden emin olamazdık. Bu konuda bir ışık yok maalesef.