Satürn’ün Titan Uydusundaki Denizlerin, Dünya’dakiler Gibi Dalga ve Akıntılara Sahip Olduğu Ortaya Çıktı

Satürn’ün Titan uydusu, Güneş Sistemi’ndeki en ilginç gök cisimlerinden biri olarak bilim insanlarının dikkatini çekmeye devam ediyor. NASA’nın Cassini uzay aracı tarafından toplanan verilerin detaylı analizi sonucunda, uydunun yüzeyindeki hidrokarbon denizlerinin, Dünya’daki su kütlelerine benzer şekilde dalga ve akıntılara sahip olduğu ortaya çıktı.

Nature Communications dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, Titan’ın kuzey kutbunda bulunan ve Kraken Mare, Ligeia Mare ve Punga Mare olarak adlandırılan üç büyük deniz hakkında çarpıcı bilgiler sunuyor. Kraken Mare Dünya’daki Hazar Denizi’ne benzer bir büyüklüğe sahipken, Ligeia Mare Kuzey Amerika’daki Superior Gölü’ne, Punga Mare ise Afrika’daki Victoria Gölü’ne yakın boyutlarda.

Araştırma ekibinin lideri, Cornell Üniversitesi’nden mühendis ve gezegen bilimci Valerio Poggiali, uyduyu “yoğun bir azot atmosferinde çalışan metan bazlı bir hidrolojik sistemle şekillendirilmiş, çeşitli ve tanıdık yüzey morfolojilerine sahip, gerçekten Dünya benzeri bir cisim” olarak tanımlıyor.

Titan’ın Dünya’ya Benzerliği Bilim İnsanlarının İlgisini Çekiyor

Titan’ın denizlerinin kimyasal bileşiminin, enlemlerine bağlı olarak değiştiği keşfedildi. Denizlerin metan veya etan açısından zengin olması bulundukları konuma göre farklılık gösteriyor. Ayrıca deniz yüzeyindeki dalgalanmaların kapsamı ve dağılımı da incelendi. Gözlemler aktif gelgit akıntılarının varlığına ve nehir ağızlarına yakın bölgelerde artan yüzey pürüzlülüğüne işaret ediyor.

Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı’ndan gezegen bilimci Ralph Lorenz, uydudaki denizlerin tıpkı Dünya’dakiler gibi Satürn’ün devasa yerçekimi tarafından çekildiğini belirtiyor. Bazı kıyı şeritlerinde gelgit aralığının yaklaşık 30 cm olabileceğini söylüyor. Ancak bir gününün 16 Dünya gününe eşit olması nedeniyle, gelgit döngüsünün yavaş olduğunu ve gelgit akıntılarının genellikle zayıf olduğunu ekliyor.

Cassini Verilerinin Önemi

Cassini’nin radar gözlemleri, uydudaki nehirlerinin saf sıvı metan taşıdığını ve bunun daha sonra denizlerin etan açısından zengin sıvılarıyla karıştığını gösteriyor. Bu durum Dünya’daki tatlı su nehirlerinin tuzlu okyanus sularına karışmasına benzetiliyor.

5.150 km çapıyla Güneş Sistemi’ndeki en büyük ikinci ay konumunda bulunan Titan, Merkür gezegeninden bile daha büyük. Dünya ile birlikte bulutlardan sıvı yağışın yağdığı, nehirlerin akıp denizlere ve göllere karıştığı ve buharlaşarak tekrar atmosfere yükseldiği hidrolojik döngüye sahip olan iki gök cismi olarak biliniyor. Ancak Titan’da bu döngü su yerine metan ve etan gibi hidrokarbonlarla gerçekleşiyor.

Titan’ın yüzey sıcaklığı yaklaşık -179°C olmasına rağmen, yoğun atmosferi ve aktif hidrolojik döngüsü, onu yaşam potansiyeli açısından ilginç bir hedef haline getiriyor. Poggiali, Titan’ın atmosferinde üretilen ağır organik moleküllerin prebiyotik doğada olup olmadığını ve bu organik maddelerin hiç sıvı su ile temas edip etmediğini merak ediyor. Bu etkileşimlerin Dünya’da yaşamın kökenine benzer şekilde, enerji üretebilen veya bilgi depolayabilen moleküllerin oluşumuna yol açmış olabileceğini düşünüyor.

Gelecek Araştırmalar ve Dragonfly Misyonu

NASA’nın 2027’de fırlatmayı planladığı Dragonfly misyonu, Satürn’ün uydusunun yüzeyini ve atmosferini daha detaylı inceleyecek. Ayrıca uydunun prebiyotik kimyasını araştıracak ve potansiyel yaşam belirtilerini arayacak.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Satürn’ün Titan Uydusundaki Denizlerin Derinliği, NASA’nın Denizaltı Görevine Uygun

Uydudaki yeni gözlemlerle ilgili yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google News’ten takibe alabilirsiniz.

Kaynak: Reuters