Cengiz Han ve ordusu tarafından kış mevsiminde kullanılan kışlanın konumu uzun süren araştırmalar sonucunda ortaya çıktı.
1162-1227 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen büyük Moğol kumandanı Cengiz Han’ın, kışlarını geçirdiği ve emir merkezini kurduğu kamp alanı bulundu. Akınlarını planladığı ve yönettiği yerin neresi olduğuyla ilgili tarihçiler ve arkeologlar arasında yıllardır süregelen bir tartışma vardı.
Yeni çalışmada Doktor Jack Fenner’in liderliğindeki araştırmacılar Avraga’dan örnekler alıp radyokarbon tarihleme yöntemiyle Han’ın hayatı sırasında bir ordu tarafından konaklama için kullanıldığı sonucunu çıkardı. Kamp, Cengiz Han’ın ölümünden sonra da, oğlu Ögeday Han tarafından kullanılmış.

Avustralya Ulusal Üniversitesi ve Moğol Arkeoloji Enstitüsü’nün ortak çalışmaları konuyu sonuca ulaştırıldı. Moğol İmparatorluğu’nun bozkırları arasında, Avraga Nehri’ne bitişik Avraga düzlükleri Han ve ordusunun kış kamplarını kurduğu yerdi. Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden tarihçi Dr. Li Narangoa konuyla ilgili açıklamalarda bulundu:
“Cengiz Han en az dört kamp alanına sahipti. Tarihsel belgelere göre Avraga’daki kamp kışları ve baharları geçirdiği ana kamptı. Bu yeni çalışma tarihçilerin bulgularını doğal bilgilerle kanıtladığı için çok önemli. Bu kamptan Cengiz Han güney komşularına karşı seferlere başlıyordu. Bu çalışma bu düşüncemizi destekliyor.”
Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden Arkeolog Dr. Jack Fenner’in düşünceleri de benzer:
“Avraga’da ayrıca dini seremonilerin kalıntılarına denk geldik. İzler güneye kadar gidiyordu, Çin Yuan İmparatorluğu’na, Han’ın seferlerinin hedefine. Yirmiden fazla radyokarbon tarihleme örneği sayesinde Avraga’daki bölgenin 13. yüzyılda kullanıldığını öğrendik, hatta Cengiz Han’ın yaşamı sırasında olduğundan neredeyse eminiz. Kronolojik olarak bakıldığında Han’ın bölgeyi kullandığı ihtimali daha da güçleniyor. 14. yüzyılda bölgenin bir kısmı kullanılırken çoğunluğu terk edilmişti.”
Cengiz Han Kış Kampı Hakkındaki Çalışmalar Moğollardaki Yemek Alışkanlıklarına da Işık Tutuyor
Önceki çalışmalar Moğol yemeklerinde sıkça kullanılan darının Kuzey Çin’de yoğun yetiştirilmesinin Güney seferlerinde önemli rol oynadığını öneriyordu. Fenner ise bu konuda farklı düşüncelere sahip:
“Ordudaki yüksek ve düşük rütbeli askerlerin kemiklerinde yaptığımız kimyasal analizler farklılıkların yemek alışkanlıklarından değil etraflarındaki değişikliklerinden geldiğini gösterdi. “Ne yersen osun.” deyişi akla geliyor. Moğol’ların kemiklerinde gördüklerimiz kuraklığın yemek kaynaklarını etkilediği düşüncesini reddediyor. Darıları olsa da Moğol elitleri de, sıradan insanları da aşağı yukarı aynı yemek alışkanlıklarına sahip; et ve et ürünleri.”
Bulgular Archaeological Research in Asia (Arkeolojik Çalışmalar Asya) dergisinde yayımlandı. Peki siz bu gelişmeler hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.
* 2.000 Yıl Önce Alaska’da Patlayan Volkan, Roma Tarihini Değiştirmiş Olabilir
Kaynak: Sci News
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!