İlk yıldızlar parlamaya başladığında evren daha birkaç yüz milyon yaşındaydı. Büyük Patlama’nın ardından oluşan bu kozmik sistemin yapı taşlarını incelemek için bilim insanları ilk nötr hidrojen atomlarının yaydığı sinyalleri yakalamak zorunda.
Samanlıkta iğne aramaktan farksız olan bu işlem için teleskoplar dünyanın en ücra köşelerinde bile nötr hidrojen atomlarının sinyallerini yakalamaya çalışıyor. 21 cm çizgisi olarak da bilinen, evrenin en eski ve basit atomlarının yaydığı bu sinyal 12 milyar yaşında. Evrenin başlarındaki, yıldız ışığından yoksun, kozmik karanlık çağ ile günümüz sistemlerinin oluşumuna kadarki süreçte evrenin karanlık madde ve karanlık enerjiden oluştuğu bunların cisimleştiği düşünülüyor. Bu sinyalleri yakalayanlar ise karanlık çağımıza ışık tutacak.
Bilim İnsanlarına Göre Atomlar Oradaysa Enerjileri de Orada Olmalı
Nötr hidrojen atomlarının oralarda bir yerlerde olduğu zaten biliniyor. Araştırmacılar, atomlar oradaysa sinyali de orada olması gerektiğini düşünüyorlar. Ancak bu atomların yaydığı sinyallerin yakalanması pek de kolay değil. Bu sinyaller galaksilere, yıldızlara ve hatta dünyamızdaki cihazların yaydığı sinyallere karışıyor. Araştırmayı yürüten LOFAR Epoch of Reionisation Key Science projesi yöneticisi Leon Koopmans ve ekibi işin zorluğunu tanımlarken bir kar tanesi örneğine başvuruyor. Teleskopların topladığı tüm veriler dünyaya düşen bir kar tanesinden ibaret, nötr hidrojen atomunun yaydığı enerji ise bunun yüz binde birinden daha az.
Şimdiye kadarki en önemli veri Experiment to Detect the Global EoR Signature (EDGES) tarafından yakalandı. Bu cihazın yeni sürümü olan EDGES-3 ise 2020’de çalışmaya başlayacak.
Samanlıkta iğne aramak, tabiriyle karşılaştırılamayacak kadar incelik, dikkat ve sabır gerektiren bir işle uğraşıyorlar