Yeni yapılan bir araştırmaya göre antik zamanlarda Ege coğrafyasında, özellikle Minos ve Miken’de, kuzenler arası evliliğin oldukça yaygın olduğu tespit edildi.
Elde edilen bulgular, insan kemiklerinde yer alan genetik materyalin incelenmesiyle, bilim insanlarına ilk kez Minos ve Miken’ndeki antik evliliklerin arka planını görme şansı sunuyor. Başarılan bir diğer ilkse araştırmacıların ilk kez bir Miken ailesinin biyolojik soy ağacını haritalandırması.
Ekip, daha önce benzeri görülmemiş bu çalışmayı gerçekleştirmekte Yunan ana karasında, Girit’te ve Ege adalarında yaşamış farklı dönemlerden (Cilalı Taş Devri’nden Demir Çağı’na) 102 insana ait genetik materyali analiz etti.
Eski Yunan coğrafyasında iklim, DNA korunumunu önemli derecede zorlaştırıyordu. Ancak antik genetik veri setlerinin üretilmesi ve değerlendirilmesindeki son gelişmeler sayesinde bunun üstesinden gelmek artık mümkün. Bu sayede araştırmacılar ilk defa bir Miken ailesine ait bir soy ağacı çıkarmayı başardılar.
Geç Bronz Çağı’ndan kalma bir bebek mezarında buldukları kemikler üzerinde çalışan araştırmacılar, mezardan çıkan yedi bebeğin birbiriyle akrabalık ilişkisine sahip olduğunu belirledi. Bu bebeklerin altısı tek bir çiftin çocuğu yahut torunuydular. Yedinci çocuğun ise diğerlerinin kuzeni olduğu ihtimali üzerinde duruluyor. Bunun nispeten küçük bir soy ağacı olduğu kaydedilse de aslında tüm bir Akdeniz bölgesinde antik döneme ait oluşturulmuş tek örnek olması sebebiyle büyük bir öneme sahip.
Antik Ege Coğrafyasında Kuzenler Arası Evlilik Toplumun %30’unda Yaygındı
Makalede yer alan bir diğer -sarsıcı- bulgu ise araştırmaya konu olan yerlerde yaşamış antik çağ insanının çoğunlukla kuzeniyle evlenmiş olması. Üzerinde inceleme yapılan bireylerin %30’u birbiriyle akraba (muhtemelen birinci veya ikinci dereceden kuzen) olan kimselerin çocuğu olduklarına işaret eden genetik belirteçlere sahipti.
Makalenin baş yazarı Eirini Skourtanioti, bu konuya dair açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Şimdiye dek dünyanın farklı bölgelerine ait binden fazla antik genom yayınlandı ama öyle görünüyor ki antik dünyanın başka hiçbir yerinde bu kadar katı bir akraba evliliği sistemi yoktu. Bu hepimiz için tam manasıyla bir sürpriz oldu ve pek çok soruyu gündeme taşıyor.”
Bu sorular arasında en çok sorulanlardan biri “insanların neden evlilik ilişkisini aile içinde tutmaya bu kadar istekli oldukları”dır. Araştırma ekibinin bu konuda kesin bir cevabı yok ancak bunun sebebine dair bazı varsayımlarda bulunuyorlar: coğrafi izolasyon, bulaşıcı hastalık baskısı, mülk edinilmiş toprağın bütünlüğünün korunması… Tüm bunlar aile içi evlilikleri avantajlı kılabilecek sebepler arasında sayılıyor.
Tarım Kültürü Asıl Etken
Ekip, bu vakada özellikle tarımın etkili olduğu fikrini öne sürüyor:
“Belki de bu uygulama, miras kalan tarım arazilerinin zamanla daha fazla bölünmesini engellemenin bir yoluydu. Bu durum, her halükarda ailenin bir yerdeki sürekli varlığını garanti altına alıyordu ki bu zeytin ve şarap üretiminin önemli koşullarından biridir.”
Araştırmayı gerçekleştiren ekip, şimdi ve sonrasında antik dönem insanını ele alacak çalışmalar sayesinde geçmişe dair çok sayıda yeni ve fantastik bakış açısı edineceğimizi umuyor.
Sizin Antik Ege toplulukları hakkındaki bu araştırmaya dair görüşleriniz neler? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, bizleri Google Haberler üzerinden takip edebilirsiniz.
Kaynak: IFL Science
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!