20 Temmuz 1969 tarihinde Apollo 11 adlı uzay mekiği aya iniş gerçekleştirdi ve NASA astronotu Neil Armstrong aya ilk ayak basan insan oldu. Aradan tam 50 yıl geçti. Ancak o malum tartışmalar hâlâ sürüyor: Ay’a gerçekten gidildi mi?
NASA’ya ait Jet Propulsion Laboratory (JPL)’de derin uzay iletişimi ve astrofizik alanlarında araştırmacı olarak çalışan Dr. Umut Yıldız, Ay’a gidilişinin 50. yıldönümü için 16 Temmuz’da söz konusu olayı açıklayan bir Tweet zinciri paylaştı.
Bu zincirle birlikte tartışmalar yeni bir boyut kazandı.
Sözü Dr. Umut Yıldız’a bırakalım:
1) Ay’a neden 72’den bu yana gidilmediği çok sorulan bir soru. Cevaplayalım o zaman. #Apollo50th
Çok açık ki, o zamanki teknoloji ile bugünkü teknoloji arasında dağlar kadar fark var. Bu bile zaten o zamanki teknolojiyi bugün kullanıp, Ay’a gidemeyeceğimizin bir kanıtı.
2) Elbette büyük bilimsel amaçları olsa da 70’lerdeki Ay yolculuklarının asıl amacı tamamen politik amaçlarla Sovyetlere daha iyi olduklarını göstermek için yapılmış bir şovdu. Sovyetler pes ettikten sonra daha da ileri gidilmesi için bütçe ayrılmadı ve Ay öylece kaldı.
3) Deniyor ki, o günkü teknolojiyle bile gidilmiş bugün nasıl gidilemiyor, aklım almıyor? Haklı görünebilirsiniz ama düşünün 70’lerden bu yana Ay’a gidiş-geliş teknolojisi adına hiçbir Ar-Ge yapılmamış ve teknoloji öyle hızlı gitmiş ki, herkesin cebinde güçlü bilgisayarlar var.
4) O günkü teknolojinin hiçbir uygulamasını bugün kullanamazsınız. En basitinden bugün bilgisayarlar o kadar hızlı ki, o günkü bir aleti bugünkü bilgisayarlara yeniden bağlayarak aynen çalıştıramazsınız.
5) Evet, o nedenle gerçekten Ay’a nasıl gidildiğini unuttuk desek yalan olmaz. Çünkü her şeyin bugünkü teknoloji ile sıfırdan dizayn edilmesi gerekiyor. Bu da yeniden sıfırdan bütçe, yeni mühendislerle yıllarca yeniden çalışmak demek.
6) Öte yandan siz bir misyonun başından sonuna ne kadar iyi notlar alırsanız alın, ne kadar iyi kullanma ve dizayn kılavuzları hazırlasanız bile o kılavuzları yazan insanlar emekli olduktan sonra yeni gelen mühendislerin bu kadar karmaşık bir aracı sıfırdan üretmesi çok çok zor.
7) Bu hafta sonu Apollo mühendislerinin deneyimlerini anlattığı bir etkinlikteydim. O sıralarda bu işlerle uğraşan 400000+ insandan biriydik diyorlar. Çılgın çalışma saatleri, çılgın hedefler… Dinlerken “Vayy be” diyorsunuz.
8) Orada şunu dediler. Böylesine büyük bir projeyi yapmak için binlerce çalışmayan testler yapılmış, bu testler dokümanlara geçmiş olsa bile yeni mühendisler on binlerce sayfalık çalışmayan test raporlarına bakmak yerine “ÇALIŞAN” kılavuzlara bakacaklar.
9) Dolayısıyla onların 50-60 sene önce yaptığı birçok hatanın yeniden gerçekleşmesi ve maliyeti artırması bekleniyor. Çünkü o insanlar artık yok. Sıfırdan dizayn yapılmak zorunda. O günlere katkı veren mühendislere teşekkür edip, artık günümüze bakmalıyız.
10) Bugünün teknolojisi mi bahane oldu diyebilirsiniz. Evet ve hayır. Gerçek bahane, bu konuya çooook uzun yıllardır hiç bütçe ayrılmamış olması. Bugün çok iyi bir bütçe ayrılsın, Ay’a gidip geri gelinecek yeni teknolojiyi birkaç senede halledebiliriz. Olay tamamen duygusal yani.
Siz bu açıklamalar hakkında ne düşünüyorsunuz? Dr. Umut Yıldız’a katılıyor musunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum‘da bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Türk işi açıklama olmuş,biz yerinde onlar yemez kusura bakmayın.
Tamamen saçma bir açıklama olarak görüyorum.
Ben bir işletme mezunuyum. Mühendisilik konularından anlamam ama belgesel kanalı tutkum, kitap tutkum derken ay konusu baya baya kafa yorduğum bir konu oldu. Özellikle bazı “yoz” ların ikide bir çıkıp çıkıp “abi dünya düz, abi aya gidildiyse niye yine gidilmiyor” soruları da bu konuda beni araştırmaya teşvik etmiştir. Bu konuda bir kaç kelam etmek isterim:
1-Dr. Umut Yıldız sanıyorum ki alanında uzman iyi tahsil görmüş biridir. Ancak aya nasıl gidileceğini unuttuk, o işlemleri yapacak kimse kalmadı, o teknoloji terk edildi gibi bir düşünce çok boştur. Düşünce özünde doğru olabilir ancak, o zaman bilgisayarlar sadece kendilerine verilen basit işlemleri hesaplayıp kağıda dökebiliyordu. Sanıyorum Pentium I 500 Mhz bir işlemci ile aya gidilmişti. Hoca haklıdır bu sistemler bugün ki teknoloji ile bağlasan çalışmaz. Ama niye bağlayalım? Niye nasıl gidildiğini unutmayalım. Unutalım gitsin. Ama bu sorun değil ki… Mevcut teknoloji şu anda aya gidişi kendi başına hesaplar,hatta Houston gibi bir üste 4 kişilik bir kontrol ekibiyle aya mekiği de yollar. Eskiden atla Fizana gidiyorduk. Şimdi ata binen kalmadı, at binmeyi unuttuk. Ama trenle arabayla uçakla gidiyoruz. Hemde daha hızlı… Neden aya gitmek için o teknolojiye ve onu bilenlere ihtiyaç duyalım ki?
2- Aya 72 den bu yana gidilmedi tezi de bir yalandır. Gidildi kardeşim. Doğru cümle kurmazsanız milletin kafasında yanlış sonuçlar çıkarırsınız. Doğru cümle Amerika aya 72 den beri insan göndermedi olacak. Mesela Çin daha bu sene Ocak 2019 da aya gitti.Hem de ayın karanlık yüzüne gitti ve indi. Çin 2013 yılında da gitmişti. Avrupa Uzay ajansı aya inmedi ama yörüngeye SMART-1 adı verilen uyduyu yerleştirdi. Hindistan bir tane yolladı şu an hala yolda, bir kaza bela olmazsa eylül 2019 da inecek. Doğruluğunu araştırmadım ama sanıyorum Ruslar ve Japonlarda bir uydu yollamışlardı. 2018 yılı için Japonlara ilişkin bir haber internette var. O yüzden Aya 72 den beri gidilmedi demek yalandır!
3- İnsanlı bir ay görevinin maliyeti teeee o ilk Apollo görevleri için yaklaşık 100 - 130 milyar dolar arası ( Biraz nette araştırın). Bu paranın büyüklüğünü şöyle düşünün Türkiye’nin önümüzdeki 5-6 yıllık yabancı para borcunu bir gecede sıfırlarsınız. Bu yatırımı yeniden yeniden yapmak için farklı bir bilgi ve sonuç alabileceğiniz durumlar gerekir. Siz bu sonuçları daha düşük maliyet daha minimal araçlarla alabiliyorsanız neden insan yollayasınız ve tekarar gidesiniz ki?
4- Sıfırdan dizayn, yeni hatalar ve maliyetler konusunda Umut hocaya katılıyorum. Ama yeni teknoloji ile bu olay o kadar korkutucu gözükmüyor. Üstelik katıldığı seminerde “ÇALIŞAN” model klavuzu gibi hoş bir örnek de verilmiş. Bugün NASA bünyesinde olmasa bile bu işlerle uğraşan pekçok farklı insan bulunuyor öyle sayıları da 400.000 filan değil ve bu insanlar günümüz teknolojisi sayesinde bilgi paylaşımını da daha hızlı yapabiliyorlar. Yani bu işi yapmak eski izleri uzun süre takip etmeyi gerektirmiyor.
Üşendiğim şeyleri belirtmişsin. Gerçi ben senin kadar yazamazdım. Dikkat etmediğim şeylere de değinmişsin.
500T oradan da geçiyordur