The Sandman’deki Uyku Hastalığı 1900’lerde Yaşanan Gerçek Bir Salgından İlham Alıyor

The Sandman dizi uyarlaması izleyicilerle buluştu. Neil Gaiman imzalı çizgi romandan Netflix’e taşınan adaptasyon, fantastik dünyasıyla ilgi çekerken eserin perde arkasındaki uyku hastalığı bir kez daha gündem oldu.

Dizi ve çizgi roman hakkında yazıp çizilenler hatırı sayılır düzeye ulaşmışken konuşulan konulardan bir başkası da eserin gerçek olay ve durumlardan ne kadar referans aldığı hakkında.

The Sandman, sonsuz uyku ve uykusuzluğun bahsedildiği bir dünyada geçiyor. Olaylar her ne kadar kurgu olsa da, Dream karakterinin uzun süren esareti gerçek bir hastalığa dayanıyor olabilir.

Çizgi romanda Dream, Robert Burgess tarafından 1916 yılında yakalanıyor ve 70 yıl boyunca esir tutuluyor. Gaiman’ın çizgi romanı kurgularken bu yılı seçmiş olması ise pek de tesadüfi değil. 1916 kışında dünyada kaynağı tam anlaşılmamış benzer bir uyku hastalığı salgını patlak vermişti.

The Sandman Eserindeki Uyku Hastalığı Tarihi Olaylara Dayanıyor

Nörolog Dr. Constantin von Economo ve patalog Dr. René Cruchet tarafından tanımlanan ve Encephalitis Lethargic olarak adlandırılan bu hastalık Avrupa’da ortaya çıktı ve 1930’lu yıllara kadar tüm dünyanın mücadele ettiği bir salgın hâline geldi. 20. yüzyılın başlarına kadar resmi bir şekilde açıklanmasa da bu rahatsızlığın tarihi 16. yüzyıla kadar uzanıyor. Diğer yandan hastalığın 1916’da yayılmaya başlamasından sonra neredeyse yarım milyon insanın ölümüne neden olduğu düşünülüyor. Hastalığın içeriği, tanı konma süreci ve tespit etmenin zorluğu göz önünde bulundurulduğunda, veri sayısının daha farklı olabileceği de belirtiliyor.

Hastalığın kendisini en belirgin şekilde gösterdiği form somnolent-ophthalmoplegic olarak adlandırılıyor. Bu durumda hasta oldukça sersemlemiş bir konumda oluyor ve uzun periyotlarda uyuyabiliyor. Fakat The Sandman eserindeki durumun aksine, hastalar kolaylıkla uyanabiliyor ve o uyuklama hâlinde etrafında olanların farkında oluyor.

Hastalığın iki diğer formu ise Hyperkinetic ve Amyostatic-Akinetic. Hyperkinetic, uyku düzeninin tersine dönmesi, yorgunluk ve halsizlikten sonra kasların istemsiz seğirmesi olarak tarif edilirken; Amyostatic-Akinetic ise hastanın hareketsiz ve iletişim kurmaktan neredeyse yoksun, nörolojik olarak aktif olduğu bir durum olarak adlandırılıyor.

Sonuç olarak geçmişte birçok formda insanların hayatlarını etkileyen bu hastalığa günümüzde pek rastlanmasa da semptomları kronik psikiyatrik rahatsızlıklarda görülebiliyor.

Diğer bir deyişle gereğinden fazla uyku, uykusuzluk ve rüyalar her zaman insanoğlunun günlük hayatının bir parçası olmaya devam ediyor.

The Sandman eserinin uyku hastalığına getirdiği bakış açısıyla ilgili neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.

Kaynak: SyFy