Hiçbir felaket hikâyesi insanları hipnotize etme konusunda başarısız olamaz. Özellikle söz konusu olan felaket Milattan Sonra 79 yılında Vesuvius (Vezüv) yanardağı tarafından tarihe gömülen Pompeii şehrinin öyküsü ise.
1599 yılında tekrar keşfedilen antik Roma kentinde bugüne kadar büyük ilgi toplayan yaklaşık 11,000 nesne ortaya çıkartıldı. Gizemlerin Villası: Pompeii, hamamlar, freskler, duvar yazıları, amfi tiyatro, su kemeriyle birlikte bulgular ilk yüzyıl Roma hayatına dair birçok bilgiyi bizlere sunuyor.
Küller tarafından korunan Pompeii kalıntıları diğer arkeolojik kaynaklara göre daha ayrıntılı biçimde dönemin yaşamının nasıl olduğunu gösteren bir tarih penceresi aralıyor. Melbourne Müzesi’nde 2009 yılında gerçekleştirilen Pompeii’de Bir Gün isimli sergiyle yaklaşık 330,000 ziyaretçi Pompeii hayatını gerçekçi bir şekilde deneyimleme fırsatı bulmuştu. Sergide videosunu paylaştığımız animasyonu gösteren bir tiyatro seti de bulunuyordu.
Bu çalışma ile birlikte adeta tarihte geri giderek Pompeii şehrini keşfedebilir ve 48 saat süren Vezüv felaketini hemen aşağıdan izleyebilirsiniz:
Pompeii hikâyesini çekici bulduğumuz kadar, modern drama felakete sebep olan gücü tanımlamak için büyük bir mücadele veriyor. 1960’lı yılların sonunda BBC felaketin komedi yorumunu gösterime sunmuştu:
Fakat 2014 yılında yapılan Hollywood yorumlaması Pompeii filmi bile çok fazla ilgi çekmemişti. Biz en iyisi, felaketi en gerçekçi şekilde betimleyen Pliny the Younger’a kulak verelim:
“Kadınların çığlıklarını, bebeklerin ağlamasını ve erkeklerin bağırışlarını duyabiliyordunuz; bazıları ebeveynlerini, diğerleri çocuklarını veya karılarını sesleriyle tanımaya çalışıyordu. İnsanlar kendi kaderlerine veya akrabalarına ağladı ve bazıları kendi ölüm korkuları içerisinde dua etti. Birçoğu tanrılarına yardım için yalvardı, ama hâlâ birçoğu geride tanrı kalmadığını ve evrenin ebediyen sonsuz karanlığa gömüldüğünü hayal etti.”
Animasyonu siz nasıl buldunuz? Yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın.
Kaynak: Open Culture
Çocukken okumayı öğrendiğim yıllarda ilk okuyarak öğrendiğim şeylerden birisi Pompeii olmuştu. Başak Çocuk dergisi ( şimdi emin olamadım Doğan Kardeş’te olabilir) Pompeii kalıntılarını bulan arkeologlar ve şehir ile ilgili çizgi hikaye yayınlamıştı. Muhtemelen o çizgilerden çok etkilenmişim hala bir çok sahnesini hatırlıyorum.