Batman ve Black Widow: Asla Öldürmeyen Katiller

Çizgi romanlara aşina olanların bildiği bir kuraldır, Batman kurbanlarını asla öldürmez. Marvel’in bilindik ismi Black Widow için de bu durum böyle. Peki, bu bir gerçek mi yoksa kendilerini haklı çıkarmak için okuyucunun önüne çektikleri bir perde mi?

DC Comics evreninin en tanınan karakterlerinin başında Batman gelir. Kara Şövalye’nin hikâyesini okuduğumuz The Other History of the DC Universe çizgi romanının 3. sayısında, Gotham şehrinin yorulmaz koruyucusunun öldürmeme kuralı hakkında yalan söylediği ya da bunu umursamadığı gibi anlamlar çıkarılmıştı. John Ridley tarafından yazılıp Giuseppe Camuncoli tarafından çizilen eserde, Katana’nın Batman ile ilk tanışmalarının nasıl olduğunu anlatmıştı. Zamanının en büyük efsanesinden bahsederken Batman’in en büyük yalanının kimseyi öldürmediği olduğunu söylemiş ve onunda en az kendisi kadar can aldığını anlatmıştı.

“Ben nereye gidersem gideyim ölümün peşimden geldiğinin düşünülmesini isterim. Fakat Batman insanların kendisini doğru şeyleri yapan, can almaktan uzak duran birisi olarak görmesini istedi. Kötüleri tek yumruğuyla yere serdi, kaburgalarını kırdı ve kemiklerini parçaladı ve onları iyileşmelerinin uzun zaman alacağı durumlarda bıraktı… Fakat kimseyi öldürmedi.”

Katana’nın anlattıklarını dinlediğimizde kendimizi düşünmekten alıkoyamıyoruz. Gerçekten dövüş sanatlarında bu kadar usta olsa dahi, Dark Knight’ın bile tahmin etmeyeceği sonuçlar ortaya çıkmış olabilir mi? Gotham’ın Koruyucusu Batman gecenin karanlığında süzülürken geride bir ceset bırakmış olabilir mi? En sıkı Batman okuru bile bu soruları mutlaka kendine sormuştur.

“Batman ayrım gözetmeksizin jilet gibi keskin, yarasa şekilli shurikenlerini kullanmaktan çekinmedi, yoluna çıkan şeyleri yakıp yıktı, ‘gelişmiş sorgu becerileri’ ile insanları en yüksek binaların tepelerinden sarkıttı… Fakat söylenilenlere göre kimseyi öldürmedi.”

Batman ve Black Widow Merhametlerinin Arkasına Mı Sığınıyor?

 

Marvel evreninde de durum çok farklı değilmiş gibi görünüyor. Kelly Thompson ve Rafael de Lattore tarafından yazılan Black Widow serisinin 6. sayısında Natasha Romanoff’un düşmanlarını görünmeden alt ettiğini okuyoruz. “The Apogee” ismindeki bir kötüyü yakalamaya çalışırken önüne çıkan gardiyanı etkisiz hale getirirken ellerini kırdığını ve sonrasında bilekliklerinde saklı elektrik tabancasıyla bayıltıyordu. Bir sonraki panelde ise okuyucuyu “yaşayacak,” diyerek ikna etmeye çalışıyordu.

Çok geçmeden önüne çıkan diğer gardiyanları fırlattığı ip ile birbirlerine bağlayıp aşağıya düşüşlerini izlemişti. Yine “…aşağı kata düşecekler, fakat ölmeyecekler, onları sadece oyundan çıkardım,” diyordu. Fakat o kattan düşen iki adamın sonunu hiçbir zaman öğrenemiyor olmamız aklımızda birçok soru işareti bırakmıştı.

Çizgi roman panellerinde kötü adamların cezalarını çektiğini okuduk. Belki de kahramanlarımızı adaletin yorulmaz temsilcileri olarak gördük ve sevdik. Fakat yaptıklarının sorumluluğunu almaktan çekinip insanları binalardan atıp sonrasında da sadece “yaşayacak,” diyerek okuru ikna etmeye çalışmak bazı endişeleri beraberinde getiriyor.

DC ve Marvel’ın dünyaya iyiliği getirmek için kötü şeyler yapan karakterlerine alışkınız. Beyaz veya siyah kahramanların mümkün olmadığını da biliyoruz. Fakat okuduğumuz kahramanların arkalarında cesetler bırakması ve sonrasında “asla öldürmemek” gibi kurallarla ortaya çıkması, okuyucunun güvenini fena halde sarsabiliyor. Belki bilinçli belki de bilmeyerek güçlerinin sonuçları olduğunu bilmek Batman ve Black Widow özelinde okuduğumuz kahramanların daha dikkatli hareket etmelerini gerektirecektir.

Siz Batman’ın öldürmeme kuralı hakkında ne düşünüyorsunuz? Black Widow güçlerini gerçekten kontrolsüzce kullanıyor olabilir mi? Fikirlerinizi Kayıp Rıhtım Forum üzerinden bizimle paylaşabilirsiniz.

Kaynak: Screen Rant