Stan Lee sadece Marvel Comics için değil tüm çizgi roman dünyası için ikonik bir isim. Yarattığı sayısız kahramanlarla okurların sadece hayal gücüne değil bizzat yaşamlarına dokunmayı başarmış biri. Fakat bundan uzun yıllar önce, Altın Çağ’dan bile önce Stan Lee Timely Comics tarafından yayımlanan Captain America çizgi romanı için işe alınmış yazardan biriydi. Her şeyi değiştiren şey ise kendi karakterini oluşturması için fırsat verilmesiyle olmuştu. İşte o anda Stan Lee’nin yarattığı ilk süper kahraman da ortaya çıkmış oldu: The Destroyer.
Stan Lee ve Jack Binder tarafından yaratılan The Destroyer 1941 yılında Mystic Comics serisinin 6. sayısında karşımıza çıkmıştı.
Karakterin ortaya çıkış serüveni kısaca şu şekilde:
İkinci Dünya Savaşı’ndan önce Nazi Almanya’sına gazeteci olarak giden Kevin Marlow buradaki yaşamı incelemeye koyulur. Haberi için toplama kampına giren Marlow yanlışlıkla alarmı çalıştırır ve bir grup Nazi askeri etrafını sarar. Bir süre cesurca savaşsa da en sonunda tutsak olarak alınır ve toplama kampındaki hücrelerden birine atılır. Casus olduğu düşünülerek uzun süre işkencelere maruz kalır. Ancak bir gün eski bir bilim adamı Marlow’un hücresine atılır. Marlow’un içindeki iyiliği gören bilim adamı ona hayatının çalışması olan süper asker serumunu verir. Böylece gazetecimiz gelişmiş fiziksel ve mental güçlerini kullanarak kamptan kaçar. Sonrasında bir otele sığınan Marlow kendisine bu serumu veren bilim adamını onurlandırmak adına Almanya’da kalmaya ve Nazi diktatörlüğüyle savaşmaya karar verir. Bunun için kendisine bir kostüm diker ve yeni bir isim alır. Artık onun ismi The Destroyer olacaktır.
Stan Lee ve The Destroyer Karakterinin Diğer Kahramanlara Benzerlikleri
Stan Lee’nin ilk yarattığı kahraman yüzeysel olarak bakıldığında oldukça tanıdık gelse de sonradan yazılıp çizilecek birçok Marvel karakteri için temel olduğu görülüyor. En göze çarpan benzerlik ise yine Stan Lee’nin kaleminden çıkan Iron Man karakteri. Tony Stark gibi Kevin Marlow da düşmanlar tarafından yakalanıp tutsak edilmiş fakat hapishanelerinden çıkmalarını sağlayan şey düşmanla çalışmak istemeyen bir bilim adamı olmuştu. Marlow’un bir diğer benzerliği ise Guardians of the Galaxy’den tanıdığımız Drax. Çizgi romanlardan tanıdığımız Drax aslında The Destroyer’ın giydiğine çok benzer bir kostüm giyiyordu. Üstelik Drax’in lakabının da The Destroyer olması sadece küçük bir tesadüf olmasa gerek.
Stan Lee’nin dönemine göre oldukça popüler olarak kurgulanmış karakteri şimdilerde tarihin tozlu sayfalarının arasında kalmış gibi gözüküyor. Yine de onun arkasında bıraktığı sayısız süper kahraman dünya çapında yüz binlerce okura ilham olmaya devam ediyor. Böylece Stan Lee’nin ismi tarihin çok daha ötesine kadar uzanıyor.
Siz The Destroyer hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi Kayıp Rıhtım Forum adresi üzerinden bizimle paylaşabilirsiniz.
Kaynak: Screen Rant
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!