Kırmızı Oda dizisi 4. bölümü yayında. TV8’in dram ve psikoloji türündeki televizyon dizisi, psikologluk meslek etiği tartışmalarıyla sosyal medya gündeminde kalmaya devam ediyor.
Dram ve psikoloji türündeki Türk yapımı TV8 dizisi Kırmızı Oda 4. bölümü ile dün akşam izleyicinin karşısına çıktı. Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun “Madalyonun İçi: Bir Psikiyatrin Not Defterinden” kitabından esinlenilen Kırmızı Oda, ülke gündeminden uzunca bir süredir düşmeyen kadına, çocuğa fiziksel ve duygusal şiddetin altını çizen içeriğiyle dikkat çekmişti.
Yayınlanan 4. bölümüyle birlikte dizide yer alan terapi sahnelerindeki psikolog tutumları da sosyal medyada gündem olmaya devam ediyor. Kırmızı Oda’nın izleyiciden büyük ilgi toplamasıyla birlikte dikkati yeniden üzerine çeken, İstanbullu Gelin ve Doğduğun Ev Kaderindir dizilerinin uyarlandığı kitapların da yazarı olan Dr. Gülseren Buğdayıcıoğlu’nun “terapiye gelen hastalarından izin almadan onların hikâyelerine kitaplarında yer vermesi” iddiası sosyal medyada gündem olan bir başka konu oldu.
Toplumun hassas bir noktasına parmak basan yapım; yayınlandığı 1. bölümden itibaren izleyiciden büyük bir beğeni ve takdir topladı. Bununla birlikte psikologluk meslek etiğini doğru yansıtmadığı gerekçesiyle sosyal medyada olumsuz eleştirilerin de hedefi oldu.
Yapımını OGM Pictures’ın üstlendiği, yönetmeliğini Cem Karcı’nın yaptığı, senaryosunu Banu Kiremitçi Bozkurt’un kaleme aldığı dram ve psikoloji türlerindeki Kırmızı Oda’nın bölüm süresi ise ortalama 150 dakika.
Kırmızı Oda Dizisi Konusu
Yaşanan gerçek olaylardan esinlenen dizide, Dr. Gülseren Buğdayıcıoğlu’nun hastalarının hikâyelerine yer verdiği kitaplarından biri olan “Madalyonun İçi: Bir Psikiyatrin Not Defterinden” adlı eserden esinlenildi.
Büyük bir psikolog kliniğine başvuran hastaların ve klinikteki doktorların hikâyelerini seyrettiğimiz Kırmızı Oda, hiçbir hayatın göründüğü gibi olmadığını, her birinin içinde derin sevinçler, acılar, utançlar, eksiklikler, fazlalıklar barındırdığını vurguluyor.
İzleyiciyle paylaştığı hikâyelerin her birinin bir şiddet olayına değinmesi; öykülerin kimi zaman şiddet gösteren, kimi zaman ise şiddet gören kişinin penceresinden ele alınmasıyla yapım, toplumsal duyarlılığımıza hitap eden bir televizyon dizisi olma özelliği taşıyor.
Kırmızı Oda Dizisi Oyuncu Kadrosu
Kırmızı Oda, başrol oyuncusu Binnur Kaya ile birlikte, bünyesinde başarılı oyunculara da yer veriyor. Doktor Hanım rolünü canlandıran Binnur Kaya’nın yanı sıra, Evrim Alasya, yaşam hikâyesiyle izleyicilerine derin hüzün hissettiren Meliha karakteriyle yapımın dikkat çeken oyuncuları arasında. Alya karakteriyle gizemli ve bazen güldüren bir karakteri canlandıran Melisa Sözen, dizinin adından söz ettiren oyuncularından biri.
Ayrıca Tülin Özen, Burak Sevinç, Meriç Aral, Halit Özgür Sarı, Gülçin Kültür Şahin, Sezin Bozacı ve Baran Can Eraslan da dizinin oyuncu kadrosunda yer alıyor.
Kırmızı Oda, her bölüm yeni bir hayat hikâyesini ağırlayarak değişken bir oyuncu kadrosuna sahip olacağa benziyor.
Dizi Sosyal Medyada Tepkilere Sebep Oldu
Geniş bir izleyici kitlesine ulaşan dizi, sosyal medyada çeşitli yorumlar aldı. Sosyal medyayı ikiye bölen yorumlardan bir kısmı, dizinin şiddete parmak basarak öğretici, olumlu anlamda yönlendirici olacağı yönünde. Diğer kısmı ise psikologluk meslek etiğine vurgu yaparak Binnur Kaya’nın canlandırdığı Doktor Hanım karakterinin terapiler esnasında sergilediği yüz ifadelerinin uygunsuz olduğu yönündeydi. Aralarında psikologların da yer aldığı tepkililer, bir psikoloğun terapi esnasında hastasının anlattıklarına karşın hüzünlü, öfkeli yüz ifadeleri gösteremeyeceğini söylüyor. Dizinin 4. bölümünde Meliha’nın anlattıklarından sonra Doktor Hanım’ın ağlaması, tepkileri artıran sahneler arasında yer aldı.
Prof. Dr. Arif Verimli de Kırmızı Oda dizisindeki psikolog mimiklerine olumsuz eleştiri gösterenler arasında.
Verimli, Kırmızı Oda’da Doktor Hanım’ın hastasına karşı tutunduğu fiziki tavır için, şu yorumda bulundu:
“‘Kırmızı Oda’ Psikiyatri pratiğinin farkındalığı için güzel proje. Binnur Kaya muhteşem oyuncu. Gülseren Budayıcıoğlu’nu pek severim ama hastam bir şey anlatırken şu mimikleri yaparsam o görüşme/muayene omnipotensini ve yararını yitirebilir.”
'Kırmızı Oda' Psikiyatri pratiğinin farkındalığı için güzel proje, Binnur Kaya muhteşem oyuncu, Gülseren Budayıcıoğlu'nu pek severim ama Hastam bir şey anlatırken şu mimikleri yaparsam o görüşme/muayene omnipotensini ve yararını yitirebilir… pic.twitter.com/WBUJJhScyT
— Arif Verimli (@arifverimli) September 19, 2020
Bu tepkilere karşılık olarak toplumsal bir yaramız olan şiddete parmak basan yapımda, öncelikli olarak psikoloğun yüz ifadelerine dikkat çekmenin, sosyal mesajın etkisini azaltacağı ifade edildi.
İlk bölümüyle 4 Eylül 2020 tarihinde ekranlara gelen dizinin 4. bölümü ise 25 Eylül Cuma günü izleyicisiyle buluştu.
Dizinin yeni bölümüne dair bir de fragman yayınlandı.
Kırmızı Oda 5. Bölüm Fragmanı | İZLE
Kırmızı Oda 5. bölüm ise 2 Ekim Cuma günü TV8 ekranlarında olacak.
Peki siz diziyi izleme fırsatı buldunuz mu? Yapıma dair düşünceleriniz neler? Eleştirilere katılıyor musunuz? Fikirlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşmayı unutmayın.
Buraya rıhtım halkı ne yazacak merak ediyorum
Gerçekten üzücü değil mi? Hercai gibi bir dizide bir çift evlendikten sonra birlikte oluyor ve hemen ardından adam kadını terk edip kirli bir şekilde bırakıyor. Kirli. Böyle gösteriliyor dizide. Dizinin ilk bölümünde de bu olaydan sonra kadının toplumdan dışlanması yer alıyor. Bir başka dizide ise evlendikten sonra birlikte oldukları kadını evden atıyordu kızlık zarın bozulmadı sen bakire değilsin gibi iğrenç bir olay ile. Ama bu diziler hala yayında. Peki gündeme gelen dizimiz hangisi?
RTÜK ya da hangi kurum ilgileniyorsa Alt+Tab modunda bu diziler yayındayken.
Sonuçta bunlarda hipokrat yemini ediyorlardır diye tahmin ediyorum. Özel hayatın gizliliği delinmiş burdan sonrasına hukukçular karar vermeli . Ben tarafsız bakıyorum.
Anlatılan hikayelerin sahibi kişilerden yahut hayatta değillerse yakınlarından hikayenin yayınlanması ve televizyona aktarılması konusunda izin alındıysa hiçbir sorun yoktur. Alınmadıysa zaten ortada tartışacak birşey yok bu hiçbir açıdan kabul edilemez bir durumdur.
Diziyi takip ediyorum, eleştirebileceğim birkaç şey var ama yapmayacağım zira izlemiyor olmasamda bir şekilde içeriği hakkında aşağı yukarı bilgi sahibi olduğum diğer dizilerle kıyaslamaya bile çalışmam. Onlar varken bu diziyi herhangi bir konuda eleştirmek istemiyorum, bu haksızlık olur.
Masumlar apartmanı adlı dizi daha gerçeğe yakın görünen daha samimi ve temiz bir dizi. Onu da ayrı bir yere koyuyorum. Kırmızı oda reyting oyunlarına göre şekillenmeye çok müsait geliyor ama umarım Masumlar apartmanı bu durumdan payını almaz. Zira kendi adıma diziyi mevcut aşk hikayesi için değil karakterlerin özellikle büyük ablanın hikayesinden etkilendiğim için takip ediyorum. Vıcık vıcık aşk hikayesi modunu gördüğüm ilk bölümden sonra ki bölümden itibaren diziyi takip etmeyi bırakırım.
Bir de şunu ekleyeyim, Masumlar apartmanı ilk bölümde izleyenler bilir, çöp topbalarıyla kaplı bir daire görmüştük, bu sahne ile ilgili sosyal medyada “ayy ne saçma çöpe atmak varken neden onları dairede tutuyor çok pis yeh” tarzı yorumlar okudum. Nedenini tahmin edemiyor, empati de kuramıyor çünkü sığ/çiğ, çünkü 1 ile 2 arasında sıkışmış kalmış beyni… Ben küçük şeylerin zamanla büyük değişimler yarattığına inanan biriyim konuyu daha fazla uzatmamak adına toparlayayım, lazım bu diziler. Biraz da bunlar izlensin bizim insanımızın bir kısmı ne görüyorsa o oluyor, ellerinden silahları ile sopaları, kanlı çarşafları falan bırakıp birazda psikoloji ile empati ile ilgilenirler beeellki.