in

E-Kitapların Okuma Tarzımıza Etkisi Üzerine Bir Araştırma

BBC muhabirlerinden Rachel Nuver’in kaleme aldığı makale e-kitapların hayatımıza girişinden sonra değişen okuma alışkanlıklarımızı, basılı kitapların gelecekteki durumunu ve e-kitapların yaygınlaşmasını konu alıyor.

e kitap basili kitap
- Reklam -
- Reklam -

Tarih çağları boyunca insanın yazma tutkusu alevini hiç kaybetmese de üzerine yazdığı materyale karşı duyduğu bağlılık için aynı şeyi söylemek pek mümkün değildir. Teknolojik gelişmelerin ışığında, bilgiyi gelecek nesillere aktarmanın bir yolunu ararken pek çok malzeme değiştiren insanoğlu şimdi de kağıttan elektroniğe geçmeye karar vererek yeni bir dönemece girmiş gibi görünüyor.

Günümüzde pek çok okur “Basılı kitap mı yoksa e-kitap mı?” sorusu üzerinde hararetle tartışmaya devam etse de e-kitapların hızlı bir şekilde okuyucusunu arttırıp, yayılmayı sürdürdüğü gerçeğini görmezden gelemeyiz. İşte, Nuver’in makalesi bu gerçeği verilerle ele alarak, konu hakkında farklı görüşte olan uzmanların fikirlerini harmanlayıp okuyucusuna sunuyor.

- Reklam -

Son yıllarda pazarlama konusunda da şaha kalkan e-kitap sektörünün yavaş yavaş basılı kitap sektörüne üstünlük kurmaya başladığını dile getiren Nuver makalede, basılı kitap seven okuyucuları rahatsız edecek çarpıcı bir olasılığı dile getiriyor.
Kitap basımının tümüyle ortadan kalkması beklenmiyor, ama ağaç baskı, karanlık oda fotoğraf baskısı ve el dokuması gibi zanaatkar veya estetik bir değer kazanacağı tahmin ediliyor. Kitaplar okumak için değil, daha çok bakmak için olacak, sanat katalogları ve sehpalardaki yerlerini koruyacak.
E-kitapların ve basılı kitapların okuma kalitesi ve öğrenme kolaylığı konularındaki etkisinden de bahsederek, belki de geleceğimizin “teknolojiye adapte olan okur” profilinin bir ön izlemesini gösteriyor bizlere. Edebiyat Haber sitesinde bulunan makalenin tümüne ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

- Reklam -

Beyza Taşdelen

1996 yılının Ekim ayında İstanbul’da doğdum. Sainte Pulchérie Fransız Lisesi’nde başladığım eğitim hayatımı Galatasaray üniversitesi Karşılaştırmalı Dilbilim bölümünde sürdürmekteyim. Fantastikle Harry Potter sayesinde tanışıp, okuma sevgisi kazanmış çocuklardanım. Aktif olarak Kayıp Rıhtım’da yer almaya ve irili ufaklı yazılar yazmaya devam ediyorum.

3 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for bluesedai bluesedai dedi ki:

    Yazı ve bizimle paylaştıklarınız için teşekkürler. İzninizle bu konuda kendi fikirlerimi söylemek istiyorum.

    Hayatının 2 yılını sadece e-kitap okuyarak geçirmiş biri olarak, hiçbir zaman basılı kitabın yerini tutamayacağını düşünüyorum. Bunun türlü türlü sebepleri var bana göre.

    E-kitap okurken, kitaba sahip olmuş gibi hissetmiyorum kendimi. Bir kitabı okurken, o kitap benim olmalı gibi hissediyorum. Okuduktan sonra kitaplığıma yerleştirmeliyim özenle. Belki bu insanların çoğunda bulunan koleksiyonculuk hastalığından kaynaklanıyordur. Ya da okuduğum kitabı hala elimde somut olarak bulundurmak, ona her gözüm takıldığında kitabı hatırlayacağımı düşündürüyordur.

    Özellikle dokunma ve koklama duyularımızın bize görmesek de bir şeyleri çağrıştıracağı ve duygularımızı yönlendireceğine inanıyorum. Kitabı alıp sayfalara dokunduğunuzda ve kitap kokusunu aldığınızda, kitabın içine girebilmek hep daha kolay gibi gelmiştir bana. Tıpkı uykunuz yokken bile yatağa girmenin sizi uykuya hazırlayabilmesi gibi.

    E-kitap okurken rahatsız olduğum bir şeyden de bahsetmek istiyorum. Kitabın sonuna geldiğinizi farkedememek. Belki size çok saçma gelebilir. E-kitap okurken birçok kez, farkında olmadan bir de baktım ki son sayfadayım ve kitap bitmiş. Yirmi sayfa öncesine geri dönüp tekrar okuma ihtiyacı hissettim. Bunun üzerine şöyle bir çıkarımda bulundum kendimce:
    Belki de, basılı kitap okurken sona yaklaştıkça kendimizi buna hazırlayıp daha dikkatli okumaya başlıyoruz. Ve sonuna geldiğimizi bildiğimiz için heyecanımız da artıyor psikolojik olarak. Böylece kitabın sonundan daha çok zevk alabiliyoruz.

    Tabi ki bütün bunların yanında, 3 kilo gelen bir kitabı sadece birkaç yüz gramla otururken, yatarken rahatça okuyabilmek veya yanında taşıyabilmek, bir seyahate çıkarken yanında birden fazla kitap götürebilmek gibi avantajları da var. Olaya sadece e-kitap okuyucu olarak bakarsak, akademik anlamda makaleler ya da ilgi alanına giren kaynakları bilgisayar başına tünemeden ya da telefon ekranından gözleri kan çanağına döndürmeden rahat rahat okuyabilmek de var işin içinde.

    Ağaç olayına gelirsek… Kitaplardan da önce, bence asıl sorun(lar) çok başka. Keşke ağaç kurtarmak için kitap basmayı önleyebilmek yerine, geri dönüşümü daha çok yaygınlaştırabilsek. Ya da, yenilenebilir enerjiden faydalanabilsek. Ya da… Ya da… Ama bu çok başka bir tartışma konusu…

    Yıllar önce bir arkadaşımla bu konuyu tartışırken bana; “Of! Sen de mi romantiklerdensin? İlla kitabı tutayım, kahvemi yanına koyayım mı diyorsun?” demişti. Onun tarifiyle bu gerçekten romantiklikse evet; sanırım romantik olarak hayatıma devam edeceğim. Bu sebeple bu açıklamalar beni dehşete düşürdü…

  2. Avatar for gozdenur19 gozdenur19 dedi ki:

    Bazen alıp almamak konusunda kararsız kaldığım romanlarda göz gezdirmek için e-kitaba başvuruyorum. Ya da heyecanla okumak istediğim bir kitapta sipariş gelene kadar dayanamadığım için elime ulaşana kadar e-kitap okuyorum. Yoksa benim mutlu olmam için o kitabı elime almam, sayfalarına dokunmam, canım istedikçe kitaplıktan indirip bakmam lazım. E-kitap zevk alanlar için çok büyük bir kolaylık ama bana hitap etmiyor ne yazık ki.

  3. Avatar for Agape Agape dedi ki:

    Tatile veya seyahate giderken bir çanta da kitaplarım için yapıyorum. Bunun mümkün olmadığı yerler oluyor. Bilindiği gibi en mümkün olmayan yerlerde de kitap okuma fırsatınız daha çok olur. Yanınızda yokken bir anda en çok ihtiyaç duyduğunuz şeye dönüşür ve pişman olursunuz. Henüz e-kitap okuyucum yok fakat sadece böyle durumlar için düşünmüyor da değilim. Rahatsızlığımdan ötürü de bazen ağır olan kitaplar işkenceye dönüşebiliyor. Sağlık durumları ve yolculuklar için sıcak bakıyorum. En büyük sorunu ameliyat sonrası yaşamıştım. Brandon Sanderson okursam olacağı buydu tabii. Ağırlığı yüzünden dikişlerime zarar gelmesin diye havada tutmak durumunda kaldım ve en sonunda bileklerim zonkluyordu devam edemiyordum ama anlarsınız ya bırakamıyordum da.
    Ancak ne olursa olsun kitaplığıma eklemezsem ve canım istediğinde o kitapla göz göze gelmezsem rahatsızlık duyarım. Kitabın kokusu, o sayfaların hissi bir ekrandan alınamaz bence. Pratik olduğunu ne kadar kabul etsem de içimdeki duygusal ve daha demode kısım buna şiddetle karşı çıkıyor. Sanki kitaplarıma ihanet ediyormuşum hissi oluyor. :smiley:
    Umarım basılı yayınlar fazla derecede düşüş yaşamaz yoksa çok mutsuz bir insana dönüşebilirim. Eminim benim gibi hissedenler de olacaktır. Yine de teknoloji bazen bizim duygularımızı ve mutsuzluğumuzu düşünecek kadar duyarlı olmuyor. Gelecek karanlık dostlar…

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

karin tidbeck söyleşi röportaj

Karin Tidbeck: “Türkçe Çok Güzel Bir Dil, Özellikle de Şarkı Söylerken”

David Bowie - Yüzüklerin Efendisi

David Bowie’yi Yüzüklerin Efendisi Filminde Görebilirmişiz