Alp Er Tunga’nın mezarı bulundu iddiası bir süredir kültür dünyasında ciddi ses getiriyor. Prof. Dr. Necati Demir’in efsanelere konu olan Türk hakanının kurganını bulduğunu açıklaması, tartışmaları da beraberinde getirdi. Peki mezar gerçekten de bulundu mu? Alp Er Tunga bir destan kahramanından çok daha fazlası mı? Şimdilik bilinen bütün detayları sizler için bir araya getiriyoruz.
Bilmeyenler için öncelikle söze “Alp Er Tunga kimdir?” sorusu ile başlayalım. Türk efsanelerinde ve İran kaynaklarında bahsini duyduğumuz Alp Er Tunga (Tonga Alp Er) ya da Farslardaki karşılığıyla Afrasiyab 7. yüzyılda yaşadığına inanılan ve Saka Türklerine liderlik ettiği düşünülen bir kahraman.
Turan İmparatorluğu’nu kurduğu inanılan bu efsanevi hakanın, Farslarla olan mücadelesi Firdevsi’nin meşhur Şehname’sinde de kendisine yer bulmuş. Ayrıca Kâşgarlı Mahmud’un 1074’te yayımlanan Dîvânu Lugâti’t-Türk’ünde ve Yusuf Has Hacib’in aynı dönemlerde yayımlanan Kutadgu Bilig’inde de Alp Er Tunga’nın ismi anılıyor.
Hakkında yazılmış olan şu sagu (ağıt) ise ona dair en popüler metinlerden:
“Alp Er Tunga öldi mü / İsiz ajun kaldı mu / Ödlek öçin aldı mu / Emdi yürek yırtılur”
Yine de kendisinin gerçek bir kişi mi, yoksa efsanelerde anlatılan kurmaca bir kahraman mı olduğu konusu yüzlerce yıldır belirsizliğini koruyor. Alp Er Tunga’nın mezarının bulunduğu iddiaları ise zaman zaman medyayı meşgul eden bir mesele. Daha önce de Türkmenistan’ın Merv şehrinde bu isme ait bir kurganın bulunduğu öne sürülmüştü.
Alp Er Tunga’nın Mezarı Buhara’da Bulundu İddiası
Gazi Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Necati Demir, 2 Ekim 2021’de mezarı bulduğunu Twitter hesabı üzerinden şu sözlerle aktarmıştı:
“Türk dünyasına saygı ile duyurumuzdur… Türklüğün ortak atası Alp Er Tunga’nın mezarı Buhara’da tarafımca bulunmuştur. Ayrıntılı bilgiler önümüzdeki günlerde… Türk dünyasına selam olsun…”
TRT Haber’e 25 yıldır Afrasiyab’ın izini sürdüğünü aktaran Demir, kendisi ile ilk karşılaşmasının 1996’da Danişmendname’yi okurken olduğunu aktarıyor. Alp Er Tunga destanına ait bugüne dek 3 farklı nüsha bulan Demir, masa başındaki araştırmanın ardından geçen günlerde alan araştırması için geçen günlerde sahaya indi.
Demir’in Özbekistan’ın Hive kentinde başladığı yolculuk Taşkent’e kadar devam etti. Ardından Buhara’ya geçen akademisyen, burada 25 yıllık emeğinin sonucuna ulaşmayı başardı.
Mezarın Tam Yerinin Açıklanması için Özbekistan Başkanı’nın İzni Bekleniyor
Prof. Dr. Demir, mezarın tam koordinatlarını ancak Özbekistan Devlet Başkanı Şevket Mirziyoyev’in izniyle paylaşabileceğini aktardı. Demir ayrıca Özbekistan devlet yetkilileriyle bu keşfin Cumhurbaşkanı’na iletilmesi için görüştüğünü de belirtti.
HaberTürk’e, “Bu buluntunun her boyutuyla kanıtlanmasının beraberinde görkemli bir anıt ve müzeyi beraberinde getireceğine inanıyorum,” şeklinde konuşan Demir, sözlerine şöyle devam etti:
“(…) Gelecek yıl başında bu çalışmamı yayınlamış olacağım. Ancak burada önemli olan eğer Özbek devleti konuya olumlu yaklaşırsa mezarın tam yerini yetkili makamlara ileteceğim. Aracılığınızla bu çalışmalarda destek Beren Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in damadı sayın Otabek Umarov’a teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca Türkiye’de de bu konuya ilgi duyan kurum ve kuruluşlarımızla, bilim adamlarımızla işbirliği içinde olmak istiyorum. Onlar arkeolojik araştırmalar da yaparak bu iddiamın test etmiş olacaklar.”
Prof. Dr. Demir mezarın yerini tam olarak nasıl bulduğunu Hürriyet’e şu şekilde açıklıyor:
“Arap ve Fars kaynaklarında bir evliyanın mezarından bahsediliyor, evliyanın mezarına yakın bir yerde olduğundan bahsediliyor. Elimde önceden haritaları hazırlamıştım, evliyanın mezarını belirledim. Evliyanın yerinden hareketle buldum.”
Madalyonun Öteki Yüzü: “Alper Tunga Tarihi Bir Kişilik Değil”
Prof. Dr. Demir her ne kadar böyle bir kişinin kurmaca olduğuna dair iddialara, “Olmayan bir insana ağıt yakılır mı?” şeklinde cevap verse de bu fikrin arkasında duran pek çok araştırmacı var. Bunlardan birisi de Kronik Kitap’tan geçen günlerde İlk Türkler adlı kitabı yayımlanan Prof. Dr. Ahmet Taşağıl.
Milliyet’e açıklamalarda bulunan Taşağıl, Alp Er Tunga’nın tarihi bir kişilik olmadığı görüşünü şu sözlerle yineledi:
“İspat etsin de görelim. Alp Er Tunga tarihi bir kişilik değil. Onun mezarı olması da söz konusu değil. Sadece Dîvânu Lugâti’t-Türk geçen efsane ile Şehname’deki benzeştirmenin bir ürünü. Dolayısıyla Alp Er Tunga’nın ne zaman yaşadığı belli değil. İslam öncesi Türk tarihi konusunda büyük bir bilgi kirliliği var. Tarihi olarak mevcut olmayan birinin mezarı olma ihtimali yok. Ancak bilimsel olarak ispat ederse kabul ederiz.”
“Efsanevi Bir Karakter”
Türk mitolojisinde pek çok efsanevi hakana yer verildiğine dikkat çeken Taşağıl, bunların bir kısmının hayal ürünü olduğunu vurguluyor.
“Alp Er Tunga gerçek bir kişi olmayıp tarih boyunca Türk toplulukları arasında anlatılan efsanevî ata-hükümdar tipi için Karahanlı coğrafyasında kullanılan bir addan ibarettir ve tamamen efsanevî bir karakterdir.”
Prof. Dr. Necati Demir’in keşfinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, Özbekistan cephesinden gelecek yanıtlar ve konu hakkındaki yeni araştırmalar merakla bekleniyor.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.
Hocam evliya nere, Alp Er Tunga nere??
Bu konunun buralara kadar geleceğini düşünmezdim. Hocayı biraz tanıyan ciddiye almıyor zaten. Tartışmaya açık olduğunu düşünmüyorum.