İskoç yazar J.D. Oswald‘ın sevilen fantastik serisi Sör Benfro’nun Şarkısı üçüncü cildi “Altın Kafes”le devam ediyor. Bu kitapta Errol ile Benfro’nun yolları bir kez daha kesişiyor.
Genç Errol kayıp sevgilisi Martha’yı rüyalarında, çok uzaklardaki bir kaleye kapatılmış bir vaziyette görmektedir. Ancak yaşadığı malum sağlık problemlerinden ötürü onu kurtarmak gücünün çok ötesindedir. Ejderha Benfro ise büyücü Magog’tan kurtulmanın ve gücünü yeniden kazanmanın yollarını aramaktadır. Errol’un dermanı Benfro’da, Benfro’nun kurtuluşu da Errol’dadır. Böylece ikili bir kez daha birlikte çalışmaya başlar.
Kitabın arka kapak yazısı şöyle:
Yüzyıllardır düşman olan ve birbirinden uzakta yaşayan ejderhalarla insanların kaderi, iki kişi sayesinde kesişmiştir: Errol adlı çocukla Benfro adındaki genç ejderhanın işbirliği, bu acımasız savaşın sona ermesi için belki de son şanstır.
Düş Gezgini’nde tanıdığımız, Gül Bağı’yla yeteneklerini keşfetmelerine tanık olduğumuz Errol ile Benfro’nun hikâyesi, Sör Benfro’nun Şarkısı serisinin üçüncü kitabı “Altın Kafes”le sürüyor…
Altın Kafes’te Benfro, Magog’un etkisinden kurtulmaya çalışmakta, bu arada da bir ejderha olarak yeteneklerini geliştirmeye çabalamaktadır. Bu sıralarda Errol, Benfro’nun ormandaki sığınağına gelir. Atlattığı badirelerden dolayı büyük yara almış olan delikanlı, sevgilisi Martha’nın göründüğü rüyaların gizemini çözmeye çalışmaktadır.
Kader sonunda Benfro ile Errol’ın yolunu kesiştirmiştir. Errol, Benfro’yu Magog’un etkisinden kurtarmanın anahtarını elinde tutmakta, Benfro ise Errol’ı iyileştirmenin yolunu bilmektedir. Çok geçmeden, amansız düşmanları karşısında hayatta kalma şanslarının bir arada durmalarına bağlı olduğunu anlayacaklardır.
Daha önceki ciltlerde olduğu gibi Özlem Yüksel tarafından çevrilen kitabın editörlüğü yine Darmin Hadzibegoviç‘e ait. Yapı Kredi Yayınları tarafında basılan kitap kısa süre önce satışa sunuldu.
Böylece beş kitaplık serinin ortasına varmış oluyoruz. Geriye kaldı iki tane. Seriye başlamış olanlarınız varsa yorumlarınızı bizden esirgemeyin, biz de öğrenelim, biz de okuyalım.
Bu seriyi okuyan varsa yorumlayabilir mi? Uzun zamandır karşıma çıkıyor, YKY bastığı için ister istemez çocuk kitabı kokusu alıyorum
Biri beni aydınlatsın…
Kitabı dün bitirdim. Açıkçası ilk 2 kitaba göre daha güzel buldum. Hikaye hafiften bir çocuk kitabı havasında başlıyor ki büyük punto da insana bunu düşündürüyor ama her bir kitap ilerledikçe hikaye derinleşiyor, vahşi sahneler (kol koparma, kan tasvirleri) artıyor. Seri için okuduğum en güzel serilerden biri diyemem fakat okurken keyif aldığım için 4. kitabın çıkmasını merakla bekliyorum