Ayrıntı Yayınları‘na göre yeraltı edebiyatının, Sel Yayıncılık‘a göreyse distopyanın eşsiz bir örneği bu kitap. Bize göreyse en rahatsız edici edebiyat eserlerinden biri ve bu rahatsızlıktan hastalıklı bir zevk alıyoruz.
Ona “Çarpışma” diyorlar. O, insanın ne kadar hastalıklı bir canlı olduğuna dair sizi temin etmek için burada. Doğamızdaki sınır tanımazlığın nerelere kadar gidebileceğini tahmin edemezsiniz. Bana inanmıyor musunuz? Bu kitabın türü “oto-erotizm“. Çünkü araba kazaları ve bunlardan tahrik olan insanlar söz konusu. Dahası, böyle bir unsurdan yola çıkarak çağın büyük şehir insanını ve onun modern bağımlılıklarını yerden yere vuruyor. Bu türde başka bir örnek daha var mı, emin olun biz bilmiyoruz.
Daha önce Ayrıntı Yayınları‘nın özenli ellerinden çıkma olan Çarpışma, yeni dalga (new wave) bilimkurgunun babalarından da sayılan J.G. Ballard‘ın eşsiz bir eseri. Ama bir o kadar da iliklere kadar rahatsız edici! Şimdiyse Sel Yayıncılık‘a transfer olan bu arşivlik eser, büyük bir yayınevi bünyesinden ayrılıp bir başka büyük edebiyat mecrasındaki yerini aldı.
Tamam da, nedir bu Çarpışma yahu? Bakın kitap kendini nasıl anlatıyor:
J.G. Ballard bu dev eserinde teknolojiyle ilişkimizi tahrip ve tahrik ederek bizi bir “araba sevdası” distopyasına taşıyor. Kimi eleştirmenlerin türünün tek örneği olarak gösterdiği, kimilerinin ise mide bulandırıcı bulduğu bu makine-erotizm hezeyanının kahramanları gündelik hayatımızın ürkütücü derecede içinde, haz ve saplantılarının çarpık bağlantıları ise hep kıyısında durduğumuz bir uçurumun altında. İktidar, statü ve cinsellik sembolü olarak otomobilin fetiş nesnesinin ta kendisi haline geldiği satırlarda Ballard, bilimkurgunun yabancılaştırıcılığının karşısına, “Asıl yabancı gezegen dünyamızdır” görüşüne uygun olarak gerçeğin ve mümkün olanın dehşetini koyuyor.
David Cronenberg tarafından filme uyarlandığında büyük yankı uyandıran ve Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü aldığında büyük tartışmalar yaratan Çarpışma distopik edebiyatın en önemli örneklerinden biri.
Tanıtım metninde yanlış okumadınız, çünkü Çarpışma‘nın efsanevi korku filmi The Fly‘ın yönetmeni David Cronenberg tarafından çekilmiş, 96 yapımı bir film uyarlaması mevcut. Dahası, tam da metinde dendiği gibi, Jüri Özel Ödülü’nü almasıyla birlikte salondaki herkese büyük bir şok yarattığı gibi, tartışmaları çok uzun bir süre gündemden düşmemişti.
Ancak biz bir adım daha ileri gidelim ve bu önemli eseri size daha da iyi anlatabilmek için, şu anda baskısı tükenmiş olan Ayrıntı Yayınları baskısındaki tanıtım metnini de buraya bırakalım. Yoksa bu kitabın anlatımı bir parça eksik kalacak.
Bakın kitabı yeraltı edebiyatı olarak tanımlayan Ayrıntı Yayınları onu nasıl anlatıyor:
“Yeraltı edebiyatı”nın “Müthiş” bir örneğini sunuyoruz sizlere. “müthiş”, hiç de abartılı bir tanımlama değil! Çarpışma ilk yayımlandığında da birçok insanı çarpmıştı. David Cronenberg filme çektikten, film Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü aldıktan sonra ise tam bir “şok” yaşandı. Sinema tarihinin en canlı tartışmalarından birine neden oldu… Anthony Burgess’ın en yaratıcı yazarlardan saydığı, kimi eleştirmenlerin Calvino’ya benzettiği Ballard’ın ana temaları “sınırsız olabilirlik” ve “şimdideki gelecek.” Klasik bilimkurgunun teknoloji tapınmasına dönüşen dış uzaylara yönelik gezintilerine çıkarak “esas yabancı gezegen dünyamızdır” diyor ve teknoloji tapınmasını reddederek okuru “iç yolculuklar”a çağırıyor. Çarpışma’da ise modern zamanların gündelik hayat tanrılarından olan araba “başrol”de oynuyor. İnsanların küçük dünyalarını başka yerlere taşımasına imkan vererek özgürlük yanılsaması yaratan; “uzaklık”ı dolayısıyla “yolculuk”u yok ederek “hız”a özel bir ağırlık ve istenirlik kazandıran; “güvenli” evlerimizden otoyollara çıktığımızda bizi ölümün kıyısında gezdirerek epeydir kaybettiğimiz “heyecan”ı yaşatan bir araç araba… Modern zamanların kalabalıkları arasında yalıtılmış, güçsüz ve çaresizce dolaşırken bize sağladığı iktidar ve heyecanla “tahrik” olduğumuz, kendimizi tekrar “yarışta” hissettiğimiz bir “teknoloji harikası…” Ballard, gündelik hayatımızın vazgeçilmezlerinden olan arabaları seks ve teknolojinin buluşma yeri olarak kullanıyor. Artık arabalar hem sonsuz fantazilerin yaşandığı bir cinsellik mekanı hem de çarpışmaların taşıdığı cinsel göndermelerle dolu seksüel birer objedir ona göre. Çarpışmalar ise zaten özünde şiddet içerdiği varsayılan cinselliği tetikleyen birer fantazi; teknolojinin bize kan, sidik, bok, kusmuk, vajina salgısı ve meni eşliğinde sunduğu “kendimizi kaybetme halleri” dir. Türünün tek örneği olan Çarpışma, “oto-erotizm” diyebileceğimiz bir eğretilemeyle, günümüz teknolojisini içimizde uyuyan psikopatolojiyi nasıl uyandırabileceğini, seksle teknoloji arasındaki çarpıcı birlikteliğin “dehşetli” yanlarını gösteriyor. Böylece, yarattığımız teknoloji aracılığıyla insani yanımızdaki şiddeti fark ediyor, kendi bilinmezliğimizle yüz yüze geliyoruz.
Ne mutlu ki bir başka tükenmiş eser daha dilimize kazandırıldı. Ve yine ne mutlu ki, büyük bir edebiyat mecrasının ellerinden çıkıp yine bir başka büyük yayınevinin ellerine teslim ediliyor.
Darısı diğer gözümüzü yollarda bırakan efsanelerin başına!