in

Bilimkurgu Klasikleri’ne Yeni Bir Kitap Daha: Kumsalda

Nükleer bir savaşın dünyanın sonunu getirdiği, kıyamet sonrası Nevil Shute romanı “Kumsalda” tekrardan bizlerle buluşuyor.

kumsalda ust
- Reklam -
- Reklam -

Dünyayı alt üst eden iki büyük savaşı da yaşayan, aynı zamanda da bir havacılık mühendisi olan bir insan. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de İrlanda topraklarında yaşadığı iç karışıklık dönemi. Ve o kaosta kaybedilen erkek kardeş…

Tüm bunlar göz önüne alındığında Nevil Shute’un eserlerini yazarken mühendisliğinden ve savaşın etkilerinden beslendiğine hiç şüphe yok. Zaten kendisi de 1957 yılında kaleme aldığı Kumsalda (On The Beach) adlı yapıtının edebi değerini, savaş ve korku dönemindeki ortak kaygıları başarıyla yansıtarak kanıtlıyor.

Kitabın konusuna gelecek olursak, 3. Dünya Savaşı’nda harap olan dünyada radyoaktif bulut güneye, Avustralya’ya doğru ilerlemektedir. Hayatta kalanlar insanlığın son temsilcileri ve ölüm onlara doğru yaklaşıyor. Avustralya’da bulunan bir Amerikan denizaltısının kaptanı, ailesinin öldüğü gerçeğiyle yüzleşmek istemiyor. Derken, bu insanlar için yeni bir umut beliriyor. Seattle taraflarından gelen zayıf bir sinyal, onları hayatta kalanları arayışa çıkarıyor.

- Reklam -

Kitabın tanıtım bülteni ise şöyle:
kumsaldaDöneminin en çok okunan yazarlarından Nevil Shute’un iki dünya savaşını da gören bir uçak mühendisi olduğunu bilince, edebiyatındaki, mesleğini seven, çalışkan, iyi niyetli ama dünyanın korkunçluğuyla karşı karşıya kalan çaresiz karakterlerini daha iyi anlayabiliyoruz. Ancak Nevil Shute sadece karamsar değildi, mühendisliğin, bilimin insan hayatını nasıl daha iyiye götürebileceğini de düşünen bir yazardı. Yayımlandığı zamanın korkularını açıkça görebileceğimiz Kumsalda, günümüzde de kendini unutturmayan “büyük savaş” endişesini ve bu savaşın kazananı olmayacağını anlatıyor.

Dünyadaki son nesil. Üçüncü Dünya Savaşı’nın masum kurbanları. Gittikçe yaklaşan radyoaktif bulut. Medeniyetin son günleri Avustralya’ya sığınan Amerikan denizaltısı Scorpion’ın kaptanı Dwight Towers, eşiyle çocuklarının hala yaşadığına inanmak istiyordu. Yeni istihbarat subayı Peter Holmes ise kaçınılmaz sonu ailesiyle nasıl karşılayacağını düşünüyordu. Hayatını çalışarak, birçok arzusunu gerçekleştirmeye cesaret edemeden geçiren bilim insanı John Osborne ise kalan zamanını elinden geldiğince güzel geçirmeye kararlıydı.

- Reklam -

Sonra bir umut: Seattle yakınlarından gelen bir sinyal. Belki de hayatta kalan birileri daha vardı. Son bir göreve çıkan bu adamlar ne olursa olsun pes etmeden kıyametle yüzleşeceklerdi.
İthaki Yayınları’ndan Gizem Dinç’in çevirisiyle çıkan kitap, Bilimkurgu Klasikleri’nin 44. üyesi olarak bizlerle buluşacak. Satışa çıkış tarihi ise 5 Nisan olarak belirlenmiş. Şimdiden iyi okumalar dileriz.


Haber: Umut Berkay Soydan

7 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for alper alper dedi ki:

    Çizimi görmeden renk seçimleri nedeniyle BK’den galiba en sevdiğim kapak bu oldu.

  2. Avatar for Ufuk Ufuk dedi ki:

    Benimde konusunu son zamanlarda çıkan bk klasiklerinden en merak ettiğim kitap oldu. Elime ulaşır ulaşmaz hemen okurum yüksek ihtimal.

    Fallout 5 :joy:

  3. Avatar for Seroo Seroo dedi ki:

    Kitabım dün elime ulaştı. Şu an okuduğum Bk kitabını bitirir bitirmez Kumsalda’ ya başlayacağım.

  4. Avatar for dr.watson dr.watson dedi ki:

    Üç gündür okuyorum, araya iki kitap sıkıştırdım, kitap tarafından lanetlenmiş gibiyim, hem elimden bırakmak istemiyorum, hem depresyona soktu beni. Çok etkilendim, en son Çocukluğun Sonu’ndan bu kadar etkilenmiştim. Kitapta dünyanın sonunu el birliğiyle getirmişiz, gerçek hayatta da yavaş yavaş aynısını yapıyoruz. “ Bu kadar kolay olmamalı, bu kadar kolay olmamalı” diye diye okuyorum. Kahramanlardan ikisi dünyanın sonunu getiren son olaylardan bahsederken ve neyin onları bu duruma soktuğunu anlamlandırmaya çalışırken, biliminsanı kaptana soruyor, “Zannederim siz olsanız uzlaşmayı denerdiniz” Kaptanın cevabı “ Birleşik Devletler’in canını çıkartan, tüm insanlarımızı öldüren bir düşmanla mı? Üstelik elimde hala silah varken? Savaşmayı bırakıp teslim olurdum yani? Gururlu davranırdım diye düşünmek istiyorum tabii ama -yani bilmiyorum” Bunu diyen ailesini, ülkesini, her şeyini yitirmiş bir kaptan. Ne kadar gerçekçi, değil mi? Bu kadar gerçekçi olması düşündürücü zaten, keşke biraz fantastik öğeler olsaydı da ona sığınsaydım.

  5. Avatar for dr.watson dr.watson dedi ki:

    Kitap şimdi bitti, sürpriz bozan alarmı nasıl veriliyor bilmediğim için aklımdakileri ve hissettiklerimi tam olarak aktaramayacağım fakat sanırım hayatımı etkileyen ilk 10 kitap listesine bodoslama daldı, kitapta radyasyon hastalığı var, şu an belirtilerini yaşıyorum, midem bulanıyor, karnım ağrıyor. Size de oluyor mu bilmem, ben kitaba çok dalmışsam orada hastalığı da, üzüntüyü de, umudu da, umutsuzluğu da yaşarım. Aynısı oldu bu sefer. Şimdi kitabı kapayıp normal hayatıma geri dönmek istiyorum. Ama içimdeki heyecanı en azından forumla paylaşmadan nokta koymak istemedim.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

2 cevap daha var.

harry potter books burned

Harry Potter Kitapları “Şeytan İşi” Oldukları İçin Bir Kilisede Yakıldı

Post Apokaliptik Bilimkurgu

Sinemada Bilimkurgu Alt Türleri #4: Post Apokaliptik Bilimkurgu