Bengü Akagül
Çağdaş Türk edebiyatının önde gelen kalemleri arasında gösterilen Hasan Ali Toptaş, yeni kitabı Beni Kör Kuyularda ile bir kez daha okurun karşısına çıkmaya hazırlanıyor. İlk baskısını 100 bin adet ile yapan eserin yaygın dağıtımdan önce Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı TÜYAP’ta okurla buluşması bekleniyor.
Kasım ayı itibarıyla raflardaki yerini de yavaş yavaş almaya başlayacak eser, Hasan Ali Toptaş okurları tarafından merakla bekleniyordu.
İlk hikâye kitabı Bir Gülüşün Kimliği’ni 1987 yılında kendi imkânlarıyla bastıran yazar; ikinci öykü kitabı için 1990 senesini beklemişti. Zamanla eserleri İletişim Yayınları tarafından basılan ve yavaş yavaş kendisine has bir okur kitlesi edinen Toptaş; Gölgesizler adlı kitabının sinema uyarlaması ile iyice tanınmıştı. Ümit Ünal’ın yönetmenliğini üstlendiği film birçok izleyici tarafından olumlu eleştirilerle karşılandı.
Bin Hüzünlü Haz, Uykuların Doğusu, Heba, Kuşlar Yasına Gider gibi eserlerin altında imzası bulunan yazar; asıl çıkışını yayınevini değiştirdikten sonra yaptı.
Hasan Ali Toptaş, Asıl Çıkışını Everest Yayınları’na Geçtikten Sonra Yakaladı
2016 yılında, bütün eserleriyle Everest Yayınları’na geçen yazarın kitap kapağındaki fotoğraflar ise Nuri Bilge Ceylan’ın objektifinden çıkması yönüyle de dikkat çekmişti. Bu tarihten itibaren Hasan Ali Toptaş çok geniş bir okur kitlesine ulaşmış, kitap fuarları ve imza günlerinin en yoğun isimlerinden birisi haline gelmişti.
Yazarın yeni romanı Beni Kör Kuyularda da yine bir kitap fuarı öncesi, raflara geleceğinin duyurusunu yapıyor.
Dönen karanlık çarklar ve bu çarklarda ezilip giden insanların öykülerine odaklanan eser, Mehmet Said Aydın editörlüğünde okurla buluşuyor. 240 sayfalık kitabın adı ise Timur Selçuk tarafından söylenen Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın isimli şarkıyı anımsatıyor.
Hasan Ali Toptaş’ın edebi yolculuğunda farklı bir uğrak. Büyülü gerçekçiliğe en yakın eseri bence. Tüm eserleri olağandışı anlarla bezelidir aslında ama bu olağandışılık bir “sanki” ile, bir “gibi” ile gerçeğin zeminine çekilir. "Beni Kör Kuyularda"da gerçek dışı öğeler gerçeği büyütmek, görünür kılmak için var.
Bir çırpıda olay örgüsü anlatılabilir ama asıl mühim olan kullanılan dil ve yüzeyin altında yatanlar. Ana hikayenin vardığı yer çok açık ama yan hikayelerin altında ne var anlamış değilim. Yeniden okumam gerek.
Her Hasan Ali Toptaş eserinde olduğu gibi okuduktan sonra kendime çekildim, elimi eteğimi çektim diğer kitaplardan. Onun eserleri bende okumalarımın çoğunun beyhude olduğu hissini uyandırır hep.
Tek şikayetim diyaloglarla ilgili. İnsanlar konuştuğunda sesleri kulağıma yapay geldi.
Ne yazarsa yazsın ömrümce okuyacağım. Hasan Ali Toptaş’ın benim dilimde yazıyor olması benim için büyük bir hediye.