Norveçli polisiye yazarı Jo Nesbo‘nun sevilen karakteri Harry Hole, maceralarına hız kesmeden devam ediyor. Bu kez karşımızda serinin on birinci cildi olan Susuzluk (The Thirst) var.
Serinin bir önceki kitabı “Polis”te emekli olan kahramanımız seri bir katilin polisleri öldürmeye başlamasıyla birlikte bir kez daha sahalara dönmek zorunda kalıyor. Kitabın arka kapak yazısı şöyle:
Kurban Tinder bağımlısı bir kadın. Soruşturma ekibinin elindeki tek kanıt, kadının yaralarındaki pas ve boya parçacıkları. İki gün sonra ikinci bir cinayet işleniyor. Yine Tinder kullanıcısı olan aynı yaşlarda bir kadın, benzer şekilde öldürülmüş. Bu vakayı çözebilecek tek kişi var: Polisliği bırakan Harry Hole.
Harry ise artık sevdiği kadını ve oğlunu tehlikeye atmak istemiyor. Ne var ki bu cinayetlerle ilgili bir şey Harry’nin dikkatini çekiyor. Sanki “unutmaya çalıştığı bir adamın sesini” duyuyor. Rakel’e verdiği söze rağmen, tüm risklere rağmen, Harry daha önce elinden kurtulan katilin peşine düşmek zorunda…
İnsan ruhunun karanlık boşluklarına inen bu dehşetli yolculuk Nesbo’nun hayranlarını mutlu edecek.
– Sunday Mirror
Susuzluk’ta, özenle kurguladığı yan karakteriyle Nesbo müthiş formunda. Tüyleri diken diken eden hikâye şaşırtıcı finaline son sürat ilerlerken romanı elden bırakmak imkânsız. Nesbo gezegenin en iyi polisiye yazarlarından.
– Daily Express
Can Yapalak tarafından dilimize çevrilen 592 sayfalık roman kısa süre önce satışa sunuldu. Bu aynı zamanda Jo Nesbo’nun yurt dışında yayınlanan son kitabı olma özelliğini taşıyor. Serinin bir sonraki adımı olan Knife (Bıçak) ise bu yaz aylarında çıkacak.
Bu yazar hiç radarıma girmedi. Acaba önerir mi forum ahalisi?
Ben Susurluk diye okudum, ne oluyor oldum bir an bambaşka yerlere gittim geldim.
5-6 sene önce Nemesis romanını okumuştum. Detaylı bir şeyler söyleyecek kadar hatırlamıyorum ama yazarı okumaya devam etme isteği uyandırmadı Nemesis bende. Anladığım kadarıyla Doğan Kitap kitapların yazılış sıralamasını umursamadan basmaya başlamış Jo Nesbo’yu ve Nemesis aslında Harry Hole karakterinin 4. kitabıymış. Belki bunun da beğenmememde etkisi olmuştur.