Alper Kaya’nın polisiye gerilim türündeki ilk kitabı “08:00” Postiga Yayınları aracılığıyla 2011 yılında yayımlandı. Bir barda dört saatlik zaman diliminde altı kişinin enteresan tanışma hikâyesinin anlatıldığı bu roman, kurgusu ve üslubuyla beğeniyle karşılandı. 2014 yılında çıkan “Valiz” isimli eseri hem Kore Savaşı’yla Kıbrıs Barış Harekâtı günlerine değinmesi hem de QR Kod’la müzikal anlamda sıra dışı bir okuma deneyimi sunmasıyla dikkatleri çekti.
Yazarın Komiser Tahsin karakteriyse ilk kez Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi’ndeki öyküsünde ortaya çıktı ve internet üzerinden tefrika edilen “Ölüm Melodisi” romanıyla da maceraları devam etti. Komiser Tahsin, Kent Kitap aracılığıyla ve “Kaçak” adıyla basılı kitabına da 2014 yılında kavuştu. Zaman zaman gerçeküstü ögelere de yer verilen bu maceralar yine aynı yayınevi aracılığıyla “Yüzüncü Haber” (2015) ve “Tanrı Misafiri” (2016) romanlarıyla devam etti.
Takvim yaprakları 2017 yılını gösterdiğinde Komiser Tahsin tatile çıktı ve Alper Kaya tüm dikkatini başarılı bir radyocu, zarif bir sevgili, iyi bir dost ve yakışıklı bir adam olan yeraltı dünyasının en tehlikeli katili Nazım’a yöneltti ve hikâyesini Oğlak Yayınları etiketiyle çıkan “Bütün Kuralları Yık!” adlı kitabında anlattı. Peki ya Komiser Tahsin neredeydi? Bir nebze olsun rahat nefes alabileceği bir tatilde miydi? Yoksa cinayet, muamma ve kovalamacanın vuku bulduğu bir vakanın tam ortasında mıydı? İşte bu ve benzeri soruların yanıtlarını Alper Kaya “Fotoğraftaki Kadın” adlı son romanında okurları için arıyor. Tanıtım metniyse şöyle:
Komiser Tahsin, kısa bir aranın ardından İstanbul’dan uzakta bir macerayla raflara geri dönüyor. İstanbul Cinayet Büro Başkomiseri, Kuşadası’ndaki tatili sırasında geçmişten gelen bir cinayet ihbarıyla karşı karşıya kalıyor!
Her aile bir şehirdir ve her şehrin büyük sırları vardır. Fotoğraftaki Kadın, sizi Kuşadası’nın sırrını çözmeye davet ediyor.
“Dikkatli bir şekilde bir tekneden diğerine sıçradı. Küçük teknenin başına olabildiğince sessiz adımlarla ayak basmaya çalışsa da dengesini bir an kuramadı ve teknenin tırabzanlarına yaslandı. Bu hareketi, tekneyi biraz sallamıştı. Elindeki silahı daha sıkı kavrayarak olası bir hareketliliğe karşı tüm dikkatini teknenin havuzluk olarak tabir edilen, yolcularının oturabileceği yegâne yerine verdiyse de hiçbir kıpırtı olmadı.
(…)
Teknenin içinde korkuyla ve nefretle bekleyen genç adam, elindeki otomatik silahıyla teknenin baş kısmına gelip açık hedef gibi duran iki adamın üstüne şarjörünü boşaltıyordu. Bir önceki gün boğup denize attığı kızın cesedinin bulunduğunu internetten öğrendiği için saatlerdir pusudaydı…”
316 sayfalık eserin ÖN OKUMAsına ŞURADAN ulaşabilirsiniz.
Kayıp Rıhtım ailesi olarak Alper Kaya’ya kariyerinde başarılarının daimî ve yeni kitabının hayırlı olmasını diliyoruz. Kendisiyle eserleri hakkında daha ayrıntılı bilgiye kişisel sitesinden ve Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi’ndeki öykülerine de şuradan ulaşabilirsiniz.
Keyifli okumalar…
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!