Beyza Taşdelen
Geçtiğimiz aylarda, 7 Pencere isimli kitabıyla ilk kez okuyucu karşısına çıkan Olcay Şeker, kısa bir aradan sonra ikinci kitabı Kasaba ile raflara geri dönüyor. Yazarlık macerasına bilimkurgu türüyle başlayan Şeker’in, Gizem-gerilim türündeki ikinci kitabı Kasaba, bizleri Batı Teksas’ın tozlu yollarından, 1956 yılına uzanan heyecan ve soru işaretleriyle dolu bir yolculuğa çıkarıyor.
Cinus Yayınları etiketiyle yayımlanan Kasaba’nın tanıtım bülteni ise şu şekilde:
Jesse Hardy ve üç arkadaşı, yıllardır hayalini kurdukları yolculuğu gerçekleştirmek için Jesse’nin 1957 model Chevrolet Bel Air’ine binerek Batı Teksas’a doğru yola çıktıklarında neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlardır. Yolculuklarının çok başlarında, yanlış bir yola saparak güzergahın dışına çıkmak zorunda kaldıktan sonra karşılarına haritada görünmeyen ve orada olması neredeyse imkansız olan bir kasaba çıkacaktır.
Gençler kasabaya girdiklerinde gördükleri karşısında adeta şoka uğrarlar. Kasaba halkı 1950’lerden kalma yaşam biçimiyle gençlerin ilgisini çekmiştir fakat kasabada bulunan her şey sanki o yıllardan kalma gibidir. Otomobiller, kullanılan araçlar, eşyalar ve insanların giydikleri kıyafetler 60 yıl öncesine aittir ve hepsi sanki daha dün satın alınmış gibidir. İşin garip tarafı kasaba halkına göre takvim 16 Temmuz 1956’yı göstermektedir. Gençler bu garip yerde başlangıçta çok güzel zaman geçirirler ancak daha sonra kasabanın gerçek yüzüyle karşılaşmak zorunda kalırlar.
Kasabadan ayrılmak istediklerinde onları kötü bir sürpriz beklemektedir. Kasabadan çıkmak, girmek kadar kolay değildir.
Jesse ve arkadaşlarını da büyüleyen Kasaba’nın çekimine ve heyecan dolu konusuna kapılmamak elde değil! Kitap, yazarın önceki romanı gibi yine Cinius Yayınları etiketiyle okurlarla buluşuyor.
