Yeni nesil bir dolandırıcılık haberi ile karşı karşıyayız. Patix Kitap adlı şirketin elden satış yöntemi ile kitap seti satarken pek çok okuru dolandırdığı iddia edildi.
Şu sıralar özellikle kripto para dünyasında Todex vurgunu olarak adlandırılan dolandırıcılık olayı tüm ülkeyi çalkalamaya devam ediyor. Tosuncuk lakabıyla tanınan Mehmet Aydın’ın Çiftlikbank’ından sonra yine yüzlerce kişinin mağdur olduğu bir başka sistem gündemdeki yerini koruyor. Ancak şimdiki dolandırıcılık türü, ülkede dolandırıcılığın ne seviyelere doğru evrildiğini net şekilde ortaya koyuyor.
Birçok farklı mağdurun iddiasına göre Patix Kitap adlı firma, kişileri arayarak ulaşıyor ve kitap satışı yaptıklarını, çok uyguna kitap setleri verdiklerini, diledikleri takdirde ücretsiz olarak geri iade edebileceklerine dair bir konuşma yapıyor. 14 günlük cayma hakları olduklarını da özellikle belirtiyorlar. Kabul eden kişilere gelen firma yetkilileri, mağdurlara istediklerinden daha fazla kitap bırakıyor ve “2 hafta içinde iade edebilirsiniz” diyerek ortalama 1.400 lira tutarında senet imzalatıyor. Ancak asıl olay bundan sonra başlıyor.
Kitapları iade etmek isteyen kişiler ne yazık ki iki hafta boyunca ne telefon ne de başka bir yolla firmaya ulaşamıyor. Fakat 2 hafta geçtikten sonra söz konusu firma “14 gün geçtiği için iade kabul edilmez, borcunuzu ödeyin,” diye mesajlar göndermeye başlıyor. İstediklerinden de fazla kitap bırakılan mağdur vatandaşlar, talep etmedikleri kitaplar için de ayrıca ödeme yapmaya zorlanıyorlar.
Hürriyet’ten Ece Çelik’in haberine göre Patix Kitap’ın mağdurlarından Ahmet Yılmaz, son 6 ayda en az 3-4 bin mağdur oluştuğunu ifade etti. Sosyal medyadan mağdurların haberleşebileceği gruplar kurduklarını belirten Yılmaz konuyla ilgili şunları söyledi.
“Sistemi sürdürüyorlar, 10 çalışanları var her gün en az 30-40 kişi bu tuzağa düşüyor. Kitap okuyan insanları sosyal medyadan ya da bilmediğimiz başka kaynaklardan tespit edip ulaşıyor ve dolandırıyorlar. Konuyla ilgili CİMER’e, Tüketici Hakem Heyeti’ne ve savcılığa başvurduk. Yeni mağdur olanlar da suç duyurusunda bulunuyor.”
Patix Kitap Daha Önce de Farklı İsimlerle Dolandırıcılık Yapmış
Sistemin nasıl işlediğini de anlatan Ahmet Yılmaz, gelen kişilerin özellikle “öğrenciyim, para kazanmaya çalışıyorum” gibi sözlerle insanların acıma duygularını kullanarak satış yaptıklarını belirtti. Kendisinin bir kitap kurdu olduğunu belirten Yılmaz, böyle bir şey olacağını aklının ucundan bile geçirmediğini ve kitap ile dolandırıcılığın bir araya gelmeyeceğini düşündüğünü söyledi.
“Bir iki kitap aldım, ‘Bu kolileri de bırakıyorum. Bakarsınız iki hafta içinde ararsınız almadıklarınızı ben geri alacağım’ dedi. İmzaladığım uzaktan satış sözleşmesinde büyük harfle ‘Cayma bedeli vardır’ yazıyordu. Ben de hem kitap almış olurum, hem de öğrenciye katkım olur diyerek ikna oldum. Ardından telefonla aradım, kitapları gelsinler geri alsınlar diye bir süre ulaşamadım. Daha sonra ulaştım, ‘Tamam geleceğiz alacağız’ deyip gelmediler. 14 gün süre geçtikten sonra da ‘Borcunuz vardır’ tarzında mesajlar gelmeye başladı. Kolileri alıp elimdeki sözleşmede yazan adrese gittim. ‘14 gün süre geçti artık iade edemezsiniz’ dediler.”
Söz konusu cevaptan sonra dolandırıldığını anlayan Yılmaz, konuyu araştırmaya başladı ve aynı şirketin daha önce de Gelişim Yayınları ve Sespa gibi farklı isimlerle insanları mağdur ettiğini öğrendi. Yılmaz ayrıca şu ana kadar firmadan dolayı mağdur olan her ismin 1400 liradan başlayarak 3 bin liraya kadar borçlu olduklarını belirttti.
Şimdilik iddiaların odağında olan Patix Kitap’tan herhangi bir açıklama yapılmadı. Mağdurlar firmanın adını tekrar değiştirerek kayıplara karıştığını ifade ediyorlar.
Patix Kitap’tan sizler haberdar mıydınız? Söz konusu yeni nesil dolandırıcılık hakkında sizler neler düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizlerle paylaşabilirsiniz.
Telefonla arayıp ürün satmak veya hizmet sunmak isteyen hiç bir aramayı sonuna kadar dinlemiyorum. Şimdilik zararını görmedim.
Çok benzer şeyler üniversitelerde de var. O firmalar ne yapıyor nasıl yapıyor bilmiyorum. Çok şüpheli göründüklerinden de ne bir arkadaşıma aldırdım ne de kendim aldım.
Olay şu;
Okula tezgâh açıp çeşit çeşit setler satıyorlar. Yönetimden de izin alınıyor tabii. Bu kitap setlerinin içerisinde ne ararsan var. Muhtemelen çeviriler de olabilecek en kötü şekilde yapılıyor. Üç kuruşa beş kuruşa satılıyor çoğu.
Öğrencilere onu da al, bunu da al; bak şu set derslerinde lazım olur falan derken bir sürü kitap satıyorlar. Peki ödeme şekli nasıl? Bu şekilde senetle. “Bilmem kaç taksitle, kolayca ödersin,” diyerekten çocukları borçlandırıyorlar. Bahsettiğim firmaların bu şekilde yaptıklarına dair bir iddia da bulunmuyorum ama bu hareketler aşırı şüpheli görünüyor ve hayata yeni atılan gençleri borçlandırmaları da cabası.
Güvenilir sitelerden ÅaÅmamak lazım. Açıkçası iÅin içine duygu sömürücü bir cümle giriyorsa iÅin sonu ne yazık ki hep hüsran olduÄu için iki üç kat dikkat etmek lazım.
Ben peyzaj mimarlıÄı mezunuyum ve bizim fakültede her sene bir kiÅi bahsettiÄiniz Åekilde kitap satmaya mutlaka gelir hatta yolu dört gözle beklenirdi.
Kaynak olarak kullanabileceÄimiz yabancı mesleki kitaplar 4-5 sene önce 350-400 liradan baÅlıyordu ve bu kitapları baÅka yerden temin etme Åansımız olmuyordu. Senet ile ben dahil yüzlerce arkadaÅım kitap satın aldık ve hiç bir sorun yaÅamadık. Ä°nsanları uyarmaya çalıÅmanızı anlıyorum hatta hak da veriyorum ama fakültelerde bu Åekilde satıŠyapan herkes dolandırıcıdır gibi bir önyargıya kapılmak yanlıŠolur.
Senetli her satıÅta olduÄu gibi maÄduriyet yaÅamamak için iyice incelemek, emin olunamayan durumlarda bir bilene danıÅmak gerekiyor.
Zaten size satıŠyapmaya çalıÅan kiÅi iÅini düzgün yapan biriyse senetin fotoÄrafını çekip inceletmenize bir Åey demiyor biz fakültedeki stanttan, öncesinde seneti hukuk hocalarına inceleterek kitap satın almıÅtık.
Yok, tabii ki o kişilerin dolandırıcı olduğunu düşünmüyorum. Bunu yazdığım cevapta da belirtmiştim zaten ama bizim okulumuzda satılan kitaplar aşırı kötüydü. Özellikle markasız kitaplar vardı. Bu yüzden de bana şüpheli göründüğünü söylemiştim. Mesela Can Yayınları ya da İş Bankası’nın bastığı klasik kitaplar değildi yani. Onun dışında söylediğiniz elbette ki mantıklı. Bulunmayan kitapların bu şekilde satılmasında bir sakınca yok, hatta iyi bir şey bile.
Senetle kitap satın almanın, alışveriş yapmanın kötü bir tarafı yok aslında. Sonuçta senet dediğimiz şey, kredi kartlarının dijital olmayan versiyonundan ibaret. Siz bir borcun altına giriyor ve belli bir tarihte ödeyeceğinizi taahhüt ediyorsunuz. Senette yazan tutar, isimler, adresler ve tarihler mevcutsa, normal bir alışveriş yaptıysanız büyük ihtimalle bir sıkıntı olmaz. Peki sıkıntı ne zaman olur?
KAMU SPOTU MODE ON
Senetle alışveriş yaptıktan ve borcunuzu ödedikten sonra senedi almazsanız sıkıntı olur. Mutlaka ödeme yaptıktan sonra senedi alın, yırtıp atın! Senedi karşı tarafta bırakırsanız, yarın bir gün aynı bedeli sizden tekrar talep edebilir, siz de davadır carttır curttur uğraşır durursunuz.
Ürünü satın alıp almayacağınızdan emin değilseniz, kesinlikle sizi borç altına sokan bir senet imzalamayın! Uygun şartları içeren ve sizi borçlandırıcı maddeler içermeyen bir sözleşmeyi tabii ki imzalayabilirsiniz. Ama burada benim bahsettiğim şey, sizi borç altına sokacak bir ‘senet’. Deneme süreci varsa ve bu süreçten sonra satın alıp almamaya karar verecekseniz, kesinlikle bir senet imzalamanızı önermem. Çünkü senet dediğimiz şey, özellikle de bono gibi kambiyo senetleri, kişiyi koşulsuz şartsız borç altına sokar. Karşı taraf, elinde başka hiçbir belge olmasa da, yalnızca bu senedi göstererek bile alacağını talep edebilir. Bu sebeple, alışverişinizden emin değilseniz, böyle tanımadığınız, güvenmediğiniz ve ne idüğü belirsiz kimselere borç içeren senet vermemenizi öneririm.
KAMU SPOTU MODE OFF
Tabii bunlar benim naçizane hukuki tavsiyelerimdir. Dinleyip dinlememek size kalmıştır.