Kitap okumanın yasaklandığı ve hatta kitapların yakıldığı distopik bir dünyada geçen Fahrenheit 451 başta olmak üzere, pek çok klasik bilimkurgu ve fantazi kitabının yazarı Ray Bradbury ile daha yakından tanışmaya hazır olun.
Sizler için Türkçeleştirdiğimiz bu listede, milyonlarca okurun hayal gücünü şekillendiren Ray Bradbury’nin kişiliğine doğru ufak bir yolculuk yapacağız.
1. Ray Bradbury Tam Anlamıyla İnek (Nerd) Tipliydi
Ray Bradbury ileri derecede miyoptu ve daha küçücük bir çocukken bile kütüphaneleri ziyaret etmek onun en büyük keyfiydi. Filmlere de çok düşkün olan Bradbury sinema sevgisini annesinden, kitap sevgisini ise babasından almıştı.
Ray, arkadaşları arasında çelimsiz vücudu nedeniyle “Bücür” lakabıyla anılırdı. Sportif yapısı ile ağabeyi ise tam tersine atletikti. Tüm bunlar onun yaratıcı genç zihninin şekillenmesinde rol oynayan etkenler arasında.
2. Ray Bradbury 11. Sınıfta Dil Bilgisi Dersinden Geçememiştir
Ray Bradbury 11. sınıfta dil yetkinlikleri bakımından yetersiz görülmüş olacak ki dil bilgisi dersinden geçememiş ve lisenin son yılında tekrar bu dersi almak zorunda kalmıştır. Bu olay aslında onun ilgi ve yetenekleri hakkında bize önemli bir bilgi veriyor. Çünkü Bradbury erken yaşta kendisini yazı yazmaya adamış zeki bir genç adamdı. Fakat okuldaki eğitim söz konusu olunca odaklanamayan birisiydi.
Ray lise mezuniyet töreninden sonra önünde kendisini bekleyen uçsuz bucaksız bir plato olduğunu anladı. Ardından bir şey daha fark etti, yazar olma hayalini gerçekleştirmek tamamen kendisine bağlıydı. Bu yüzden yepyeni bir ateşle yola çıktı.
3. Ray Bradbury Üniversite Eğitimi Almamıştır
Orta sınıf bir aileden gelen Ray Bradbury’nin gençlik yılları Büyük Buhran’a denk gelmişti. Ray’in üniversite için ödeme yapma gücü yoktu. Bunun yerine Bradbury on yıl boyunca haftada üç gün kütüphaneye gitmeye devam etti. Liseyi tamamladıktan sonra birçok farklı işe girdi, aslına bakılırsa bunlardan bazıları oldukça garip işlerdi. Ancak şansı yaver gitti ve bir gazete bayisinde çalışmaya başladı. Bu önündeki dört yıl boyunca sürekli yapacağı iş olacaktı çünkü ona sabah, öğlen ve akşamüstü çok fazla boş zaman verdi. Bu strateji kesinlikle işe yaradı çünkü liseden sonraki ilk yazın sonunda Bradbury tam on beş taslağı tamamlamış olacaktı.
4. Hiçbir Zaman Araba Kullanmadı
Onun arabalara karşı duyduğu garip rahatsızlık muhtemelen tanık olduğu bir trafik kazasına dayanıyordu. Elbette trafik kazalarının çoğu ürkütücüdür. Ancak 1930’larla 1940’ların başında henüz arabaların güvenlik sistemlerinin de şimdiki kadar gelişmiş olmadığını hesaba katarsanız, onun çıplak gözle şahit olduğu ve 6 yolcunun ölmesine neden olan kazanın zihninde ettiği yeri daha iyi anlarsınız.
Yazar bu korkunç kazayı gördükten sonra öyle çok sarsıldı ki yolda neredeyse ağaçlara sarılarak yürüyecek duruma geldi. Kimi zaman binalara yapışıyordu ve ayakları hiçbir zaman yere güvenle basamıyordu. Belki de o basit bir trafik kazasında insanın kendi eliyle ürettikleri karşısındaki zayıflığını görüyordu.
5. Ray Bradbury Karısıyla Bir Kitapçıda Tanıştı
Los Angeles’ta taze bir bahar günü Ray Bradbury bir kitapçıya girdi. Koca cepli bir trençkot ve ondan da geniş bir el çantası taşıyordu. Kitapçı yakın zamanda soyulmuştu bu yüzden mağaza çalışanı bu tuhaf görünüşlü genç adamın aynı numarayı yapmasından endişe ediyordu. Çalışanın gözü Ray’in üstündeydi. Ray de bunu fark edince onunla yüzleşti ve masumiyetini göstermek için bir antolojinin mağaza kopyasını alarak mağaza müdürüne içindeki çalışmasını gösterdi.
Bu mağaza çalışanı ise Ray Bradbury’nin ilk ve tek eşi olan Maggie McClure’du. Kitapçıdaki konuşmalar önce kokteyllere sonra akşam yemeğine, 2 ay sonra ise nişanlanacak kadar ileri gitmelerine neden olan bir yıldırım aşkına dönüştü. Edebiyata olan ilgileri onları birbirine bağladı ve elli yılı aşkın süre bu ortak ilgi alanı sayesinde birlikte oldular. Ömür boyu aşk ve dostluk onlara 4 güzel kız ve 8 torun getirdi.
6. Meksika’ya Yaptığı Yolculuk Çalışmalarını Etkiledi
Ray Bradbury kısa öykülerini satmaktan elde ettiği geliri fanzinlerle kazandı. O kendi kendini eğitmiş biriydi ve kariyerinin başında yeni yetme yazarlara akıl hocalığı yapan birçok yazar arkadaşı ona daha iyi yazmak için biraz kitaplardan başını kaldırmasını ve dünyayı görmesini önerdiler.
Tam da bu sırada Ray arka arkaya 3 hikâye sattı ve bu onun şimdiye kadar yazmaktan eline geçen en büyük paraydı. Ray’in Beach adlı bir arkadaşı vardı ve Meksika yolculuğunda kendisine eşlik edecek birine ihtiyacı vardı. Böylece Ray ve Beach Meksika’ya gittiler. Meksika’nın kültürü ve doğal-beşeri manzaraları Ray’i çok etkiledi. Daha sonra kurgularında yer alacak birçok görüntü bu yolculuktan ilhamla yazılmıştır. Meksika sokaklarında yürürken pencereden gördüğü mavi renkli bir piyanoyu çalan siyah saçlı kız, şehrin sokaklarında yanan kömür tepsileri taşıyan kadınlar… Yerel bir ahşap ustasının yaptığı maskeler ise Dark Carnival’ın kapağında görünecekti.
Ayrıca Ray, Guanajuato yer altı mezarlığına gitti ve mumyalanmış cesetleri gördüğünde yolculuğun ona yettiğini anladı.
7. Bir Dostun Neredeyse Kariyerini Mahveden İhaneti
1946’da Ray Bradbury’e büyük bir fırsat çıktı. Martha Foley, Ray’e ait bazı öyküleri bir sonraki antoloji baskısına dahil etmeyi teklif etti. Ancak teklifi Ray’in Meksika’ya beraber gittiği kişi olan Beach gördü ve telgrafa Ray’miş gibi cevap vererek teklifi reddetti. Bu belki de Beach’in ilk vukuatı değildi. Çünkü Ray ve Beach’in yazmak için kiraladığı ofise gelen birçok telgraf ve posta ya da telefon görüşmesi yine Beach’in onun yaratıcılığına duyduğu kıskançlıkla cevaplanıyordu. Neyse ki Martha Foley teklifinden haberdar dahi olmayan Ray’in durumu anlamasını sağladı. Nihayetinde Ray ile Beach yüzleştiler.
8. Fahrenhait 451 Bir Kütüphanenin Bodrum Katında Yazıldı
Fahrenheit 451 bir kütüphanenin bodrum katında yazıldı. Bradbury’nin en ünlü eseri yazıldığı sırada evde o, karısı Maggie ve iki kızları vardı. Bir ofis kiralayamayacak kadar fakir fakat evde de çalışamayacak kadar motivasyonu yüksek olan Ray aradığı cevabı yine bir kütüphanede buldu. UCLA kütüphanesine gitti ve birden mekanik bir tıkırtı duydu, UCLA kütüphanesinin bodrum katında daktilo kiralanabiliyordu. Böylece çağımızın kitap sansürüne karşı en etkili eseri olan Fahrenheit 451, bir kütüphanenin bodrum katında kitaplarla çevrili bir alanda yazıldı. Hem de tam 9.80 dolar karşılığında!
9. Baskı İçin Yazardan İsmini Değiştirmesi İstendi
Yayıncılık endüstrisi Ray Bradbury’nin ismini daha heyecanlı hale getirmek istedi ve ona Dougles Bradbury ile R.D. Bradbury isimlerini önerdiler. Fakat sonunda kararı kendisi verdi ve ismi aynı kaldı: “Sanırım Bradbury gibi düz bir isimle lanetliyim.”
10. Mars’ın Bir Parçası Onun İsmini Taşıyor.
Mars keşif ekibi 2012 Ağustos ayında kaybettiğimiz Ray Bradbury’nin ardından, Mars Rover ile iniş yapılan belli bir alana “Bradbury Landing” ismini vererek yazarı onurlandırdı. NASA çalışanı Michael Meyer şöyle konuştu:
“Bu keşif ekibi için hiç de zor bir karar değildi. Ray Baradbury’nin Mars olasılığını hayal etmek içi yazdığı hikayelerden birçoğumuz ve milyonlarca diğer okuyucu ilham aldık.”
İşte Ray Bradbury hakkında bazı ilgi çekici bilgiler bu şekildeydi.
Sizin ilginizi en çok hangi detay çekti? Yazara ve hayatına dair başka neler biliyorsunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.
* Ray Bradbury Anısına: Öteki Dünyaya Yolculuk
Kaynak: Out of the Bex
Ayrıca yeni yazarlara önerdiği “Bradbury Challenge” da var. Her hafta bir hikaye yazıyorsunuz. Sene sonunda 52 hikaye yapıyor. Bradbury, bu hikayelerinin hepsinin kötü olmayacağını söylermiş. Ayrıca elinizden geldiğince yeniden düzenlemiyorsunuz, sene sonunda üzerinde düşünebileceğiniz o kadar hikaye kalıyor.
Eklemek istedim.
Araba fobisini bilmiyordum. Son Yaya öyküsünün bu korkuyla ilgisi var mıdır acaba?
ÇoÄu “ineÄin” hayalidir.
Bunu ben denedim. Öykü olarak deÄil ama yazı olarak ve her hafta düzenli yazdım. Birkaç hafta içinde aklım duruma o kadar adapte oldu ki her durumun içinde bir bilimkurgu öyküsü, her kiÅinin içinde bir öykü karakteri görmeye baÅladım. MüthiÅ bir motivasyon ve ilerleme saÄladı.
Sanırım bahsettiÄi hadise tam da bu: Motive olmak ve iÅin içinde bulunmak. Aynen resim çizmeye baÅlayan birinin önce fırçasını kontrol altına alıp kendine güvenerek tuvale çizgiler atmaya çalıÅması gibi.
Tebrik ederim, hiç kolay olmamıÅtır.
Evet, kolay değildi ve aksi gibi o bunu yaptığı yıl(2018) arka arkaya kayıplar yaşayınca işler iyice sarpa sardı. Sonra iyiden iyiye hırslanıp birkaç hafta boyunca haftada birden fazla yazı yazdığım oldu. Yine de yaptığı iş zormuş