Türk edebiyatının önemli yazarlarından Reşat Nuri Güntekin 1956 yılında aramızdan ayrıldı. Yazarın bir dönem yaşadığı ve içinde Çalıkuşu romanının bir kısmını da kaleme aldığı tarihi konak ise yazarın ölümünden 64 yıl sonra, çıkan yangınla küle döndü.
Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinin Ertuğrul Mahallesi’nde yer alan iki katlı tarihi konak, çıkan yangın sonucu kullanılamaz hale geldi.
Evden yükselen dumanlar, çevre sakinleri tarafından fark edildi. İtfaiye gelen ihbar üzerine olay yerine geldiğinde ise yangın bütün binayı sarmıştı. İki saatlik mücadele sonunda yangın söndürüldü. Reşat Nuri Güntekin’in içinde bir dönem yaşadığı ev ise tanınamaz halde.
Yazarın Çalıkuşu eseri ilk olarak 1922 yılında tefrika halinde Vakit gazetesinde yayımlanmış ve kısa zamanda Türk edebiyatının klasikleri arasına girmişti.
Çalıkuşu Kitabının Konusu
Çalıkuşu ilk kez 1922 yılında Vakit gazetesinde tefrika edilmiş ve aynı yıl kitap olarak basılmıştır. Beşinci baskısından sonra eser, 1939 yılında bizzat Reşat Nuri Güntekin tarafından sonra tekrar yayımlanmıştır. Bu kitap söz konusu baskısından yararlanılarak aslına uygun olarak yayına hazırlanmıştır.
ÇALIKUŞU, Reşat Nuri Güntekin’’in en yaygın ününü kazandığı ilk romanı. Romanda, iyi öğrenim görmüş bir İstanbul kızının, Anadolu’nun çeşitli köy ve kasabalarında öğretmen olarak yaşadığı serüven anlatılır.Serüven yönü ağır basan bu romanda, kişilerin duygu dünyaları, ülke gerçeklerinden soyutlanmadan verilir. Çalıkuşu, her yaştan insanın rahatlıkla okuyup sevebileceği önemli romanlarımızdan biridir.
Cumhuriyet dönemi edebiyatımızda kaleme aldığı roman, öykü ve oyunlarla eserler üreten Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu dışında Dudaktan Kalbe (1925), Yeşil Gece (1928), Acımak (1928), Yaprak Dökümü (1930), Anadolu Notları (1936), Miskinler Tekkesi (1946) ve Kavak Yelleri (1961) gibi eserlere de sahip.
Yazarın eserleri aynı zamanda televizyon dizilerine de (Çalıkuşu, Dudaktan Kalbe, Yaprak Dökümü, Kavak Yelleri) uyarlanarak yıllarca en çok izlenen diziler arasında yer aldı.
Atıl durumdaki tarihi konağın küle dönmesinden sonra, yeni sürecin nasıl işleyeceği ise merak konusu.
Sizin konuya dair görüşleriniz neler? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizlerle paylaşmayı unutmayın.
* Isaac Asimov İmzalı Bu Makale Günümüze Işık Tutmayı Sürdürüyor: “Bir Cehalet Dini”
* Aleksandr Puşkin’in Erzurum’da Kaldığı Ev Müzeye Dönüştürülüyor!
Kaynak: BirGün
Çok üzüldüm. Bu konak eğer edebiyata, bilime, güzelliklere, sanata değer veren bir ülkede olsaydı; mesela İngiltere’de olsaydı çoktan en muazzam haline getirilmiş bir Reşat Nuri Güntekin müzesi olarak kullanılmaya başlamıştı bile. Maalesef böyle konakların yanmasının arkasındaki hikayenin ne kadar korkunç olabileceğini hepimiz biliyoruz. Nice eşsiz mirasa sahip bir ülke ve mirasının bolluğunun ters doğrultusunda çalışan bir değer sistemi! Çok yazık!