Daha önce yüksek lisans tezinden uyarlanan ve 2017’de yayınlanan “Türklerin Şeytani Masalları: Türk Masal ve Efsanelerinde Demonik Varlıklar” ve Mehmet Berk Yaltırık ile birlikte hazırladıkları, 2018’de yayınlanan “Türk Kültüründe Vampirler: Oburlar, Yalmavuzlar ve Diğerleri” adlı kitaplarıyla tanıdığımız akademisyen Öğr. Gör. Seçkin Sarpkaya, 2019 ile birlikte “Tebriz’den Masallar: İran Türklerinden Derlenen Metinler” adlı üçüncü çalışmasıyla karşımızda.
Sarpkaya’nın bu çalışması alanda yapılmış bir saha çalışmasına dayanmakta. Kitapta kısa bir giriş ile 13 masal metni yer almaktadır. Prof. Dr. Metin Ekici’nin yürütücüsü ve Sarpkaya’nın araştırmacı olduğu “Tebriz Türk Masallarının Tespiti, Derlenmesi ve Yazıya Geçirilmesi” adlı bilimsel araştırma projesi ve Sarpkaya’nın doktora tezi kapsamında 2016 yılında, İran’ın Tebriz şehrinde alan araştırması sonucu sözlü kaynaklardan Azerbaycan Türkçesi ile kayda alınan masallardan 13 tanesi seçilmiş ve Türkiye Türkçesi ile bu çalışmada okuyucu karşısına çıkmıştır. Kitaptaki masalların tamamı sözlü kaynaklardan yazıya derlenip titizlikle yazıya geçirilmiş ve daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış metinlerdir.
Kitabın arka kapak tanıtım yazısı şöyle:
Birer birer ağaçların kulaklarına fısıldanacak.
Yine hepsi uyuyacak.
Yine “Cırtdan” uyanık kalacak.
Yine “Devler” kaybedecek.
Yine
“Anneannem”in masalları kazanacak.
Bir hikâyedir Tebriz.
Yine de
“Diken Toplayan Yoksul Kişi”nin akıllı kızı
Şah’ın evine gelin gidecek.
Yine güller açacak, bahar olacak.
Yine “Bahtı Kara Yıldız”
Sabredecek.
“Sabır Taşı”na yalvaracak.
Yine sabreden kazanacak.
Yine “Kara Bibi”nin yalanları ortaya çıkacak.
Herkes “Nar Kızları”nın masumiyetine inanacak.
Ve yerden üç elma göğe uçacak.
Birisi Ay’ın
Birisi Güneş’in
Birisi de bizim olacak.
Sousan Navadeh Razi
Sarpkaya’nın bu kitabı, daha önceki çalışmaları gibi Karakum Yayınevi etiketiyle basıldı. Kitabın sunuş yazısı Magma dergisi ve masallarla ilgili çalışmalarıyla tanıdığımız Özcan Yüksek’e, arka kapak yazısı kitaptaki masalların da anlatıcılarından biri olan Tebrizli Sousan Navadeh Razi’ye, editörlüğü Mehmet Altıntaş’a, son okuması Rabia Karaboyun’a ve kapak tasarımı da sitemiz yazarlarından Uygar Özdemir’e ait.
Hallaç Türklerinin incelenmesine İran izin veriyor muydu?
Yazarı ikna etmek gerek tüm detayları bilmek için. Ben biraz kendisinden dinlemiştim.