Ted Chiang adını Türkçede ilk defa Geliş adlı bilimkurgu türündeki öykülerden oluşan kitapla duyduk. Denis Villeneuve’nün Arrival adlı filmine konu olan “Story of Your Life” (Hayatının Hikâyesi) adlı uzun öyküyü de içinde barındıran Geliş kitabı sonrası; Türkçede yeniden Chiang zamanı: “Nefes” raflarda!
Nebula, Hugo ve BSFA gibi pek çok önemli bilimkurgu edebiyatı ödüllerinde çeşitli kategorilerde adaylıklar ve ödüller alan Amerikalı yazar Ted Chiang, Türkçe raflarındaki macerasına Nefes ile devam ediyor.
Nefes orijinal dilinde Mayıs 2019 tarihinde raflara geldi. Bir yıldan kısa bir süre sonra ise bu dikkat çekici bilimkurgu öykü derlemesini dilimizde okuma fırsatı buluyoruz. Nefes, yazarın ülkemizde yayınlanan diğer kitabı Geliş gibi yine MonoKL Yayınevi tarafından yayımlanıyor.
Nefes – Ted Chiang | Arka Kapak
İnsanlar bütün bebekliklerini hatırladıklarını öne sürebilse, bunun sonuçları ne olurdu peki? Genç birine ilk anısının ne olduğunu sorduğunuzda, aklının karışacağını kolayca tahmin edebiliyorum; sonuçta doğum ânından başlayarak bütün hayatı videoya çekilmiş olacak. Hayatımızın ilk birkaç yılını hatırlayamama durumu psikologların bebeklik amnezisi dediği şey çok yakında tarih olabilir. Yakında anne babalar çocuklarına, “Sen hatırlamazsın çünkü daha bebektin,” sözüyle başlayan anekdotlar anlatamayacak. Bebeklik amnezisi insanlığın bebekliğine ait bir terim olarak kalacak ve kuyruğunu ısıran yılan misali, ortak gençliğimiz aklımızdan silinip gidecek.
296 sayfalık öykü kitabını dilimize Kıvanç Güney kazandırıyor. Nefes, Şubat 2020 itibarıyla raflardaki yerini alıyor.
1967 doğumlu Ted Chiang, Exhalation: Stories, The Lifecycle of Software Objects, The Merchant and the Alchemist’s Gate ve Tower of Babylon gibi pek çok spekülatif kurgu kitabının altında imzaya sahip.
Peki siz daha önce Ted Chiang okumuş muydunuz? Yazara dair düşünceleriniz neler? Yeni kitabını merak ediyor musunuz? Görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşmayı unutmayın!
Bilimkurgu severler, okuyun, okutun.
Harika bir haber. Chiang’ın sadece uzun öyküler yazdığını zannediyordum, bu ilk romanı herhalde.
Bunda da kısa öyküler var.
Aksine sadece kısa öyküler yazıyor.
İlginç bir konusu var gibi.