Mindy Thompson imzalı Toz ve Hayaller Kitapçısı, Türkçe raflarındaki yerini aldı. II. Dünya Savaşı döneminde geçen hikâye, dönemin tarihine ait gerçekleri ve yaşananları kitapçının büyülü dünyası ile birleştirerek keyifli ve şaşırtıcı bir maceranın kapılarını aralıyor.
Boise Eyalet Üniversitesi’nden mezun olan Mindy Thompson, on yıl boyunca halk ve ortaokul kütüphanelerinde yaratıcı yazarlık dersleri verdi ve bu sırada fantastik türde birçok öykü kaleme aldı. Büyülü bir kitapçı hakkındaki etkileyici bir macerayı konu edinen ilk romanı Toz ve Hayaller Kitapçısı ise, savaşın bir aileyi nasıl şekillendirebileceğini araştırıyor ve her yerdeki kitap severleri büyülü bir yolculuğa çıkarmayı hedefliyor.
Orijinal adı The Bookshop of Dust and Dreams olan Toz ve Hayaller Kitapçısı’nın tanıtım yazısına hemen aşağıdan ulaşabilirsiniz:
Toz ve Hayaller Kitapçısı – Mindy Thompson | Arka Kapak Tanıtım Yazısı
1943 New York’unda, II. Dünya Savaşı’yla sarsılan sihirli bir dükkân: Toz ve Hayaller Kitapçısı
1943 New York’unda yaşayan Poppy ve ailesi, zaman ve mekan fark etmeksizin tüm insanları ağırlayabilen sihirli bir kitapçı olan Göz ve İzan’ın sahibi ve işletmecisidir. Poppy’nin dünyası II. Dünya Savaşı’nın etkileriyle paramparça olsa da dükkana geçmişten ve gelecekten gelen müşteriler ve kitapçıya olan sevgisi sayesinde hayata tutunmayı başarıyor.
Poppy’nin en büyük hayali bir gün babasından bu kitapçının sorumluluğunu devralmak, ama kurallara göre kitapçının başına geçecek kişi ağabeyi Allan. Nesilden nesile aktarılan kitapçı yönetim kuralları şöyledir:
Yöneticiler sihri asla kendileri için kullanmamalıdır.
Yöneticiler sihri kullanan değil, koruyan kişilerdir.
Allan en iyi arkadaşını savaşta kaybedince onu kurtarmak için dükkanın sihrini kullanıp zamanda geri gitmek ister. Bu sırada babaları da gizemli bir hastalığa yakalanıp hastanede kaldığı için Allan’ın yokluğunda dükkanın tüm sorumluluğu Poppy’nin üzerine kalmıştır. Kardeşine olan sevgisi ile ailesine olan sadakati arasında kalan Poppy, sinsice yaklaşan Karanlık’a karşı hem ailesini hem de kitapçıyı korumalıdır. Bu macerada vermesi gereken kararlar Poppy’nin hayal edemeyeceği sonuçlar doğurabilir.
Toz ve Hayaller Kitapçısı ile ilgili Evrim Sayın’ın hazırladığı kısa bir inceleme yazısına hemen aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Toz ve Hayaller Kitapçısı İncelemesi: Işığın ve Umudun Ülkesi Kitapçılar
1944’ün Kasım’ında New York’taki bir kütüphanenin canı sıkkındır. Kütüphanede az ışık vardır, değişen duvar kâğıdı iç karartan bir griye dönüşmüştür ve kütüphanenin ön tarafında sergilenen kitaplar kısmını karamsar kitaplar ele geçirmiştir. Toz ve Hayaller Kitapçısı bunları anlatarak başlıyor. Büyülü bir dünyaya adım attığınızı hissedebiliyorsunuz, artık merak etmemek imkânsız. Yaşayan mekanlara dair, konuşan kütüphanelere dair, mekânın canlılığına dair çok şey anlatan bu kitap kesinlikle parlak fikirler uyandırıyor insanın zihninde. Yaşadığımız yerle, gittiğimiz yerlerle olan ilişkilerimiz gerçekte nasıl örneğin? Mekansal hafıza dediğimiz şey acaba böyle bir şey mi? Bulunduğumuz mekanların içindeki canlılar salt bizler miyiz yoksa nesneyle karşılıklılık mümkün mü? Tabii hikâyeye döndüğümde bu kitapçı neden diğerlerinden farklı, neden duvarlar ve içindeki diğer her şey canlılığa dair göz kırpıyor acaba?
Bu kitapçının yani Göz ve İzan’ın minik sahiplerinden biri Poppy anlatıyor bize olan biteni. Her sabah kurallarla açılıp her akşam kurallarla kapanan, nezaketin insanlar arası ilişkilerde olmazsa olmaz ilan edildiği kitapçıda başta her şey olması gerektiği gibidir. Daimi müşterileri dükkâna gelip gider, Göz ve İzan onlara ruh hallerine göre kitaplar önerir, müşterilerin dükkâna geldiklerinde yaşadıkları şeyler bile neredeyse her zaman olduğu gibidir. Göz ve İzan sadece biraz kırılgandır, müşterilerin dükkân hakkındaki fikirlerine çokça takılır ve kendini üzer. Bunu da bir hayli belli eder. Poppy, dükkânda çok fazla vakit geçirdiği için Göz ve İzan’a her ne oluyorsa anında anlar. Onunla konuşmaya çalışır hep. Onu yatıştırmaya çalışır.
Dükkâna geçmişten, bugünden ve gelecekten müşteriler gelebilmektedir. Kapının girişindeki takvim döner, döner, döner ve sonunda durur hep. Durduğu an dükkâna gelen müşterinin hangi zamandan geldiği anlaşılır. Dükkânın zamanı 1944’ü göstermektedir aslında, II. Dünya Savaşı sürmektedir ve belki de bu yüzden “Kitapçı dükkânları; ışığı, sevgiyi ve umudu hikâyeler aracılığıyla dünyaya yaymak için vardır.” Aynı zamanda nezaketin zorunlu olduğu kitapçı dükkânlarında neredeyse tüm gününü geçiren Poppy, sevgi ve barış içinde yaşadığı ailesinde kabul görürken okulda çok zorlanmaktadır. Dükkânda müşterilerle ilgilenen, kitap onarma yöntemlerini bilip gerektiğinde bu yöntemleri uygulayan, kitap sohbetlerine katılan Poppy okula gittiğinde diğerlerinden farklı hissetmektedir. Yalnızdır. Onun nelerle ilgilendiğini öğrenmek, nelere değer verdiğini keşfetmek yerine onunla dalga geçmeyi seçer diğer öğrenciler. Poppy üzüldüğünde dükkânın içinde elinin etrafında bir sarmaşık büyür, dükkân onu sarıp sarmalamaya çalışır. Yalnız değilsin, deme şekli dükkâncadır.
Poppy’nin farklı hissedişi, okuldaki yalnızlığı, anlaşılma ihtiyacı, kendini ait hissettiği yerdeki konforlu ve öz güvenli hali içe dönük çocukların, gençlerin ya da yetişkinlerin karşılaştıkları zorbalıklara dair bir sürü şey düşündürdü bana. Bir insanı “farklı” ilan etmek için ne çok gerekçemiz var. Ayrıca “farklı”lıklara dair ne çok eksik ya da hatalı bilgimiz… Zenginliğe, çeşitliliğe açılacak kapılardan doğan güneşi reddedip neden korkan olmayı tercih ediyoruz bilmiyorum ama sanırım dünyanın neresine gidersek gidelim bu korku kendini hep gösteriyor ve çok tehlikeli.
Okul dışındaki hayatı Göz ve İzan’la bir bütün olan Poppy, babasının dükkânla ilgili söylediklerini çok iyi dinler. Hem babasının müşterilere karşı takındığı tavrı iyi gözlemler hem de bu yaklaşımı kendi de benimser. Ne dükkâna ne müşterilere nezaketten yoksun bir davranışta bulunmamaya özen gösterir hep çünkü babası ona daima şunu söylemiştir: “Bizim dükkânımız ve diğer kitapçı dükkânları yıkık ruhlar ve yaralı kalpler için iyidir.” Kitapçı dükkânlarının, gelecekteki ve geçmişteki yüzyıllar boyunca yaptıkları aramalarla kitaplar aracılığıyla ışığa ve umuda ihtiyacı olan insanları bulduğunu bilir Poppy. Yaşadıkları savaşın ortasındayken gelecekten ya da geçmişten umuda ihtiyacı olan insanları bulmak demek, savaşın hep sürdüğüne ve süreceğine bir gönderme midir? Yüzyıllar öncesinde de sonrasında da hala bir sebeple umut bekleyip huzura kavuşamamış olan insanların var olduğunu bilmek, dünyada ne olursa olsun kütüphaneleri açık tutmak için direnmeyi gerektirmektedir belki de.
Kitaplara, okuma eylemine, kitaplarla olan ilişki biçimlerine, kadınlara oy hakkı talebi, mültecilik, çok kültürlülük, nezaket, saygı, yazgı, kader, savaş seferberliği, çocuk hakları, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve daha pek çoğuna dair sorgulamalar yapmamızı sağlıyor Toz ve Hayaller Kitapçısı. En önemlisi de “yas”. Hikâyenin arka planında olayları ince ince seyreden yas, değişime kucak açtırıyor. Aynı zamanda gizeme, endişeye ve riske! Yas duygusunun bu denli güçlü oluşu, çocukların kayıplarla yüzleşirken yaşadıkları Poppy ve ailesinin macerasıyla ulaşıyor biz okurlara.
Evrim Sayın
Toz ve Hayaller Kitapçısı için Ne Dediler?
“Zamanda yolculuk eden kitapçının rahatlatıcı bir sığınak işlevi görmesi gibi, Thompson’ın dokunaklı çıkış romanı da okurlara insanların kayıplara nasıl tepki verdiklerini ve kayıpları kabul etme yollarını keşfetmeleri için bir fırsat sunuyor.” – Publisher’s Weekly
“Okumanın büyüsünü anlatan bir aile ve dostluk hikayesi.” – Kirkus Review
“Yaratıcı, büyüleyici ve öngörülemeyen gelişmeleri zengin bir şekilde hikâyeye dokuyan Toz ve Hayaller Kitapçısı, büyülü olan her şeyi seven bir okuyucu için mükemmel bir hikâye. Yağmurlu bir öğleden sonra rahat bir köşeye çekilin, kitap bitmeden köşenizden ayrılamayacaksınız!” – Janet Fox, The Charmed Children of Rookskill Castle’ın yazarı
“Toz ve Hayaller Kitapçısı, sihir, gizem ve cesaretle dolu güçlü, acı-tatlı bir fantastik hikâye. Kederin karanlığında parlayan bir yol çiziyor ve bize paylaştığımız hikâyelerde bulunacak bir gücün olduğunu hatırlatıyor.” – P. G. Bell, The Train to Impossible Places serisinin yazarı
“Poppy ve ailesinin büyülü kitapçısının dünyasına hayran kaldım. Bu kitap beni şaşırttı, sevindirdi ve ilk sayfasından son sayfasına kadar derinden etkiledi. Korkularımızın en kötüsü ve kaybetmenin acısıyla karşı karşıyayken bile cesaretin güzelliğini ve umudun gücünü kucaklıyor.” – Lorelei Savaryn, The Circus of Stolen Dreams’in yazarı
Toplamda 288 sayfadan oluşan ve Ömer Anlatan tarafından çevrilen Toz ve Hayaller Kitapçısı, Ekim 2022 itibarıyla raflardaki ve dijital kitap satış sitelerindeki yerini almaya başladı.
Toz ve Hayaller Kitapçısı’nın konusunu nasıl buldunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum üzerinden bizlerle paylaşabilir, ayrıca tüm içeriklerimizden anında haberdar olmak adına bizi Google Haberler üzerinden takip edebilirsiniz.
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!