Ülkemizde de daha önce “Doğruluk Kılıcı” adlı fantastik kurgu serisiyle bilinen bilinen, dünya çapında ünlü yazar Terry Goodkind geçtiğimiz günlerde Facebook sayfasında oldukça tuhaf bir paylaşıma imza attı.
Yazar, yeni kitabı “Shroud-of-Eternity”nin kapağını paylaşarak şöyle dedi:
“Shroud of Eternity kötü bir kapağa sahip olan güzel bir kitap. Gülünecek kadar kötü. Hadi bununla biraz eğlenelim. Bize kapak hakkında ne düşündüğünüzü sonraki gönderimin altına yorum olarak atın ve biz de rastgele on mesajı seçip ciltli kopyayı imzalayarak yollayalım…”
Bu dalga geçercesine yoruma çizer Bastien Lecouffe-Deharme‘nin verdiği cevapsa ders niteliğindeydi:
“Seninle çalışmak güzeldi Terry. Yapmış olduğun şey tamamıyla saygısızca. Sanki o kapakları bana söylendiği gibi yapmamışım gibi.
Kariyerim boyunca böyle davranan tek bir yazar bile görmedim.”
Biz bir yazara böylesine kaba ve saygısızca bir tutumu doğrusu hiç yakıştıramadık. Görünen o ki Terry Goodkind yurt dışında da popülaritesini yitiren bir yazar olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Son yıllardaki kitaplarının orijinallikten çok uzak ve eski kitaplarının neredeyse kopyası olduğunu fark eden okurlar da yazarı okumayı çoktan bırakmıştı. Bu yaptığıyla da sadece okurlarına değil, çalışma arkadaşlarına da saygısızlık ettiği açıkça görülmekte.
Goodkind‘ın ilgili paylaşımını ve kendisine gelen tepkileri buradan takip etmeniz mümkün.
Kayıp Rıhtım Ailesi olarak bizler biliyoruz ki okuruna saygısızlık eden bu tarz insanlar, edebiyat dünyasında pek de uzun süre tutunamıyor. Goodkind‘ın bu tatsız davranışını esefle kınamaktan başka ne yazık ki elimizden bir şey gelmiyor.
Kapaklar yazarın onayından geçmiyor mu? En azından fikri alınıyordur. Kendisinden habersiz o kapakla basmışlar gibi davranmasıysa daha kafa karıştırıcı
NOT: Facebook sayfasında bile o kapağın görseli var. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Sadece okura değil, emeğe de saygısızlıktır. Ayrıca Goodkind bunca yıllık yazarlık hayatında hiç mi kötü kapak görmedi? Nasıl olur da kendi kapağının çizerini hedef tahtasına gerersin? Yazarlığı geçtim, insanlık değil bu. Ama eh, “yazar” dediğimiz kişilerin terbiyesizliklerine alışıyoruz bir yandan.
Tepkiler üzerine lafı çevirip “yayınevine lafım” dedi ama bir kere gerçek düşüncelerini gösterdi.
Terry Goodkind, fantazyanın ustaları arasına nasıl girdiğine hayret ettiğim bir yazardı. Eserlerini vasat buluyordum. Yine de bir nebze saygım vardı. Şimdi o da gitti.
Bana sormadan yapıldı diyor. Tamam da bunu yayınevi ile hallet. Çizeri nasıl bir duruma sokuyorsun, değil mi?
Yalan. Belli tanınırlığa sahip bir yazara sormadan etmeden öyle bir işe kalkışılacağına inanmıyorum. Hani ilk kitabı olan bir yazar olsaydı, inanırdım. Lakin belirttiğiniz gibi o zaman bile çizere değil, yayınevine yüklenilmesi gerekirdi. Ama sanırım dişine göre küçük hedef olarak çizeri seçmiş
Kendince “Bakın, kendi kitabımın kapağıyla dalga geçiyorum!” diyerek sevimlilik gösterisi yapmaya çalışmış. Çizer de bu uğurda kurban gitmiş
Kapak hazırlandıktan sonra yazarın onayına sunulmuş ve yazar itiraz ettiği halde kapak bu şekilde basılmış. Mümkün. Hayatta insanın her istediği olmuyor.
Böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyorsa ve gerçekten de söylediği kadar beğenmemişse, sonraki kitapları için sözleşmesine bir madde koyulmasını sağlar (kapak yazarın onayı olmadan basılamaz/hazırlanamaz vs.). Bunun yerine sosyal medyadan veryansın etmeyi, konunun muhattabı olan yayıneviyle konuşmak yerine okurlara “şikâyet” etmeyi ben en hafif tabirle çocuksu bir davranış olarak görürüm.
Bu arada çizerin çok iyi işleri varmış. Teşekkürler Terry Goodkind.