Almanca konuşulan ülkelerin edebiyatında en önemli isimlerden birisi olan Friedrich Dürrenmatt, Dedalus Kitap etiketiyle dilimizde yeniden boy göstermeye devam ediyor. Geçtiğimiz mart ayında “Yunanlı Bir Kız Aranıyor” ile başlayan Friedrich Dürrenmatt çevirileri, “Gözlemcileri Gözlemleyenin Gözlemi“yle önemli bir dönemeçten geçiyor.
“Gözlemcileri Gözlemleyenin Gözlemi“yle polisiye anlatının sınırlarında geziniyoruz. Mustafa Tüzel‘in Almanca aslından direkt olarak çevirdiği bu değerli kitabın arka kapağına hep birlikte göz atalım:
Alman Edebiyatının ve grotesk tiyatronun ustalarından İsviçreli yazar Friedrich Dürrenmatt’ın bu eseri polisiye anlatının sınırlarını zorlayan kurgusuyla dikkat çekiyor. Dürrenmatt, Gözlemcileri Gözlemleyenin Gözlemi adlı bu uzun öyküsünde
gözlemleme, gözlemci, gözlemlenen ve gözlemleyen kelimelerini bir saatin çarklarını kurcalar gibi kurcalıyor.
Öykü, bir psikiyatr ile F. adındaki bir adam arasında cereyan eden bir görüşme ile başlar. Karısının evden gittiğini, ölmüş olabileceğini ve ölmüş ise bundan kendini sorumlu tuttuğunu söyleyen psikiyatr, F.’den yardım ister. Biz, paragraflar boyunca kadının izine düşen F.’nin yaşadıklarını takip ederken, Dürrenmatt, her gözlemleyenin de gözlendiğine, hepimizin iç içe geçmiş vizörler gibi sıralandığımıza dair ipuçlarını bir bir önümüze koyuyor. Polis-medya-yeraltı dünyasının da irdelendiği eser, bu üçgen temelinde basit bir polisiye gibi başlayıp acımasız bir eleştiriye dönüşüyor. Kısa ve yoğun, nefes daraltıcı ve keskin bir anlatımla sunulan bu metafizik nitelikli uzunöykü, düşüncelerden oluşturulan bir mimarî, iyi kilitlenmiş bir kapı gibi. Dürrenmatt’ın düşünce akışını yapılandıran yirmi dört mükemmel dizge; eserin yirmi dört bölümünü oluşturuyor. Yapıtın son cümlesi aklımızda biçimlenip dişlerimiz arasından dağıldığında, kimi ne denli gözlemlediğimizi veya kimin tarafından ne kadar gözlemlendiğimizi sorgulamaya bir kez daha başlayacağız. Yoksa biri mi bizi başlatacak? Dürrenmatt mı gözlemleyecek, biz mi bizi gözetlesin diye Dürrenmatt’a izin vereceğiz?
Tüm bu soru işaretleri bile Dürrenmatt ile tanışmak için yeterli bir sebep. Peki siz Gözlemcileri Gözlemleyenin Gözlemi‘yle başa çıkabilecek misiniz?