Mehmet Çakıcı
Yüzüklerin Efendisi’nin yaratıcısı J.R.R. Tolkien Orta Dünya’yı yaratırken nelerden ilham almıştır dersiniz? Birçok farklı mitolojinin yanında, mimari de bunun bir parçası olabilir mi? Gelin İngiltere’deki St. Edwards Kilisesi’ne uzaktan bir bakış atalım. Durin’in Kapıları ile ilgili bağlantı, eminiz sizin de hoşunuza gidecek!
Zamanın -en azından bu evrenin zamanının- kendisi kadar eski iki ağaç, girişi gölgelemiş bekliyordu. Pek çoklarının içeri girdiğine ancak sadece bazılarının geri döndüğüne de tanık olmuşlardı. Kapı ağaçların binlerce yıllık nöbetinden sonra onların rengine bürünmüş, sarı ve yeşil tonlarıyla arkasında yatan büyülü dünyaların güzelliklerini keşfetmeleri için maceracılara göz kırpıyordu.
Kapıya şöyle bir bakmak bile niye yerel halkın, “Tolkien bizim kapımızdan esinlendi!” mitini neden yarattığını anlamaya yetiyor. Tıpkı bu kapı gibi Elf’lerin göz büyüleyen efsunlu Durin’in Kapıları da iki ağaç tarafından etrafı sarılmış şekilde kendilerini sergiliyor.
J.R.R. Tolkien’in, kilisenin bulunduğu İngiltere’deki Cotswolds bölgesine pek çok kez gittiği bilinse de, St. Edwards kilisesiyle yazarın eserleri arasında böyle bir ilişkinin olup olmadığı, büyülü dünyalardaki efsaneler kadar belirsiz.
Kilisenin Tolkien’e ilham verip vermediğini bir kenara bırakırsak bile Orta Çağ’da yapılmış bu bina ziyaret etmeye kesinlikle değer. Orta Çağ etkisinin yanı sıra 1600’lerde ve Viktoryan dönemde restore edilen yapı, 500 yıllık bir süreç boyunca değişen İngiliz mimarisinin izlerini taşıyor. Ağaç çerçeveli meşhur kapısı ise 1300’lerde inşa edilmiş.
Girişin ücretsiz olduğu bu kiliseyi, ziyaret listenize eklemenizi tavsiye ediyoruz!
Kaynak: Atlas Obscura
Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.