Devrim Beyaz
Ülkemizdeki sayısız müze, zamlarla halktan uzaklaştırılmaya devam ediyor. Son yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın müzelere yaptığı zammın boyutu iyice can sıkıcı seviyelere ulaştı. Geçtiğimiz ekim ayında yapılan %50 zam sonrası, şimdi de %20′lik yeni bir zam daha yapıldı.
Müze giriş ücretlerine 15 Temmuz 2019 itibarıyla yapılan zam ile, son dokuz ayda toplam %80’e varan bir zam oranına kavuşulmuş oldu.
UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde de bulunan Efes Antik Kenti, Topkapı Sarayı ve İstanbul Ayasofya Müzesi’ne giriş ücretleri 60 TL’den 72 TL’ye çıkmış oldu.
Nevşehir’de bulunan Göreme Açık Hava Müzesi de 45 TL iken 54 TL’ye yükseldi.
Denizli’de Laodikya Antik Kenti’ne giriş ücreti ise 15 TL’den 18 TL’ye yükseltildi.
Müze ve ören yerlerinin güncel giriş ücretleri Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü’nin sitesinde yayınlandı.
Müzekart fiyatlarında ise herhangi bir artış olmadığı belirtildi.
İzmir Turist Rehberleri Odası Başkanı Macit Şaşzade, sezon ortasında yapılan zammın kabul edilemez olduğunu belirtti. Şaşzade, şu eleştiride bulundu:
“Acentanın kotasyonuna yüzde yirmilik bir zarar. Kotalar önceden bildiriyor ve maliyetler hesaplanıyor. Sezon başladıktan sonra böyle bir zam hiçbir şekilde adil değil. O zammı acentaların telafi etmesi mümkün değil. Bu kadar zor iki sene geçirdikten sonra turizm döneminde yapılan bu zam çok haksızlık. Turizm sektörüne büyük haksızlık. Bütçe açığını kapatmak için bunların yapılması doğru değil. Turizme nefes aldırılması gerekirken, biraz canlandırma çabası varken şimdi bu zamla onların ceplerinden geri alıyorsunuz.”
Yeni zamlar hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Sizce de müzeler olması gerekenden daha pahalı bir hâle bürünmüyor mu? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum‘da bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Kaynak: Diken, Arkeofili
Zam gelmeden indirimli müzekart çıkarmam lazım yoksa ileride buralara girmek istersem böbreği satmam gerekebilir.
Yerlerde sürünen kültür düzeyimize, yerlerde sürünmeye devam etmesi için bir katkı daha… Kağıt zamlansın, kitap ederleri uçsun, kütüphaneler kapatılsın, müzelerin bilet fiyatları el yaksın, vs…
Birileri işini biliyor…
Sonuçta kaktüs de çiçek açıyor.
Ne kadar doğru bir düşünce bilmiyorum, sadece beyin fırtınası olarak da kabul edilebilir. Şöyle bir düşüncem var ülkedeki ekonomik durum malum ve döviz kurları da çok yüksek. Haliyle 40 TL’lik bir biletin türk vatandaşı için ifade ettiği anlam ile Avrupalı, Arap veya Asyalı turist için ifade ettiği anlam aynı değil. Euro hesabı yaparsak 6.5 euro bir alman için 1 veya 2 kahve parası, bizim için ise daha önemli bir meblağ.
Demem o ki kurların yüksek olması turistlerin oldukça işine geliyor, avrupadaki müzelere gidenler euro bazında bir karşılaştırma yaparsa daha sağlıklı olur. Ben ülkenin mevcut ekonomik durumunda fiyatların avrupa standartlarına çıkarılmasının doğru olacağını düşünüyorum.
Elbette Türkiye vatandaşları için müze kart fiyatları ve giriş ücretleri düşük tutulmalı. Hatta yılda 1 kere ücretsiz giriş hakkı tanınsın bana kalırsa.
Ekleme: Örnek olması bakımından Köln katedralinin giriş ücretine baktım. 23 Euro görünüyor. TL karşılığı 150 TL civarı. Turistlerin ükemizde ne kadar avantajlı konumda olduğu çok açık. Ayasofya’nın zamlı ücreti Köln Katedrali’nin giriş ücretinin yarısı kadar.
Çeşitli müze giriş ücretleri
Louvre Museum : 63 usd
Almanya Bergama müzesi: 19 eur
Eiffel Tower: 80 eur
Notre Dame: Giriş ücretsiz ama kule ve crypt için 14.5 euro ödemek gerekiyor
Acropolis Museum (yunanistan) : 12 euro
Panteon: Ücretsiz
Vatikan müzesi: 30 euro
Rome Colosseum: 21 euro
Bence bu fiyatlara birim bazında bakılması lazım. Bugün Efes Antik Kenti’ne gittik mesela. Falanca, filanca bir de bilmemne kısmına girmek istiyorsanız 132 tl gibi bir ücret çıkartıyorlar. Kişi başı 132 birim olarak bakıyorum ve çok uçuk bir miktar. Bu durumun dengelenmesi gerektiği kanaatindeyim. Ben 35 birim veriyorsam turist de kendi para birimine göre 35 birim vermeli. Sanırım bu durumda eşitlenmiş olur. Biraz fedakarlık yapmak gerekiyor. Antik Kenti ve merkezdeki müzeyi gezebilmek için Müzekart aldık 70’e fakat iki kısımı ek ücret yüzünden gezemedik. Üstelik bu gibi yerlerde beş kilometre yürüyüp yokuş filan tırmanıp geri dönmeye kalktığınızda en kritik noktaya konulan içecek satan yerdeki fiyatlar komik. Basit bir sodaya 21 tl fiyat koymuşlar.
Geçen yıl Pamukkale’de su 8 tl idi. Giriş ücreti yine kabul edilebilirdi fakat bu sene 72 çok bir miktar.
Otopark ve Müzekartlar ile iki kişi 150 lira bayıldık. Allah’tan kart almaya karar verdik yoksa müzeye de ayrı para ödeyecektik. Üstelik Efes’te çıkarılan ne kadar orijinal parça varsa hepsi müzede. Efes’in içinde güzel birkaç alan var onun dışında yıkıntı, döküntü. Moloz gezmeye 150 lira. Ciddi anlamda bakımsızdı. Bilgilendirmeler yetersizdi. Yarım yamalak ingilizcem sayesinde turistlerin peşine takılıp neye baktığımı anladım çat pat.
Bilgilendirmeler çok eksik. Bir yeri çevirmişler neden çevirmişler belli değil. Oraya bir hikayesini yaz da okuyan okusun.
Her sene tatil zamanı müzeler, ören yerleri gibi alanları gezmeye özen gösteririm. Bütçe sebebiyle her sene bir yer seçerim. Yıllardır gezdiğim en özensiz tarihi alan Efes’ti. Sadece Celcius Kütüphanesi’nin olduğu yer göz doyurucuydu. Bir de müzedeki heykeller ve sütunlar harikaydı ki hepsi Efes’ten çıkartılmış. Bence bazı heykeller yerli yerinde kalsa gerçekten büyüleyici olurmuş.
UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan bir alanın bu halde olması beni üzdü.