İstanbul’daki Kadıköy Karikatür Evi saldırıya uğradı. Müzenin önündeki Avni heykeli yere düşürülürken karşı binanın duvarındaki Sıdıka çizimi siyah sprey boyayla karalandı.
Türk karikatür sanatının en önemli isimlerinden Oğuz Aral’ın ikonik karakteri Avni’nin, Kadıköy Karikatür Evi önündeki heykeli yerinden sökülerek düşürüldü. Müzenin karşısında yer alan binanın duvarında yer alan Atilla Atalay’ın hayalî karakteri Sıdıka da saldırıdan payını aldı. Sıdıka çiziminin göğüs bölgesi, sprey boyayla adeta “sansürlendi”.
Avni heykelin saldırının 9 Kasım’da, Sıdıka çizimine müdahalenin ise ondan yaklaşık bir hafta önce gerçekleştirildiği kaydedildi.
Yapılan açıklamada saldırının detaylarına yer verilmezken eserlerin gerekli düzenlemelerin ardından tekrar eski hâllerine kavuşturulacağı kaydedildi. Avni heykeline verilen zararın tek bir kişiye ait olamayacağı bilgisinin altı çizildi.
Avni Heykeli Gerçekleştirilecek Bakımın Ardından Yerine Yerleştirilecek
Karikatür Evi Sorumlusu Meriç Karçal yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“9 Kasım günü Avni heykelinin devrildiğini öğrendik. Bina içinde çalışırken, dışarı çıktığımızda heykel devrilmişti. Devrilme konusunda bizler, vatandaşlar, Kadıköylüler hassaslar. Bir şey mi oldu, düştü mü, düşürüldü mü? Daha önce de bir çalınma durumu olmuştu acaba tekrar niyetlenmeme mi oldular diye bize de sordular. Heykel ağır bir heykel, yaklaşık 80-100 kilogram ağırlığında. Tek başına devrilecek bir heykel değil ama elimizde net bir bilgi de yok. Biz düşmüş vaziyette gördük. Şu an karikatür evinde heykel. Bakıma gidecek daha sonra Oğuz Aral’ın heykelinin yanına yerleştireceğiz.”
Sıdıka Çizimine Saldırı Farklı Kişilerce Yapılmış Olabilir
Karikatür Evi’nin karşısındaki duvarda resmedilmiş olan Sıdıka çizimi hakkında da açıklamalarda bulunan Karçal, bu iki olayın bağımsız olabileceğine dikkat çekti:
“Üzerine siyah boya atıldığını gördük. Bu da yaklaşık 1 hafta, 10 gün önce oldu. İkisi de aynı anda anılınca insanlarda karikatür evine yönelik bir şey mi var gibi anlaşıldı. Büyük ihtimal birbirinden bağımsız birbiri ile alakası olan şeyler değil.”
Kadıköy Belediyesi tarafından işletilen Karikatür Evi, 1906 yılında inşa edilmiş ve uzun yıllar konut olarak kullanılmış bir binanın restore edilmesinin ardından 2016 yılında hizmete açılmıştı.
Siz bu olaylar hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.
Kaynak: DHA
Sıdıka’nın karalanmasında bir kasıt var gibi. Çünkü sadece göğüs bölgesi özenle karalanmış. Kapalı göğüsten bile işkillenen ruh hastaları mı var acaba şehirde? Gerçi İstanbul’da kim var kim yok, onu bile bilmiyoruz ya artık… Çorbaya çevrilen bu şehirde olabilecek hiçbir şey kimseyi şaşırtmamalı.
İstanbul, yol geçen hanına dönmüş bir şehir. Bir hudut şehri filan olmamasına rağmen, ipini koparan yabancı ülke vatandaşı, İstanbul’a elini kolunu sallayarak girebiliyor… İŞID, Taliban gibi ultra sapık örgütlerin doğduğu bölgelerden ne idüğü belirsiz, sayısı da belirsiz yabancı, hem İstanbul’a hem de Anadolu’daki diğer şehirlere rahatça gelip çöküyor…
3 Mayıs’ta Emniyet’in yaptığı şu açıklamaya bakın… Sınır güvenliği filan hak getire… Bir yandan ordumuz güçlü diye propaganda yapıyorlar, sonra öğreniyoruz ki, sınırdan isteyen istediği gibi içeriye girip, dilediği şehre yerleşiyor! Bu ne perhiz…
(Bu arada, AKP hükümetinin açıkladığı hiçbir rakama da ben inanmam. Kasıtlı olarak rakamları gerçekte olduğundan daha düşük gösteriyorlar ki, Türk milleti durumun vahametini kavrayamasın diye)
Ben gerçekten bu yobazlığa ve iğrençliğe katlanamıyorum artık. Önümde yobazları yok et butonu olsa acımadan basardım.
Sıdıka gideceği düğünde bluz ve etek giymek ister
Düğünden gelirler
Haberdeki olayı Sıdıka’nın gazetelerde okuduğunu hayal ettim bir an:
– Kız anne görüyor musun haberi, Avni heykelini yıkıp benim resmime de siyah sprey sıkmışlar
–Sıdıka kız, Avni de kim. Ne işin var senin onunla aynı yerde. Ver bakiyim şu gazeteyi
– Bak anne, benim göğüs kısmımı özellikle siyaha boyamışlar sanki. Bu benim özgürlüğüme yapılmış bir harekettir ve de hakarettir. Ben derhal bu durumu yetkililere bildiriyorum
– Kız nasıl konuşuyosun sen öyle özgürlükmüş filan. Yollu mu olacan başımıza. Bi daha da hırkanı giy oran buran görünmesin. Sakla şu gazeteyi bulmasın baban, bacaklarını kırar vallahi
– Sevgili Birleşmiş Milletler Heyeti. Öncelikle yaşadığım evde can güvenliğim olmadığını belirtir…
– Kız bırak şu kalemi, toplıcan elin heriflerini başımıza! Nerde bu terlik!!