2019 Sundance Film Festivali’nin Ardından: Detaylı Bir Bakış

Bu sene 112 filmin galasını yaptığı Sundance Film Festivali geçtiğimiz günlerde sonlandı. Yeni ödül ve sinema sezonunun bir nevi başlangıcı olarak kabul edilen festival hakkında bir önceki yazımda bu yıl festivalde gösterimini yapan en merak ettiğim filmleri yazmış ve bu şölenin sinemaya etkisinden söz etmiştim. Bu yazıdaysa ödül kazanan, eleştirmenler tarafından yüksek puanlar verilen ve dağıtımcı bulan filmler hakkında yazacağım ve aynı zamanda festivalde yaşanan önemli olaylara da değineceğim. Gelin bu yılki mühim sinema etkinliğine güzelce bir bakış atalım. Yolculuğumuza önce ödüllerle başlayalım.

Kısaca Ödüllere Bakış

Ulusal Ana Yarışma’da büyük ödülü Chinonye Chukwu’nun yönetmenliğini üstlendiği Clemency filmi kazandı. Joanna Hogg’un yönettiği The Souvenir’sa Uluslararası Ana Yarışma’da büyük ödülü kucakladı.

Festivalde bu sene dikkat çeken detaylardan birisi kadın yönetmenlerin başarısı oldu. Dört ana yarışmada da büyük ödülü kazanan filmler kadın yönetmenlere ait. Aynı zamanda Ulusal Ana Yarışma’da yer alan 16 filmden 9’unun başında da kadınlar var. Üstelik seçkinin genelinde de durum buna benzer. 112 yapımdan 45 tanesi kadın yönetmenlerden çıkma. Cannes, Berlin ve Venedik gibi uluslararası büyük festivallere göre bu rakamların çok iyi bir noktada olduğunu söylemeliyim.

Dağıtımcılar ve Yayın Hakları

Sundance Film Festivali her sene bağımsız filmler için bir vitrin görevi görmekte. Bir önceki yazımda da bahsettiğim üzere burada gösterim şansı yakalayan yapımlar büyük dağıtımcıların ve çevrimçi video platformlarının radarına girer. Hâl böyle olunca bu sene de birçok film kendisine dağıtımcı veya yayıncı buldu. Amazon, festivalden iyi eleştirilerle dönen The Report‘u 14 milyon dolara ve yine olumlu geri dönüşler alan Late Night‘ı 13 milyon dolara satın alarak vizyon takvimini çeşitlendirmeye başladı. Bunların yanı sıra Amazon, Shia LaBeouf’un biyografik filmi Honey Boy‘un da yayın haklarını satın aldı. Amazon bu hamleleriyle şimdiden ödül sezonuna iddialı bir giriş yapacağının sinyallerini vermiş oldu.

Netflix, özellikle Zac Efron’un performansının çokça konuşulduğu, Ted Bundy’nin hayatından kesitler izleyeceğimiz Extremely Wicked, Shockingly Evil and Vile filmini satın aldı. Üstelik ünlü platform filme Oscar kampanyası da yapmayı düşünüyormuş. Bunun yanı sıra Netflix, Ulusal Belgesel Yarışması’nda Seyirci Ödülü’nü kazanan Knock Down the House belgeselini, festivalden iyi yorumlarla ayrılan ve Ulusal Belgesel Yarışması’nda Yönetmen Ödülü’nü kazanan American Factory belgeselini ve Grant Sputore’ın yönetmenliğini üstlendiği I Am Mother ismindeki bilimkurgu/gerilim filminin yayın haklarını satın aldı.

Son yıllarda Amerika’da bağımsız sinemanın en önemli dağıtım ağlarından birine sahip A24 şirketi de festivalden birçok filmle döndü. A24’ün hem bağımsız sinemaya katkısı hem de Oscar yarışçıları çıkarmasından dolayı yaptığı seçimler bir kenara not edilmeli. Şirket Martin Scorsese’nin yapımcılığını üstlendiği, Tilda Swinton’ın başrolde yer aldığı ve Uluslararası Ana Yarışma’da büyük ödülü kazanan The Souvenir filmini satın aldı. İlk filmi beğenince başrolünde Robert Pattinson’ın yer alacağı The Souvenir’ın devam filminin de haklarını aldı. Bunun dışında A24, Ulusal Ana Yarışma’dan Yönetmen ve Kreatif İş Birliği Jüri Özel Ödülü ile ayrılan dram filmi The Last Black Man in San Francisco‘nun yayın haklarına da sahip. A24’ün yayın haklarına sahip olduğu ve Sundance Film Festivali’nde galasını yapan diğer filmlerse şu şekilde: Native Son, Share, The Death of Dick Long, The Hole in the Ground ismindeki korku filmi ve festivalden olumlu eleştirilerle ayrılan The Farewell. NatGeo ise Dünya Belgesel Sineması kategorisinden Seyirci Ödülü’nü kazanan, Leonardo DiCaprio’nun yapımcılığını üstlendiği Sea of Shadows belgeselini satın aldı.

Son olarak festivalde yaşanan önemli olaylara göz atalım.

Yaşanan Olaylar

Festivalde bu sene en dikkat çekici olay Leaving Neverland isimli belgeselin yayınlanmasından sonra yaşandı. Çocukken Michael Jackson tarafından cinsel istismara uğradıklarını söyleyen Wade Robson ve Jimmy Safechuck’un yaşanan olayları tüm ayrıntılarıyla belgeselde aktardıkları söyleniyor. Gösterim sonrası hem Jackson’ın ailesi hem de hayranları tarafından belgesele büyük tepkiler gösterildi. Hatta filmin IMDb sayfası, Jackson hayranı olduğu iddia edilen kimliği belirsiz kişilerden tarafından “Liar, Liar 2” olarak değiştirildi. HBO, 4 saatlik bu belgeseli 2 bölüm halinde 3 ve 4 Mart tarihlerinde yayınlayacak. Ortalık durulacağa benzemiyor. Merak etmemek elde değil.

Festivalin sinemacılara destek olma amacıyla yürüttüğü bir senaryo geliştirme atölyesi olan Sundance Lab’e bu sene Yurt adlı filmiyle Nehir Tuna seçildi. Aynı zamanda Yurt, yirmi yıldır bu önemli atölyeye katılan tek Türk filmi olma özelliğini de taşıyor. Kelebekler’se geçtiğimiz sene Uluslararası Ana Yarışma’da büyük ödülü kazanarak ülkemiz adına bir ilki başarmıştı.

İyisiyle kötüsüyle sinema için büyük bir önem addeden Sundance şölenini arkamızda bıraktık. Ancak 2019 boyunca üzerine konuşacağımız festivalden kalan onlarca yapım ve olay bizlerle olmaya devam edecek. İlgiyle takip edilecek çok şey bıraktı…