DC’nin film evreni olan Extended Universe’ün (Biz kendisine bundan böyle Genişletilmiş Evren diyeceğiz) sıkıntılarını burada sıralamaya kalksak muhtemelen hepimizin içinin epey sıkılacağı uzun bir yazı kaleme almak zorunda kalırdık. Onun yerine gelin daha keyifli, daha eğlenceli bir şey yapalım. Warner Bros.’un bu evrenden çıkarttığı son filmi Aquaman’in dağın yamacında yeni açan çiçeğin kokusu gibi güzel olan yönlerini ön plana çıkartan bir yazı kaleme alalım. Burada da durmayalım ve Aquaman’de gördüğümüz yağmur sonrası gökkuşağı şirinliğindeki bu cici yönleri baz alarak, genişletilmiş DC evrenine dair “Keşke…” ile başlayan dört cümle kuralım ve onların üzerine biraz fikir yürütelim. Nasıl? DC’nin sinema evreninin saçmalıklarını konuşmaktan daha eğlenceli gelmedi mi size de?
O zaman kemerlerinizi bağlayın dostlar; çünkü suyun metrelerce altına, kayıp kıta Atlantis’e iniyoruz! Rıhtım’da bekleyen yolcu kalmasın!
1. Keşke Aquaman DC Genişletilmiş Evreninin İlk Filmi Olsaymış
Pat diye söyleyince insanın içine oturuyor, değil mi? O ağlamak istediğimiz, gözlerimizi kanatan sahneler geliyor gözümüzün önüne… “What is your super power?” sorusuna “I’am rich” diye yanıt veren Batman düşüveriyor insanın aklına… Ağlamak istiyoruz ama ağlayamıyoruz çünkü ağlamak bile kifayetsiz kalıyor hissettiklerimizi anlatmaya…
Şimdi bir an için o tüm saçmalıkların hiç yaşanmadığı paralel bir evrende olduğumuzu hayal edelim. Bu paralel evrende Batman v Superman ve Justice League gibi filmlerin hiç var olmadığını düşünelim. DC’nin sinema evrenine ilk giriş filminin de Jason Momoa’lu Aquaman olduğunu farz edelim. Sinema salonuna girdiğimizi ve DC’nin sinema evreninin ilk süper kahramanı Aquaman’in kendini gösterdiğini getirelim gözlerimizin önüne. Sonra dürüst olalım birbirimize, bu durumda DC evrenine karşı ufacık da olsa, bir toplu iğne ucu kadar da olsa umut barındırmaz mıydık? Bence ümitli olmak için birden çok sebebimiz olurdu. Eğlenceli, epik bir macera Aquaman’i izledikten sonra gelecek olan diğer DC filmleri hakkında heyecan duyar, işlenmeye açık karakterlerin ne gibi hikayeler üzerinden bize sunulacağını hayal edip keyiflenirdik. Haksız mıyım ama?
2. Keşke DC Genişletilmiş Evreni İlk Olarak Solo Filmlere Yoğunlaşsaymış
Aquaman’in bize fark ettirdiği bir diğer önemli unsur da sinema evrenlerinin solo filmlerle kurulmaya başlanmasının daha doğru bir yaklaşım olduğu gerçeğiydi. Marvel’ın yıllarca bize tanıttığı karakterlerin toplu olarak karşımıza çıktığı Avengers serisinin geldiği seviye malumunuz. Gözümüzün önünde bu kadar başarılı bir örnek varken DC’nin neden bu yolu denemediği ve karakterlerini tanıtma gereği duymadan Justice League hikayesini kurmaya başladığını bilmemiz mümkün değil. Fikir üretecek olsam bu kararın arkasında aşırı özgüven ve kendini dev aynasında görmenin yattığını söylerdim.
Nedeni ne olursa olsun bu kararın ne kadar yanlış olduğunu anlayan DC sonunda yüzünü solo filmlere çevirdi ve Aquaman ile seyircinin hoşuna gidebilecek hareketlerde bulunabileceğinin sinyallerini verdi. Bundan sonra bir süre daha böyle devam edileceğini ve karakter tanıtımlarına, karakterlerin yenilenen yüzleri ile seyirciyle buluşacakları filmlere yer vereceklerini umuyoruz. Bu yol doğru ve seyirci de bunu görmek istiyor. Geç oldu ama güç olmasın…
3. Keşke Önceki DC Filmleri de Böyle Görkemli Bir Destan Yazabilseymiş
Wonder Woman’ın kısmen bunu başardığını söyleyebiliriz aslında. Fakat Aquaman’in epik destan anlatımı konusunda Wonder Woman’ın fersah fersah ilerisinde olduğunu kabul etmek gerekiyor. Tabii bunu söylerken Aquaman’in klişelerinin hepsinin göz ardı edildiğini kabul etmek lazım. Sonuçta destansı bir süper kahraman doğuşu senaryosu ortaya çıkartılmak istenmiş. Daha önce tanık olmadığımız bir su altı dünyası kendi evrensel tutarlılığı içerisinde oluşturulmaya çalışılmış. Kimine saçma gelebilir, kimine anlamsız gelebilir ama ortada üç saat boyunca akıp giden bir hikâye ve dünyanın farklı farklı bölgelerinde geçen sürükleyici bir macera gerçeği var. Sırf bu açıdan bile Aquaman’in DC Genişletilmiş Evreni’nin hiçbir filminde görmediğimiz bir detay derinliği sunduğunu söylemek gerekiyor.
Gönül isterdi ki bu düşünce yapısı DC evrenine ilk olarak Aquaman ile gelmeseydi ve epik bir destan anlatımı kararı daha önce alınsaydı. Gerçi zararın neresinden dönülse kârdır ama…
4. Keşke Diğer DC Filmleri de Bu Kadar Kaliteli Bir Görselliğe Ulaşabilseymiş
Herhalde Aquaman’in tartışmasız en başarılı olduğu yönü görselliğidir. Her şeyi eleştirecek bir yön bulabiliriz filmde ama özellikle su altı ve su üstü Atlantis tasarımları, renk paletinin muazzamlığı ve insan eli ile yüceltilmiş bir doğal yaşam ancak bu kadar güzel seyirciyle buluşturulabilirdi. Ben filmi iki boyutlu izlerken bile bayılmışken iMAX izleyenlerin daha da keyifle filmi izlemiş olduğunu tahmin ediyorum. Görsel efektleriyle alay konusu olan önceki DC filmlerini düşününce şirket adına büyük bir sıçrama olduğunu kabul etmek lazım. Bundan sonra bu çıtanın altına inilmeyeceğine dair ümit besleyebiliriz diye düşünüyorum. Fakat, “keşke daha önceden bu noktaya gelinseydi,” demekten de alamıyorum kendimi…
Bizim aklımıza gelen “keşke”li cümleler böyleydi. Sizin eklemek istediğiniz bir cümle var mı? Gelin forumda tartışalım.
Eline saÄlık.
Yazını beÄendim. Bazı katılmadıÄım noktalar var onu paylaÅmak istiyorum. Öncelikle Aquaman kötü film. ^^ Justice League ve BvS’nin fersah fersah önünde deÄil bana kalırsa, olsa olsa bir tık üstündedir. AÅikâr Åekilde iyi olduÄu bir kısım var, sana da katıldım nokta orası, deÄineceÄim.
Ihhh, problem burada deÄil ya sanki. Zira ilk filmin Man of Steel olduÄunu düÅünürsek, evrenin kötü olmasının sebebi ilk film deÄil. MoS her Åeyiyle Su Bey’in filminden iyiydi. Tamam CGI o seviyede deÄildi, ancak estetik ve anlatı açısından karÅılaÅtırmam bile. Bunun dıÅında solo filmlerle baÅlasaydı yorumuna katılıyorum.
DiÄer yandan Marvel konusundaki bu görüÅlere katılmıyorum. Marvel’ın geldiÄi seviye ortada evet. Ve o seviye DC’den üstün deÄil ki. Marvel da nadir olarak iyi iÅler çıkartan ancak genelde zayıf bir evren. DC gibi.
Küçük bir karÅılaÅtırma yapmak istiyorum. Aquaman, yukarıda olumsuz yorumda bulunsam bile baÅarılı olduÄu yönleri hesaba katarsak birçok Marvel yapımından iyi. Wonder Woman yine çoÄu Marvel iÅiyle net yarıÅır ve çoÄunun üstünde yer edinir. MoS en üstlere oynar. Film sayısına göre deÄerlendirirsek bana kalırsa “çok daha baÅarılı” gibi bir durum yok. Benzer. Hatta Marvel çizgiyi deÄiÅtirmediÄi sürece DC fark açacak potansiyeli taÅıyor.
KatıldıÄım noktaysa:
Tek kelimeyle harikuladeydi. DC’de en iyi CGI kullanılan görsellik. Bazı sahneleri hâlâ aklımda.
TeÅekkürler Cem, yazımı beÄenmene sevindim. TartıÅmaya açık, subjektif bir görüÅler topluluÄunun tüm detaylarında aynı fikirde olmamız beklenemez elbette.
Amacım da farklı görüÅleri bir araya getirip insanların DC evreninden beklentisine dair bir fikir sahibi olmaktı. Yine de daha fazla ortak nokta yakalarız diye düÅünmüÅtüm.
Bismillah daha ilk giriÅten ayrıÅıyoruz. Kötü film tanımının benimkinden biraz daha geniÅ açılı olduÄunu tahmin ediyorum. Aquaman’in sıkıntıları var ama bunlar onu kötü bir film yapmıyor benim gözümde.
Bence doÄrudan o. Zack Synder çok fena kandırdı Warner Bros ve DC yöneticilerini. Bu kadar karanlık bir giriÅ yaparsan ilerleyen filmlerde o karanlıktan ve görüntü yönetiminden geri adım atamazsın. Temelleri oraya dayanınca ortaya BvS ve Justice League çıktı. Ne zamanki Snyder etkisi minimize edildi, DC evreni kendini toplamaya baÅladı. Bknz. Wonder Woman ve Aquaman.
Burada haklılık payın var. Fakat daha iyi bir film olması koca evrenin ilk filmi olarak seçilmesi için yeterli deÄil ve yanıltıcı. Sonucu ortada.
Üstün deÄil, çok üstün bana kalırsa. Bugün DC filmlerinin hype miktarı ile Marvel filmlerinin hype miktarı arasındaki fark Fuji daÄından yüksek
Bu potansiyel hakikaten var. Fakat DC ve Warner Bros. bu potansiyeli ortaya çıkartabilecek mi Åüpheler burada. Ben de bu yazımda Aquman’in bu potansiyele dair bir foton parçacıÄı sunduÄunu anlatmaya çalıÅtım.
Hakikaten de öyleydi. Atlantis inanılmaz görkemli olmuÅ. Ä°nsan içinde gezintiye çıkıp, sokaklarında kaybolmak istiyor.
Dc kötü filmler yapmıyor. Man of Steel, WW, kim ne derse desin BvS filmleri çok iyiydi. Tek sorun; Justice League için çok erkendi. Tanınmamış karakterler var ve Batman espiri yapmaz
Marvel gibi herşeyi kontrol eden tek bir adam yok DC’de. Bugün alınan bir karar yarın bir başkasının hoşuna gitmeyip iptal ediliyor mesela. Şu anda kesin olan yalnızca vizyona girecek olan filmleri; Shazam, Joker, WW84. Onun dışında kesin olan filmleri yok. En başta MOS filminden sonra; Batman, Flash, Green Lantern- John Steawart veya Hal Jordan farketmez- filmleri gelseydi, ufaktan Darkseid’a dokundursalardı. JL filmi gişesi bu kadar düşük kalmazdı. Dc evreninde espiri yapan karakter sayısı az Wally West, Shazam(çocukluk hali) ve Hal Jordan haricinde diğer karakterler hep ciddi. Joker ise ayrı bir konu.
Bence Dc için Aquaman bir milat oldu. Yaptıkları hatayı ve yapmaları gerekeni anladılar. Ama, tekrardan JL filmi çekmemek büyük hata olur. Karakterleri iyice oturttuktan sonra tekrardan çekilebilir.
Son olarak yönetmenlerini de iyi seçmeye başladılar. Ortaya daha kaliteli yapımlar çıkmaya başladı.
Bence konunun özü bu cümlede saklı. Zack Snyder etkisi azaldıkça DC filmlerinin önü daha da açılıyor. Deadpool’un müthiÅ bir tespit yaparak dalga geçtiÄi gibi aÄır çekim “Super hero landing” sekansları izlemek istemiyor DC severler. Bu kısır döngünden uzaklaÅtıkça baÅka noktalara eÄilebiliyor yönetmenler ve yazar ekibi.
Asıl şansları karakterleri efsane haline getiren oyuncular denk gelmesi oldu. Gal Gadot ve Jason Mamoa. Aslında Henry Cavill ve Ben Affleck de çok iyiydi ama nedense bi dikiş tutmadı. Flash’ı oynayan Ezra Miller ise Wally West karakterli bir Barry Allen olduğu için, pek hoşuma gitmedi. Ya direk Wally West olsaydı, ya da orijinal karakteri bozmasalardı. Bakalım Süperman ve Batman için kimler olacak. Ayrıca sanırım Jared Leto da Joker değil artık ki bu habere çok sevindim. Hiç ısınamadım. Umarım Jaquien Phoenix oynar Joker’i bundan sonra. Hep hayalim; Joker’i Jim Carrey oynasın da ağzımızın suyu aksındı; ama, nedense Dc bu fikre pek sıcak bakmıyor.