Avengers Filmlerinde Ölen Karakterler Marvel'ın Pek de Umurunda Değilmiş

- Reklam -

Avengers filmleri öncesi Marvel Sinematik Evreni kurulmaya başlandığında, evrenin daha tam olgunlaşmadığının herkes farkındaydı. Filmlerin iki, iki buçuk saati bulan süreçleri boyunca espriler havada uçuşuyor; bütün kahramanlar kimsenin ciddi bir yaralanmasının olmayacağından eminmiş gibi oradan oraya uçup savaşıyorlardı.

Aslında filmlerdeki bu tavırların sebebi, yapımcıların izleyenlerin beklentisinin biraz daha ciddiyetsizlik olduğunu düşünmeleriydi. Zamanla yapımcılar, izleyenler ve bir bütün olarak Marvel Evreni olgunlaşmayı başardı. Disney’in Marvel’ı satın almasıyla beraber de çok daha cesur ve karakterlerin öldürülmesinde çok daha özgür bir evren haline geldi.

Artık Captain America: Winter Soldier veya Thor: The Dark World’deki gibi, o eğlenceli sahneler veya kimsede bir çiziğin bile olmadığı etkileyici dövüş sahneleri sona erdi. Artık bir kesinlik vardı; bir karaktere zarar geldiğinde onun ölme ihtimalini hemen göz önünde bulundurabiliyordu izleyenler.

- Reklam -

Ve MCU’nun en büyük iki filmi Avengers: Infinity War ve Avengers: Endgame, birçok sevilen kahramanı gözünü bile kırpmadan öldürdü ve bunu hikâyenin gidişatına uygun bir şekilde yaptı.

Birçok MCU yapımının yazarları Christopher Marcus ve Stephen Mcfeely geçtiğimiz günlerde Vanity Flair’le bir röportaj yaptılar. Bu konuşma sırasında da açığa çıkardıkları bir şey vardı: Kevin Feige onlardan Infinity War ve Endgame’i tamamen kendi filmleri olarak görmelerini, kendi hikâyeleri olarak yazmalarını istemiş. Ve ayrıca Marvel Studios’un kimi öldürdüklerini umursamadıklarını; istedikleri karakterleri öldürebileceklerini de eklemiş. Marcus iki film için olan planlarını şöyle anlatıyor:

- Reklam -

“Baştan Beri İki Film Yapmak İstiyorduk”

“Aklımızda her zaman Avengers 3 ve 4 vardı. Amacımız baştan beri iki ayrı film yapmaktı. Kevin Feige’e göre bu yapılması imkansız bir şeydi. Çünkü o iki partlık bir şey yapmak istemiyordu. Yapısal ve nitelik olarak diğer yapımlardan çok farklı olacaktı. Niyetimiz hep buydu.”
Bunun ardından meslektaşının sözlerine arka çıkmak isteyen Mcfeely şu cümleleri kuruyor:
“Hatırlıyorum da; Marvel şirketinden kimse bize direkt olarak bu filmleri siz yazar mısınız diye sormadı. Kevin asla arayıp bize bu filmi siz ikinizin yazmasını istiyorum demedi. Sadece birden masaya oturduk ve konuşmaya başladık.”

Peki ne için konuşmaya başladılar? Tabii ki bu fikir alışverişi için başlayan bir görüşme değilmiş. Marvel onlara ne konularda özgürlük tanıdıklarını anlatmış. Daha doğrusu Marvel Studios’un tek istediği şey ortaya çıkacak kaosun Thanos yüzünden olmasıymış. Kalan her konuda serbestlermiş. Christopher Marcus şöyle diyor:
“Sanıyorum bize verilen tek şey Thanos idi. Thanos’un sonsuzluk taşlarını kullanması gerekiyormuş – bize MCU boyunca şu, şu ve şu taşlar tanıtıldı diye anlattılar- ve ardından dediler ki ’Eğer öldürüp kurtulmak istediğiniz karakterler varsa öldürebilirsiniz, ancak gönülsüzce sırf birilerini öldürün diye bir mecburiyet yok.’ Söylenenlerin hepsi bu kadardı.”

Ölecek Kişiler Rastgele Seçilmedi

Peki “ölecek kişiler nasıl seçildi” sorusu kafaları kurcalamaya başlıyor. Stephen Mcfeely öldürmeyi seçtikleri kişileri rastgele seçmediklerini söylüyor. Marcus da son iki film için kafasında nelerin canlandığını anlatıyor:
“Son iki filme bağlanabileceği ima edilmiş birçok şey mevcuttu. Mesela Guardians’ı filme getirebilirdik çünkü Thanos’un iki üvey kızı da onların gemisindeydi. Herhangi bir yerden herhangi bir kişi dahil edebilirdik; hatta etmeliydik.”
Marcus ve Mcfeely Avengers: Infinity War’u ve Avengers: Endgame’i yazmanın ne kadar zorlayıcı olduğu konusunda hayli dürüstler. İzleyicileri karışık duygulara sokan, dumura uğratan iki muhteşem film yaptılar. Hâlâ çok çok eleştirilen bir ikili olsa da, son iki Avengers filmi de çoğu kişiye göre neredeyse kusursuzdu. Marvel’ın böyle profesyonel yazarları seçmesi gerçekten takdire şayan. Umuyoruz 4. Faz’a geçiş yapan MCU aynı profesyonellikte, başka yazarlarla işbirliği yapabilir.

Sizce Marvel’ın hiçbir işe karışmadan yazarlarına güvenmesi mantıklı bir hamle mi?

Görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizlerle paylaşmayı unutmayın.